Birçok hatadan dönüş yapabilmeyi öğrenmiştim. Genelde hata yapmamaya hep özen gösterirdim. Ama bazen ufakta olsa yaptığım hatalar olurdu. Bunlar geçiydi. Önemli olan büyük hatalar yapmamamdı.
Peki şu an ne yapıyordum? Gerçekten dönülmesi zor bi hataya doğru mu ilerliyordum? Adımlarımı yavaşlatıp karşımdaki mesafeye baktım. Uzun bir mesafe vardı. Arkası bana dönüktü. O yüzden henüz yüzünü görmüyordum. Aklım hâlâ son mesajdaydı. Her şey belki de benim birkaç adımımda son bulacaktı.
Etrafıma bakındım. Çok fazla kişi yoktu, birkaç çocuk vardı o kadar. Derin bir nefes aldım. Yapabilirdim. Yavaşça adımlarımı hareketlendirdim. Ne olursa olsun, artık umrumda değildi.
"Abla ablaa bana yardım eder misin?" Diye yanıma yaklaşan küçük çocuğa baktım. Yaklaşık 10 yaşlarındaydı.
"Ne oldu bakalım?" Diyerek ona döndüm. Tatlı bir yüzü vardı.
"Topum şuraya takıldı da onu almama yardım eder misin?" Önce gösterdiği yere sonra çocuğa baktım. İkilemde kalmıştım. Tekrar beni bekleyen çocuğa baktım. Anon oradaydı. Belki bir dakika daha bekleyebilirdi.
"Pekâlâ gel hadi alalım. " dedim ve çocuğun gösterdiği yere doğru ilerledim. Ağaçlığın oraya gidene kadar arkama da bakıyordum. Hâlâ orada mı diye. Şayet giderse bugünün hiçbir anlamı olmayacaktı çünkü. Mesafe azaldıkça arkam dönük ilerlelediğimi fark ettim.
"Evet neredeym..." çocuk yoktu. Etrafıma bakındım. Gösterdiği yerde topta yoktu. Nereye gitmişti şimdi bu?
"Tatlı çocuk nerelerdesin?" Soruma cevap alamamıştım. Belli ki topunu da alıp gitmişti. Daha fazla beklememin bir anlamı olmayacağını düşünerek adımlarımı hareketlendirdim. Ta ki büyük bir elin ağzıma kapandığını görene kadar.
...
Gözlerimi araladığımda güneşin bir gözümü delip geçtiğini fark ettim. Kapatmak istedim. Sersem bir hâlim vardı. Ne olmuştu bana böyle?
Yavaşça başımı kaldırdım. Odadaydım. Daha doğrusu odamdaydım. Olanlara bir anlam vermeye çalıştım. Aklıma gelenlerle birlikte ayağı sıçradım. En son birisi tarafından ağzım kapatılmıştı. Zaten ondan sonrasını hatırlamıyordum.
Bayılmıştım! Birisi beni bayıltmıştı. Ağzım korkuyla aralandı. Gözlerim büyümüştü. Sertçe yutkundum ve yavaşça odamın kapısına yanaştım. Kalbimin atış sesini burdan duyabiliyordum. Kimdi bu ve benden ne istiyordu?
Kapıyı yavaşça açıp etrafıma bakındım. Ses yoktu.
"Anne!!" Diye seslendim.
Fakat karşılığını alamamıştım. Henüz annem gelmemişti. Peki beni bayıltan kişi neden eve getirmişti?
Ya hâlâ buradaysa?
Bunu düşünmemle odama tekrar girip hızlıca kapıyı kilitledim. Etrafıma bakındım. Annemi aramam gerekti.
Masamın üzerinde gördüğüm telefonuma doğru uzandım. Ellerim titriyordu.
Derin bir nefes aldıktan sonra sandalyeye oturdum. O sıra masanın üzerindeki not kağıdı dikkatimi çekti.
Benim yazım değildi bu.'Uyandığında umarım ilk bu kağıdı bulursun yoksa
senin ne kadar endişeleneceğini biliyorum. Üzgünüm bana başka çare bırakmadın. Senin onun yanına gitmene müsaade edemezdim. '
AnonykşklıSinirle gözlerimi kapattım. Bunu yapan anondu. Bir de utanmadan altına anonykşklı diye not bırakmıştı. Telefonun kilidini tekrardan açıp mesaj bölümüne girdim. Çok sinirliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Adı anonykşklı | Texting
Teen FictionOkulun en inek kızını düşünün. Sizce sosyal bir kız olabilir mi? Peki ya telefondan gelen bir mesaj onu bu asosyalliğinden çekip alırsa? ~~ anonykşklı : evet yakışıklı ben ( gönderilmedi ) anonykşklı : selam, ben yakışıklı (gönderilmedi ) anonykşklı...