9. BÖLÜM "İÇİNDEKİ ATEŞ"

181 36 14
                                    


"Gidin burdan. Evimden defolup gidin hemen..."

Hazar kadının daha fazla bağırıp çağırmasına izin vermedi. Azra'yı itip kakması zehirli diliyle onu zehirlemesine daha çok öfkelendi. Azra hala yerdeydi. Kızgındı. Üzgündü. Ayağa kalkıcak gücü bile yoktu. Ağlamak istiyordu. Ama ağlamıyordu. Canı yanıyordu. Ondan daha ne istiyorlardı. Gerçekten ölmesini mı istiyordu?

Azize hanım ise Hazar'a gözlerini dikti. Ve onu umursamadan konuşmaya devam etti.

"Gidicem... Ama şunu bil canımı yakmaya kalkarsan. Canını alırım...

Şimdi ne halin varsa gör"son sözünü söyledikten sonra arkasına bakmadan gitti. Kadının arkasından bakan Hazar bakışlarını Azra'ya çevirdi. Sessizce ağlıyordu.

"Ayağı kalk...

Bu kadar kolay da düşme"Azra başını kaldırarak Hazar'ın yüzüne baktı. Ona acıyordu. Emindi. Ne kadar zavallı olduğunu düşünüyordu. Gözlerinde bunu hissedebiliyordu.

Azra elinin tersiyle gözündeki yaşları silerek ayağı kalktı. Kalktığı gibi sanki yer ayağından kayıyormuş gibi hissetti. Hazar Azra'nın düşeceğini anlayınca hemen kolundan tutarak kendine çekti.

"Tamam. Tamam tuttum seni. İyi misin?"

"Başım dönüyor..."dediğinde gözlerini hala tam olarak açamadı. Ayaklarının yerden kesilmesi ile Hazar ile burun buruna geldi. Nefesi kesilmişti Azra utanarak baktı adama. Hazar kucağında  yanakları kızaran kızı daha fazla utandırmamak için merdivenlere doğru yöneldi.

"B-ben yürüyebilirim"dediğinde kekelemişti. Azra. Yerinde rahatsızca kıpırdanırken Hazar tutuşunu sertleştirdi. "Rahat dur"dedi. Azra'nın kalp atışları hızlanırken nefes almayı bile unutmuştu. Utancından adamın yüzüne bile bakamadı. Diğer yandan başı o kadar ağrıyordu ki sesini bile çıkarmadı. Usulca başını adamın göğsüne koyarken düşünmemeye  çalıştı. Gözlerini kapatırken güçlü kalp atışlarına odaklanmıştı.

Hazar göğsüne yaslanan kıza bakmadı. Odasının kapısını ayağıyla iterek açarken kollarındaki kızı usulca yatırdı. Hazar Azra'ya dikkatle bakarken beyaz teninin pembeleşmesi dikkatini çekti.

"Hasta mısın?"diye sordu. Azra hemen başını olumsuzca salladı."H-hayır..."dediğinde hiç inandırıcı değildi. Hazar elini alnına koyarken Azra yanaklarının kızardığına yemin edebilirdi. Kalbi sanki boğazında atarken sessizce yutkundu. Böyle olması normal miydi? Azra kesinlikle bundan emin değildi. Hazar elini alnından çekerken kaşlarını çatmıştı.

"O zaman neden ateşin var"diye sorduğunda ise afalladı. Ateşi olduğunun farkındaydı. Ama umursamamıştı.

"İyiyim ben bir şeyim yok"diyerek mırıldandı. Sadece uyumak istiyordu. Az önce olanları unutmak. Hafızasından silmek istiyordu.

"İyisin öyle mi? Ben gelene kadar sakın yataktan çıkma"diye kesin bir dille onu uyardı Hazar. Azra onun neden sinirlendiğini anlamamıştı. Zaten ayağa kalkacak hali bile yoktu. Başı zonkluyordu. Başını iyice yastığa gömerken yorganı üzerine çekti.

Azize hanımın ona olan öfkesi gözünün önüne geldi. Çok acımasızdı. Azra ne yaparsa yapsın suçluydu. Üstelik hiçbirşey yapmamıştı. Kim onu yine neyle suçluyordu. Bu kadar şey yaşarken üstelik ona saldırmıştı. Zehirli sözleri yeniden kulaklarında çınlarken ister istemez gözünden bir damla yaş damlarken Hazar'ın  odaya girmesi ile kendisini topladı.

Hazar elinde bardakla içeri girdi."İç şunu..."diyerek elindeki hapı avucunun içine koydu. "A-ma"ilaç içmeyi hiç sevmezdi Azra. İtiraz edicekken Hazar'ın sert bakışlarını görünce sustu."İç dedim"sesi itiraz istemiyorum demekti. Azra avucundaki hapı zorla ağzını atarak su yardımıyla hemen yuttu. Daha sonra Hazar'ın telefonu çalınca sessize aldı."Birazdan gelirim ben"diyerek yanından ayrılacağı sırada Azra yerinden doğrularak ona baktı.

KIRILDI GÖKYÜZÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin