Uygar Annesine yani Azize hanıma hesap sormak için yanına gittiğinde evde kıyamet koptu. Azize hanım pişmanlık duymazken bu Uygar'ı çileden çıkarmaya yetiyordu. İnkar bile etmedi. Hatta zevk alır gibi söylerken oğlunu yaraladığının farkında bile değildi. Uygar daha fazla kalmaya annesinin bu yüzünü görmeye dayanamadı. Kalsa pişman olucağını şeyi yapmaktan korktu ve kapıyı çarpıp evden çekip gitti.Şimdi ise kendini içkiye vurmuş eline aldığı kadehi bitirmeksizin içiyordu. En çok da Canı acıyordu... Annesine konduramazken o yüzüne karşı açık açık söylemişti. Uygar eline aldığı içki şişesini bitirirken bir yenisini daha istedi.
Telefonu çalarken kim olduğuna bakmadan açtı
"Nerdesin?
Çabuk buraya gel. İşimiz var"Uygar Bora olduğunu hemen anladı ama hiç umursamadı içkisini içmeye devam ederken telefonunu düşürmemeye çalıştı.
"Gelemem..."
"Ne demek gelemem. Geliceksin. Hemde hemen..."diye bağırdığında Uygar sinirle elindeki bardağı sertçe masaya indirdi zaten sinirliydi şimdi daha çok sinirlendi.
"Bana emir verme...
Canım istemiyor ne yapıcaksın Patron bey... Hadi sıkıysa bana haddimi bildir.."dediğinde Bora duyduklarına inanamadı. Sesi tuhaf gelmesine rağmen söylediği sözler Bora'yı da yavaş yavaş çileden çıkarmaya yetiyordu.
"Ne dedin?"Bora sinirle elindeki telefonu sıktı.
"Sizi pataklamak istiyorum. Keşke burda olsanız
İçimdeki bütün öfkeyi üzerinizde boşaltmak istiyorum"Uygar sarhoşluğun da etkisiyle ağzını ne geliyorsa söylüyordu. Aklı yerinde değildi.
"Yürek mi yedin?"
"Hayır... Ama siz birgün benden muhakkak dayak yiyeceksiniz"derken Bora sinirden adeta kıpkırmızı oldu. Onunla kimse böyle konuşamazdı. Hele o asla. Bora şu an çileden çıkmak üzereydi.
"Nerdesin?
Yerini söyle. Bakalım kim dayak yiyecek..."diyerek sonunda o da kendini kaybetmişti. Şu an istediği tek şey ona haddini bildirmekti.
"Gel lan buraya. Söylüyorum
..................................
Gelmezsen adam değilsin"diye de vurgularken. Bora sinirle dişlerini sıktı. Masadaki anahtarını alırken aceleyle ceketini bile almadı.
Uygar rahatça içmeye devam etti. Şu an kimse umrunda değildi
"Bekle beni..."
Uygar telefonu zar zor kapatırken hiç birşey olmamış gibi içmeye devam etti. Istediği sadece annesi ile olan anısını unutabilmekti. Annesinin gözlerindeki nefreti. Azra'ya yaptığı şeyi unutabilmek. Canı daha önce hiç bu kadar acımamıştı.
Eline içki şişesini alarak ayağı kalkan Uygar hesabı ödedikten sonra dışarı çıktı. Karşısı sahil olduğu için oturup birazda orda içmek istedi ve zar zor yürüyerek ilerledi.
Bora o sinirle nasıl geldiyse hiddetle arabadan inerek Uygar'ın tarif ettiği restorana girmek üzereyken onu sahil kenarında bir kaldırımda oturuken gördü. Ve hemen yanına gitmek için hareketlendi.
"Geldim... Hadi patakla beni"
Bora sinirle burnundan solurken Uygar'ın karşısına dikildi. Öfkeden deliriyordu. Ama bir değişiklik vardı. Uygar yerinde bile duramıyordu. Bora'ya bile doğru düzgün bakamamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRILDI GÖKYÜZÜM
Teen FictionAcı çeken bir adam... Ona benzeyen bir kadın... Kaderin onları karşılaştırdığı yer... Adam o gün hep yapmak istediği şeyi bir başkasının yaptığını gördü. Hemde gözleri önünde... Bir kız atlamak için gözlerini kapattı. "Korkak..." Adam sadece bu keli...