Multimedia: Barlas ve Ata Berk"Gel bakalım bizde seni bekliyorduk" diyerek karşısındakine gülümsedi.
"Yine ne var?" diyen çocuk hiç söylediklerine aldırış etmedi ve kendini koltuklardan birine bıraktı.
"Demek hâlâ iddiaya devam ediyorsun?" Bu kez konuşan kumral çocuktu.
Koltuğun arkasına bıraktığı başını kaldırıp kumral çocuğa baktı.
"Ne iddiası?"
"Yapma ama hani anlaşmıştık ya o kızla konuşacaktın." İlk konuşan çocuk sözü devralmıştı.
"O iddia kapandı." diyerek ayağa kalktı. Parlak saçlarını eliyle geri itti. Güneş ışığıyla gözlerinin rengi daha da bir muazzam görüntü alıyordu.
"Kapanmadığını biliyoruz."
Şimdi sinirlenmeye başlıyordu. Yanına diğer çocuk geldi.
"Kütüphanede onunla konuşmaya çalışırken ne halt ediyordun?" Sesi sertti.
"Bu seni ne kadar ilgilendirir, bir dakika sende oradaydın değil mi?"
"Peki bu seni ne kadar ilgilendirir?" Dedi ve gözlerine baktı. İkisinin de muazzam renkte gözleri vardı. Ama bakışlar farklıydı.
"Hey hey sakin olun, bir inek için tartışmayacaksınız herhalde" diye araya girdi kumral çocuk.
"Onu iddiayı gizliden devam ettiren kişiye sor." hâlâ gözleri birbirlerine bakıyordu.
"Yoksa siz kıza aşık falan mı oldunuz lan?" diyerek gülen çocuğa döndü ikisi de.
"Benim o kıza zerre aşık olmayacağımı bilmen gerek." dedi ve sinirle çıkışa yöneldi.
"Aslında güzel kız, olabilir." diye arkasından duyduğu cümleye tepki vermemeye çalıştı ama elini yumruk etmeden kendini alamadı.
Ders çalışmaktan artık beynimde imkansızlar aşklar beliriyordu. Düşünüyorum da ben aşk romanı falan yazsam kesinlikle bu trigonometri ve parabol arasında geçen imkansız aşk olurdu. Tabi bunların katili de ben olurdum.
Kitabı kapatıp diğerlerinin üzerine koydum. Tam tamına 5 saattir aralıksız çalışmıştım. Gebermiş miydim? Tam da öyle. Sandalyeden kalktığımda kıçımı hareket ettiremez hâldeydim. Bir gün Allah korusun başıma bu yüzden bir şey gelecekti. Hafta sonuydu. Hava o kadar güzeldi ki son demlerini yaşıyor gibiydi. Sonbahar kendini pek göstermesede akşamları yağan yağmur güneşe rağmen çok güzeldi. Yağmur yağdığı an masadan kalkıyor ve penceremin kenarına oturuyordum. Bitene kadar izliyordum. Belki dakikalarca, belki saatlerce.
Şimdi ise nedensizce dışarıya çıkmak istiyordum. Genelde kafelere takılan bir kız değildim. Dışarı çıktığımda ya marketten bir şey alırdım ya da çöp atmaya giderdim. Bazen kızıyordum kendime, annem de çok söylenirdi. 'Yaşın şimdiden böyle şeylere müsaitken neden kendini o kitapların arasına gömüyorsun' derdi. Haklıydı ama elimde değildi. Çalışmadığım zaman olduğunda kendimi huzursuz hissediyordum. Gerçekten elimde değildi. Belki de bir psikoloğa falan görünmem gerekti.
"Akasya, kızım ben çıkıyorum." diye kapımı açan anneme baktım.
"Tamamdır, iyi eğlenceler sana."
"Hadi sende gel benimle hava alırsın hem." Annem arkadaşlarıyla buluşacaktı. Kadınların arasında oturmak mı? Allah korusun!
"Anne ben hiç almayayım. " dedim ve elimi yok der gibi salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Adı anonykşklı | Texting
Teen FictionOkulun en inek kızını düşünün. Sizce sosyal bir kız olabilir mi? Peki ya telefondan gelen bir mesaj onu bu asosyalliğinden çekip alırsa? ~~ anonykşklı : evet yakışıklı ben ( gönderilmedi ) anonykşklı : selam, ben yakışıklı (gönderilmedi ) anonykşklı...