'19

8.4K 604 141
                                    

Bugün benim için bir ilkti. Bugün bir ilk yapıp dışarı çıkacaktım. Kütüphaneye falan ders çalışmaya değil, veya çöp atmaya değildi. Bugün gerçek anlamda eğlenmek, kendimi biraz olsun rahatlatmak için dışarı çıkacaktım. Günlerden cumartesiydi. Hava da biraz esiyordu fakat üşütecek cinsten değildi. Dar kotumu ve üzerine de kırmızı bluzumu giyinip saçlarımı açık bıraktım. Gözlüklerimi takmam gerekmiyordu. Dudaklarıma nemlendirici sürüp yüzümü kremledim. Makyaj malzemem yok denecek kadar azdı ki zaten kullanmıyordum. Hazırlıklarımı tamamladıktan sonra üzerime siyah yağmurluğumu giyinip odadan çıktım.

Mutfakta duyduğum sesle o tarafa yöneldim.

"Anne ben çıkıyorum, bir saate gelirim." annem yüzüme bakıyordu. Yüzünde büyük bir gülümseme hakimdi.

"Tamamdır sen keyfine bak." dedi ve işine kaldığı yerden devam etti. küçük sırt çantamı aldığım gibi sporlarımı da giyinip evden çıktım. Betül gülümseyerek bana doğru geliyordu. Her şey onun başının altından çıkmıştı. Ne yapıp edip beni bu güne ikna etmişti. Bana ulaştığı zaman sıkıca sarıldı.

"Ya şimdi ağlayacağım ama ben, seni okul formasız da dışarı da görmek varmış" yine laflarını sıralıyordu. Dediğine gülümsedim. Bu konuda ne yazık ki haklıydı.

Kol kola girip birlikte merkeze doğru yürümeye başladık. Dünden beri bahsettiği, ballandıra ballandıra anlattığı kafeye gelmiştik. Oldukça lükstü.

"Daha sakin bir yere gelebilirdik bence." diyerek düşüncelerimi belirttim. Bana göz devirdi.

"Saçmalama burası çok güzel bir yer. Hem kalabalık ortamlar daha iyi." Değişen bir şey yoktu, o yine Betül'dü. Daha bir şey söylemedim ve boş bir masaya oturduk.

Önümüze mönü geldiğinde ikimizde oraya odaklandık. Tam olarak ne gibi şeyler yenilirdi pek bilmiyordum. O yüzden mönüyü kapattım ve Betül'e baktım.

"Sen ne istiyorsan bana da aynısı olsun." bu daha mantıklıydı. Betül başını salladı.

"Ama şimdi değil, birkaç dakika sonra isteyelim." cümlesine başımı sallamakla yetindim. Oturduğum yer pencere kenarıydı, hava oldukça güzeldi ve içimden bir ses bugünün güzel geçeceğini söylüyordu. Umarım o içimdeki sese Betül bir pürüz sokmazdı.

"Sevdin burayı değil mi?" diye öne doğru gelen Betül'e baktım.

"Fena değil işte." dediğimde burun kıvırdı. Kesinlikle evet dememi bekliyordu.

"Bence şimdi seveceksin." kaşlarımı çattım. Bunu demesiyle arkaya odaklanmıştı. Neye bakıyordu öyle? Onun baktığı yere doğru döndüm. Yok artık!!! Hayal görüyorum değil mi!!!

"Betül lütfen hayal olduğunu söyle."

"Aksine çok gerçek kankacım." dedi ve gülümsedi. Mönüyü açıp kafamı içine gömdüm. Çünkü bu tarafa doğru geliyorlardı. Onlarla karşılaşmak istemiyordum. Onlarla muhatap olmak hiç istemiyordum.

"Naber Mete?" diyen kişiye baktığımda bunun Betül'den gelmiş olmamasını diledim. Mete kimdi, Betül onu nereden tanıyordu. Hafif yana doğru döndüm. Lanet olsun onlardı işte. Mete dediği kişi de o gruptaki sarışın ve gıcık olan çocuktu. Allah'ım sana geliyorum!

"İyidir, senden naber?" Daha neler! Bunlar ne ara selam verecek kadar samimi olmuşlardı?!

"Bizde öyle Akasya ile bugün dışarı çıkalım dedik." Derin bir nefes aldım. En azından grubun diğer üyeleri bir masaya geçip oturmuşlardı.

Kod Adı anonykşklı | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin