Bölüme başlamadan önce şuraya Alaz bebeğimi bırakmak istiyorum ^^
Anlamsızlık. Yatakta tavana bakarken hissettiğim bu duygunun adı anlamsızlıktı. Yeni tanıştığım bir adamla bu kadar eğlenmiş olmama anlam veremiyordum. Onu sanki daha önceden de tanıyormuş gibi olmama anlam veremiyordum. Bir anda yanımdan ayrılmış olmasına hiç anlam veremiyordum. O telefon kimdendi? Telefondaki kişi ona ne demişti de saatlerdir yanımda gözleri gülen adamın bakışları sertleşmişti? Ve Allah aşkına o yanımdan bu hızla ayrılmışken nasıl tekrar görüşecektik? Tamam kader falan diyordum da burdan sonra yine habersiz bir araya gelirsek kamera şakası mı bu diyip güler geçerdim.Soruların arasından çıkamayacağımı anladığımda kafamı yastığa bastırıp çığlık attım. Üç ayımın daha ilk günü bu kadar karmaşık geçtiyse sonrası nasıl olur kestiremiyordum. İnşallah kötü geçmezdi de zevk alırdım yani. Bu yaştan sonra hayattan soğutmayın adamı be!
'Kızım sen niye kendi kendine triplere giriyon?'
Sen de kimin yan çarısın anlamadım gitti. Bir kere de yanımda ol. Şu az önceki sorularıma cevap vermeye çalış mesela.
'Bence karısı aradı kanka.'
E yok ebesinin imam nikahı. Karısı olsa ne diye benimle kahve içmek istesin? Allah aşkına sen cevaplama sorularımı. Defol git.
'Kırdığın bu kalp ananın porselen takımı değil cici kız. Gidişim iz bırakmaz belki ama dönüşüm fena koyacak!'
İçindeki yan çarla konuşan bir manyak olduğumu defalarca kez fark etmiş olmama rağmen yine göz devirdim. O benden bir parçaydı ayrılamıyordum yani.
Sabah erken kalkıp hastahaneye gideceğimizi hatırlayınca bu sefer kahvaltıyı kaçırmamak için alarmımı kurdum. Sonra da kendimi güzel bir uykunun kollarına bıraktım.
....
Alaz'dan
Arabanın gazına biraz daha yüklenirken soğuk geceye bir küfür daha bıraktım. Güzel geçen bir akşamın sonu kesinlikle böyle olmamalıydı. Şu an otel odasında yarınki buluşmanın hayalini kuruyor falan olmalıydım. Ya da bunca yıldır alışık olduğum insanlardan bile daha tanıdık gelen gözlerini düşünüyor olmalıydım. Ah gözleri. Uzun zamandır kimseye karşı tepki göstermeyen şu kalbimi nasıl da tekletmişti öyle? Daha ilk gün hastahanede bana döndüğünde o kadar acımın arasında dikkatimi çekmişti. Zehirli bir sarmaşığı andırıyordu gözleri. Cezbedici fakat sert.
Yine de içimden o kadının bana bakmayacağını söyleyip duruyordum. İşi gücü yoktu da hasta yakınına mı ilgi duyacaktı? Geçici bir heves olmasını ummaktan başka şansım yoktu bu durumda. Derinlerden gelen bir ses 'bu yüzden mi tekrar görmek için sabırsızlanıyorsun?' dediğinde inkar bile edemedim. Parmaklarım radyoya uzanırken düşüncelerimin yok olması amacındaydım. Öyle de olmuştu. Kaan Tangöze'nin sesine eşlik ederken bölük komutanının yanına varmak üzereydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya Sonra?
RomanceEn büyük aşklar nefretle başlar klişesi yok! Aileler şirket bağlamak için görücü usulü evlendirmiyor! Kızımız kötü, oğlanımız playboy değil! Hayatına uzun zamandır kimseyi almamış iki işkolik birbirini bulunca ne mi yapar? Ya gözdeki perdeler kalkar...