Saat 9:55Yer Gece kulübü
Bora ve Uygar'ı tekrar karşı karşıya getiren an. İkinci test. Son oyun. Uygar'ın Son şansı. Dediği saatte burda olmasını istedi. Bir dakika bile geçmeden geldi. Bora için bu hareketi de önemliydi. Şimdi ise barmenin yanında yan yana oturmuş. Birşey yudumlarken. Neler yapması gerektiğini şimdi ne yapmalıydı onu öğrenmeye çalışıyordu. Bizzat ondan.
"Şimdi ne yapmam gerekiyor? Neden geldik buraya?"diye sordu. O günden sonra her yeri ağrımıştı. Ama onun dediklerini harfiyen yerine getirmeliydi. Getirecekti de...
"Acele etme. Dinle..."diyerek içkisini yudumladı. İçerdeki müzik sesi çok yüksek değildi o yüzden birbirlerini rahat duyabiliyorlardı. Bora Uygar'ın yüzüne baktı. Yüzünde alay eder gibi bir ifade oluştu."Yüzündeki yaralar geçmemiş ama olsun. Yine de iş görürsün"dediğinde tekrar önüne döndü. Ama bu tavrı Uygar'ı sinir etti.
"Sayende..."diyerek gözlerini devirdi.
"Birşey değil. Ne zaman istersen"diyerek gülümsedi. Uygar ona öfkeyle bakarken. Bora elindeki bardağı bırakarak ciddileşti"Neyse konumuza dönelim. 1. Testi geçtin zor da olsa. Şimdi sıra 2.testte. İşte en önemlisi de bu"derken Uygar ne yapacağını şimdiden merak etti. Kafes dövüşü yapmayı bile beklemezken karşı karşıya gelmişti. Şimdi ise daha zor olmalıydı diye düşündü.
"Neymiş önemli olan?"diye sordu. Bora duruşunu düzelterek ona baktı
"Sadakat. Ve bağlılık"dediğinde Uygar onu ciddiyetle dinlemeye devam etti."Bugün burda bana ne kadar sadık olduğunu. Güvenilir olduğunu göstermen gerek..."İşte 2. Ve son test. Bora için olmazsa olmaz olan kural. Sadakat. Ve güven. Bora onun zorlanacağını emindi.
"Ne yapıcam?"Uygar sabırsızlıkla hemen başlamak istedi. Ve hemen de bitsin istedi. Çünkü hala vücudunun her yeri ağrıyordu.
"Dinle..."diyerek başını sağ köşedeki masaya çevirdi."Şurdaki gri gömlekli adamı görüyor musun? Masada kırmızı bir dosya var. İşte onu bana getiriceksin"dediğinde Uygar anlamsızca ona baktı. İstediği sadece bu kadar mıydı? Bu muydu?
"Bu kadar mı?"Diye şaşkınlıkla sordu. Bora onun böyle bir tepki vermesine şaşırmamıştı.
"Ne o çok mu basit geldi"dediğinde Uygar cevap veremesede dünkü kafes dövüşünün yanından bile geçmiyordu."O zaman biraz zorlaştıralım"derken Bora ona doğru biraz daha yaklaştı."Eğer yakalanırsan ölürsün. Eğer yakalanır ve benim adımı verirsen yine ölürsün. Nasıl?"Bora ona nasıl der gibi bakarken. Uygar ise bozuntuya vermeden bakmaya devam etti. Çünkü öyle birşey olmucaktı. Yakalanmıcaktı.
"Sonra? Bu iş bittiğinde?"diye devam etti. Sonra herşey bitecek miydi? Onun için en önemli olan soru da buydu işte.
"Öncelikle sağ olup olmacağın önemli. Sonrasına da bakarız. Unutma Sadakat herşeydir"dediğinde etrafa bakındı. Ve eline telefonu alarak saate baktı.
"Anladım. Yapıcam. Her ne olursa"Uygar kararlı bir şekilde dik durdu. Önce inanması gerekiyordu. Sonra ise harekete geçmesi.
"Güzel. Ben gidiyorum. 2 saatin var. Dosyayı bana getir. Ve oyun bitsin"diyerek içkisini son bir yudumla içerken ayağı kalktı."Bol şans..."diyerek yanından uzaklaştı. Uygar onun gidişini seyrederken. O da masadaki içkisini yudumladı.
Bora'nın tarif ettiği adama baktı. Kafasında plan kurmaya başladı. Gözü sürekli onun üstündeydi. Ne yapmalıydı. O dosyayı nasıl dikkat çekmeden alabilirdi. Düşündü. Düşündü. En iyisi kalktığında onu sıkıştırarak dosyayı almak. Yanında adamları vardı. Pat diye alamazdı. O yüzden bu işi sessizce halledicekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRILDI GÖKYÜZÜM
Teen FictionAcı çeken bir adam... Ona benzeyen bir kadın... Kaderin onları karşılaştırdığı yer... Adam o gün hep yapmak istediği şeyi bir başkasının yaptığını gördü. Hemde gözleri önünde... Bir kız atlamak için gözlerini kapattı. "Korkak..." Adam sadece bu keli...