Uyumak... Dünyadaki en güzel şey olabilirdi... Azra içinde öyle. Yatakta öyle güzel rüyalar görüyordu ki kalkmak aklının ucuna bile gelmedi. Uykusunda ilk defa gülümsüyordu. Ama artık kalkması gerekiyordu. Yataktan esneyerek kalktığında göz ucuyla saate baktı. Saati görür görmez hemen ayağı fırladı."Nasıl uyuyakaldım ben? Alarm niye çalmadı"
Off çok geç kaldım"diyerek ne yapacağını şaşırdı. Eli ayağı birbirine dolaştı. Hazar'ın ona saat 8:30 kahvaltı hazır olsun dediğini hatırlıyordu. Saat şimdi 9:10 geçiyordu.
Banyoya gidip aceleye yüzünü yıkadı. Üzerine değiştirmekle vakit kaybetmek istemedi. O yüzden üzerindeki pembe hafif kısa bir geceligiyle odadan koşarak çıktı.
Merdivenleri aceleyle hızlı hızlı inerken son iki başlamak kala karşısında Hazar'ı görünce duramadı ve ona çarparak birlikte yere düştüler...
Azra Hazar'ın üstüne düştüğü için canı acımamıştı. Ama Hazar'ın üstünde olduğu için acayip derecede utanıyordu. Başını göğsünden kaldıramıyordu. Göz göze gelmekten korkuyordu.
"Ben çok özür..."Azra cümlesini tamamlayamadı... Başını kaldırıp ona bakmak isterken burun buruna geldiler. Dudakları arasında santim fark vardı. Hazar gözlerini ondan alamıyordu. Azra ise donmuştu. Kilitli kalmıştı Hazar'ın gözlerinde. Kalbi hızla atarken ondan gözlerini alamıyordu.
Hazar'ın daha sonra bakışları dudaklarına kaydığında bunu Azra da fark etti. Ve daha çok kızardı. Hala üstündeydi. Bu yakınlık onları yakıyordu. Hazar'ın nefesini yüzünde hissediyordu. Azra yutkunarak kendine gelmeye zorladı. Ve hemen ayağı kalktı...
"B-ben... Şey b-ben çok özür dilerim. Aceleyle gelirken sizi görmedim.
Çok özür dilerim"dediğinde Azra'nın üstünden kalmasıyla beraber Hazar da ayağı kalktı. Üzerini düzeltirken Azra'ya dikkatlice baktı.
Utancından kekelemişti. Hazar üzerindeki pembe pijamayı daha yeni fark ediyordu. Gözleriyle onu baştan aşağı süzürken. Azra onun üstüne baktığını fark edince yüzü daha çok kızardı. Pijamalarıyla gelmişti. Çok utanıyordu. Daha ne kadar utanabilirdiki önce Hazar'ın üzerine düşmüştü şimdide bu durum. Bir yerlere gidip kafasını vurmak istedi...
Hazar Azra'nın yüzüne baktığında ona bakamadığını fark etti. Onu daha fazla utandırmamak için bakışlarını üzerinden çekti
"Tamam. Önemli değil..."diyerek geçiştirdi.
"B-Ben uyuyakalmışım. Ama kahvaltıyı hemen hazırlarım"dediğinde mutfağa doğru gitmek üzereyken Hazar onu hemen durdurdu.
"Gerek yok...
Çıkıcam... Toplantı kısa sürücek saat 11 evde olurum. O zaman bir şeyler hazırlarsın"derken kapıya doğru ilerledi. Askılıltan ceketini giyerken ona baktı."Tamam... Ben tekrar özür dilerim"diye mahçupca ona baktı. Rezil olmuştu. Kendine şu an çok kızıyordu.
"Bu kelimeyi çok kullanıyorsun. Bir daha duymak istemiyorum"diye belirtiğinde onu tanıdığından bu yana en çok kullandığı kelimeydi. Artık sıkılmıştı duymaktan.
"Özür dilerim. Yani..."yeniden özür dilerken. Yani yanlışlıkla hemen başını yere eğip sustu.
"Ben çıkıyorum..."diyerek kapıyı açtığında aklına birşey gelmişcesine durdu. Kapıyı kapatıp yeniden bakışlarını Azra'ya çevirdi."Ayrıca evin içinde bir daha bu kıyafetle gezme. Çok dikkat çekiyorsun... Dışarıda bir sürü adam var. Dikkat et bundan sonra..."diyerek hafif kızgınlıkla söylerken ona bakmadan kapıyı açarak evden çıkıp gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRILDI GÖKYÜZÜM
Teen FictionAcı çeken bir adam... Ona benzeyen bir kadın... Kaderin onları karşılaştırdığı yer... Adam o gün hep yapmak istediği şeyi bir başkasının yaptığını gördü. Hemde gözleri önünde... Bir kız atlamak için gözlerini kapattı. "Korkak..." Adam sadece bu keli...