"Kimsin?Kimsin dedim sana?
Nerdeyim ben?"
Uygar gözleri kapalı elleri kolları bağlı bir şekilde sandalyeye bağlanmıştı. Gecenin bir yarısı başına çuvalla buraya getirilmiş ne olduğunu kim olduklarını dahi görememişti. Oturduğu yerden ellerini çözmeye çalıştı ama sanki düğüm atmış gibi çözülmüyordu. Bu onu daha çok sinir ederken öfkeyle bağırmaya devam etti.
"Adam mısın lan sen?
Yüreğin yok mu senin? Kim olduğunu söylemeyecek kadar korkak mısın lan? Şerefsiz..."diyerek yerinden hareket etmeye çalıştı. Başaramayınca da küfür etmeye devam etti. Lanet olsun kim bunlar diye düşündü. Borçlu olduğu bir sürü adam vardı. Onlardan biri olmalıydı.
Ama bilmiyordu. Tam karşısındaydı. Bora zevk alır gibi onu izlemeye devam etti. Bu daha başlangıçtı.
1.Kural sabırlı olacaksın...
Bora yanındaki adama başıyla işaret ederek gözlerini açmasını istedi. Adam vakit kaybetmeden Uygar'ın gözünü açtı. Uygar ilk başta gözlerini tam açamasada karşısında duran Bora'yı gayet net görebiliyordu.
"Ne o çok mu korktun?"Bora keyifle ona bakmaya devam etti. Uygar'ın şaşkın bakışları bir anda öfkeye dönüştü.
"Neden beni buraya getirdin?"diye tısladı. Sinirden dişlerini sıktı. Ona yukardan bakması sinirini bozuyordu.
"Canım istedi. Seni böyle görmek hoşuma gitti açıkçası..."diyerek onunla alay etmeye devam etti. Bora karşısındaki adamı nasıl sinirlendireceğini gayet iyi biliyordu.
"Oyun oynama benimle. Neden burdayım..."Elleri bağlı olmasa ona her an saldırabilirdi. Uygar onun güçlü taraf olduğunu biliyordu. Ama ona ölesiye yumruk atmak istiyordu.
"Dik kafalı olman hiç hoşuma gitmedi. Ben sözlerimi harfiyen dinleyen adam severim.
Kriterlerim bunlar..."dediğinde o günkü konuşmaları aklına geldi. Ona sunduğu teklif. Kabul mu etmişti?
"Nasıl yani?"
"Madem yanımda çalışmak. Adamım olmak istiyorsun. Bir kaç testen geçmen gerekecek..."dediğinde Uygar anlamaya çalıştı. "Ne testi?"diye sordu. Bora omuzlarını dikleştirirken ciddiyetinden ödün vermedi.
"Önce gücünü test edicem. Dayanıklı mısın bir görelim"derken Uygar kaç zamandır bu haberi bekliyordu. Ama bu şekilde değil.
"Ne yapıcam Peki?"diye sordu. Her ne gerekiyorsa zaten yapıcaktı. Her ne olursa... Bora gülümseyerek ona baktı.
"Kafes dövüşü..."
"Kafes dövüşü?"diye tekrarladı. İnanmakta güçlük çekiyordu.
"Ne o gözün mü korktu yoksa? İstemiyorsan git..."gidebilirdi. Ama Azra için bunu yapacaktı. Onun fedakarlığına karşı. Kafes dövüşü mü?. Uygar hiç düşünmeden cevap verdi. Bugün onun günü olmalıydı.
"Hayır... İstiyorum"dediğinde Bora benden günah gitti der gibi bakışlarını adamına çevirdi.
"Açın ellerini"dediğinde Uygar'ın yanına gelip ellerini açtılar. Uygar acıyan ellerini ovarken Bora."Kafese sokun"diyerek ikinci emrini vermişti. Adamları Uygar'ı yaka paça hazırladıkları kafesin içine adeta fırlattı. "Çağırın"Uygar ne olduğunu anlamazken yanına en az onun iki katı bir adam geldi. Uygar o an şaşkınlığını gizleyemedi. Şu an gerçekten bir kafesin içindeydi. Ve dövüşmek zorundaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRILDI GÖKYÜZÜM
Teen FictionAcı çeken bir adam... Ona benzeyen bir kadın... Kaderin onları karşılaştırdığı yer... Adam o gün hep yapmak istediği şeyi bir başkasının yaptığını gördü. Hemde gözleri önünde... Bir kız atlamak için gözlerini kapattı. "Korkak..." Adam sadece bu keli...