Geleceğe İlk Adım

7.2K 363 19
                                    

Parmağıma girdiğinden beri gözümü ayıramadığım yüzüğe bir kez daha baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Parmağıma girdiğinden beri gözümü ayıramadığım yüzüğe bir kez daha baktım. Bu yüzüğe baktığımda gördüğüm işin maddi boyutu değildi. Ben bu yüzüğe baktığımda çabamı, her yeni güne kalktığımda aşkımı bir kat daha tazeleyerek uyandığımı görüyordum.

Kulağımda abimin beni teselli edeci sözleri yankılanıyordu.

Eminim bir gün Şafak seni fark edecek. Sevgini görecek ve gözardı edemeyecek.

Bana bakan Şafağın omzuna başımı yaslayıp elini tuttum. İkimizde ellerimize odaklandık.

- Bana en çok yakışan şey ne biliyor musun?

- Ne?

- Sen. Bana en çok sen yakışıyorsun. Ellerime ellerin gözlerime gözlerin yakışıyor.

Salona giriş yapan annem ve Selma ablayla toparlanıp Şafaktan uzaklaştım. Yanyana oturup bize baktılar nispetle.

- Çok yakışıyorsunuz birbirinize be evladım. Tanıştığınızdan beri yüzü güldü oğlumun. Şafağı daha önce hiç böyle görmemiştim.

Selma abladan bu sözleri duymaya alışmıştım. Her fırsat bulduğunda çok yakıştığımızı dile getirirdi.

Şafak huzursuzca kıpırdanınca ortamdan sıkıldığını anlamıştım. Gözgöze gelince bir şeyler anlatmaya çalıştı bana.

- Anne ben bir arkadaşımla buluşacaktım. Unutmuşum. Siz oturun böyle gelini kaynanalı ben çıkayım.

İyi kıvırmıştı lafı. Tiyatro ışığı görüyorum ben bu çocukta. Birkaç dakika sonra bende ayağa kalktım.

- Şey bende çaylarınızı tazeleyeyim. Soğumuştur.

Bardakları mutfağa bırakıp çantamı askıdan aldım. Sessizce kapıyı açıp kapının önünde beni bekleyen Şafağa sırıttım.

- Nihayet gelebildin be bacım.

Zamanla bacım demesine de alışmıştım. Her şeyine alıştığım gibi.

Uzattığı elini tutup bir nefeste indik merdivenleri. Ellerimizi hiç bırakmadan koştuk bir süre caddede. Sonra Şafak durunca bende durdum. Bahçeli bir evin önünde duruyorduk.

- Bu eve iyi bak Neva.

Çok dikkat etmediğim eve bir kez daha baktım.

- Çünkü burası nasip olursa bizim yuvamız olacak.

Dilim tutulmuştu resmen. Burası çok güzeldi. Hep, hep Şafakla yaşamak istediğim tarzda bir evde.

Evin tahta bahçe kapısını açıp içeri girdik.

- Bak. İyice bak bahçeye. Sevdiğin çiçeklerden böyle bir sürü bir sürü ekeriz. Yaz gelince çiçeklerin kokusu sarar bahçeyi. Çok güzel olmaz mı?

Heyecanla konuşan Şafağa baktım. Şuan ona baktığımda on yıl önce gördüğüm o çocuğu görüyordum. Aynı heyecan, aynı ses, aynı masumluk.

Evin içine girdik ardından. Girişte 5 büyük boya kutusu vardı.

- Tahmin ettiğim şey mi?

Başını salladı sadece. Kutuların yanındaki fırçayı uzattı bana. Hemen ardından maviye batırdığı fırçayla duvara uzun bir çizgi çekti.

- Bence tek renkle sınırlamayalım kendimizi. Aynı duvarda senin sevdiğin mavide olsun. Benim sevdiğim sarıda.

Ardından ortaya ne çıkacağını düşünmeden duvarı renk renk boyama başladık.

Bana 6 ay öncesinde bu maceraya atılmadan çok önce ilerde böyle bir  olay yaşayacağımı söyleseler hayatta inanmazdım. Ama sen. Sen imkansızları önce olasılığa sonra gerçeğe çeivirdin. Sen askerim. Sen iyi ki varsın.

neva_s : Geelceğe ilk adım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

neva_s : Geelceğe ilk adım.

ŞAFAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin