Bora üzerine doğru gelen adamlara karşı eline bir sandalye alıp onlara fırlattı. Canım ardından arabanın içindeki Uygar'ı görebiliyordu ama o onu göremiyordu. Bora sinirle sırtına tekme atan adama baktı kendini son anda düşmemek için masaya tutundu karşındaki adama yumruk atarak uzaklaştırınca ona doğru gelen adama tekme attı ama hala hiç durmadan saldırmaya çalışırken aralarından biri eline sopayı aldığı gibi arkadan başına vurdu.Bora dengesini kaybedip dizlerinin üzerine çökerken yeniden sopayla başına vurduklarında gözleri karardı kendini yerde bulunca bilinci gidip geliyordu. Adamların hepsi yerde yatan onu tekmelerken Bora kendini koruyamıyordu her yerden darbe alırken aldığı darbeler nefesini kesiyordu.
"Durun. Bu kadar yeter" dediğinde ona vuran adamlar ondan uzaklaşırken diğeri ona doğru yaklaştı. Keyif alır gibi acı içinde kıvranan Bora'ya bakarken gülümsedi."Gerçekten izlemesi baya zevkli oldu" Bora zar zor nefes alırken sinirle ona bakmaya çalıştı."Araz bey dediki eğer canımı sıkarsanız canınızı alırım. İhaleden geri çekilin. Yoksa sonu kötü biter" dedi Bora'ya iğrenç bir yüz ifadesiyle bakarken karnına sertçe bir tekme attı.
"Ahh..." Bora acı içinde inlerken yanındaki adamlara baktı.
"Gidiyoruz" dedi ve hepsi cafeden bir bir çıkarken arabanın içinde bekleyen Uygar'ın dikkatini çekti.
Ne kadar kalabalıklar nasıl sığmış cafenin içine diye düşünürken dikkatlice bakmaya çalıştı.
"Bu adamlarda kim?" Uygar aralarından bir kaç tanesinu gözünü kestirirken bu o adamlardı Araz'ın adamlarıydı. Uygar cafeye bakarken gözlerini sinirle kapattı.
"Kahretsin Bora" diyerek arabadan çıktığı gibi koşarak Cafenin içine girdi.
Her yer darmadağınıktı. Masa ve sandalyeler birbirine girmişti. Uygar yerde hareketsizce yatan Bora'yı görünce koşarak yanına gitti. Her yeri kan içindeydi Uygar başını dizine koyarken onu uyanması için sarstı.
"Bora... Bora beni duyuyor musun? Allah kahretsin Bora" diye bağırırken kendine kızıyordu yanlız bıraktığı için kendine lanet ederken endişeyle Bora'ya baktı gözlerini araladığını ona baktığını görünce derince bir oh çekti."İyi misin? Ne oldu sana böyle?"Uygar endişeyle Bora'ya bakarken ne kadar kötü bir halde olduğunu gözleriyle görebiliyordu.
"Ahh. Çok kalabalıktı. Ben tek başıma..." cümlesini tamamlayamadan öksürünce canı acıdı.
"Tamam. Tamam yorma kendini. Hastaneye götürcem seni" Uygar ilk olarak kendini toparlamaya çalıştı bu halde ona yardım edemezdi.
Yerinden hareket ederek omuzlarından tutup kaldırmaya çalıştı Bora'nın elini göğsüne koyarak acıyla bağırırken onu hemen tekrar geri yatırmak zorunda kaldı.
"Ahh kaburgalarım. Kaburgalarım" diye inlerken acıdan dişlerini sıkıyordu. Vücudunun her yeri ağrırken dayanamıyordu. Uygar ne yapıcağını bilmiyordu ama acilen hastaneye gitmek zorundalardı.
"Tamam bana tutun. Tutun bana" diyerek tekrar kaldırmaya çalıştı. Bora acıya dayanamazken Uygar'ı durdurdu.
"Olmuyor. Çok acıyor" elini göğsüne koyarken yaşadığı acı çok fazlaydı. Nefes almakta bile zorlanıyordu.
"Dayan biraz ne olur dayan. Hadi. Hadi..." Bora son bir kez daha bütün gücüyle denedi. Uygar onu sımsıkı tutmaya çalıştı.
"Ahh..." Bora acıyla bağırırken gözlerini sımsıkı yumdu her bir kemiği kırılmıştı sanki dayanılmaz bir acı çekerken Uygar'ın Bora'yı öyle görmesiyle içi acıdı. Onu ayağı kaldırıp sıkıca tutarken Bora derin derin nefes almaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRILDI GÖKYÜZÜM
Teen FictionAcı çeken bir adam... Ona benzeyen bir kadın... Kaderin onları karşılaştırdığı yer... Adam o gün hep yapmak istediği şeyi bir başkasının yaptığını gördü. Hemde gözleri önünde... Bir kız atlamak için gözlerini kapattı. "Korkak..." Adam sadece bu keli...