Ayrılık.

2.9K 221 75
                                    

Exonun yurdundaydık. Çıktığımızı öğrendiklerinde en azından tebrik etmelerini beklemiştim ama o zamandan beri ortam kasvetli bir hal almıştı. Sehun ve Suho ikimize kaçamak bakışlar atıyor,sonra da birbirlerine dönüyorlardı. Onlardan şüphelenme işini bir süre rafa kaldırmış olsam da içimde yeni yeni şüpheler filizlenmeye başlıyordu. Sehun Jungkooktan hoşlanıyor olabilir miydi lan? Yok yok. O zaman neden sürekli benim yanıma oturmaya çalışsındı?
"Yaptığınız ne kadar mantıklı ki? Siz ayrıldığınızda Diana seni nasıl koruyacak?" Kaşlarımı çattım. Neden ayrılacağımızı söylüyordu ki? Suhoya düşmanca bir bakış attığımı kimse görmemişti. Kook hariç. Ona cevap olarak elimi tutup dudaklarına götürdü.
"Ayrılmak gibi bir planımız yok." Yoongi delici bakışlarını çocukların üzerine dikip duruyordu. Arada göz göze geliyor ve sessizce şüpheleniyorduk.
"Geçen günkü olaydan sonra şirketten extra koruma talep ettim. Artık Buno da bizimle." Suho duyduğu şey üzerine kaşlarını çattı.
"Ama Buno şey değil mi?" Sehun un sorusuna şaşırsam da devam etmesini bekledim.
"Kapa çeneni salak." Suho onu susturmuştu. Ama siz giderek beni şüphelendirmeye çalışıyorsunuz diye bağırmak istesem de sustum.
"Çıktığınızı bilmediğimiz için Annieyi çağırmıştık Kook. Üzgünüm." Kook yerinde kaskatı kesilmişti. Adını duyup duruyordum. Annie kimdi Tanrı aşkına?!
Kapı çaldığında içeri sarı saçlı, kahve gözlü 1,70 lik bir çıtır girmişti. Kız ciddi anlamda çok güzeldi. Ama yüzünde ben sinsiyim bakışı vardı. Kook eline aldığı elimi dikkatlice kucağına bırakıp oturduğu yerde dikleşti. O kadar sesli yutkunmuştu ki odadaki herkesin işittiğine emindim.

"Ah demek Kook da buradaymış. Seni özledim kookieee~" onu oturduğu yerden çekerek, neredeyse zorla kaldırıp ona sarıldığında Kook tek eliyle onun sırtını patpatlamış, bana da kaçamak bir bakış yollamıştı. Hasiktir. Eski sevgili falan mıydı bunlar? Fazla kıskanç bir tip değildim ama eski sevgilisi gözümün önünde ona sarılıyorsa pek sakin kalabileceğim söylenemezdi. Kook oturunca beni iterek ikimizin arasına yerleşen sarışına kafa atma isteğim had safhadaydı. Ama kendimi tuttum. Sehun bana meydan okuyarak bakıyordu. Kesin eski sevgili falanlardı. Aish!
"Sen kimsin?" Sonunda bana dönerek sorduğu soruya sırıttım. Kook un kız arkadaşı ve koruması olduğunu söyleyeceğim sırada Kook benden önce davrandı.
"Korumam." Korumam mı? Sadece koruman mı Kook? Yüzümü ifadesiz tutmaya çalışarak ikisine baktım.
"Adım Diana." 
"Kook u bu boyla nasıl koruyacaksın?" Bu boyla ananı bile! Hayır! İstediği buydu. Sakin olursam ağzına sıçabilirdim. Ağzına sıçmak için herşeyi yapacağımı düşünüyordum zaten. Gülümseyip cevap vermemeyi seçtim. Bazen en büyük cevap susmaktır demişler. Hangi mal demiş acaba? Kooka kırılmıştım.
"Yeni çıkmaya başladılar." Sehun un araya girmesiyle Kook eliyle alnına bir tane çaktı. Benden utanıyor muydu?
"Kook korumam dedi ama?"
Sehun omuz silkip arkasına yaslandı. Suratındaki o hain ifadeyi yumruğumla silebilirdim ama zamanı değildi.
"Ah anladım. Ben buradayım diye söylemedi. Ayrıldığımız için hala üzgün müsün kookieee~" anana üzgün. Evet anana. Biliyordum işte! Eski sevgilisiydi. Ve Kook onun yanında sevgilisi olduğumu söylemek istememişti. Hala ona karşı birşeyler mi hissediyordu yani? Ona baktım. Yüzünde garip bir acı ifadesiyle ikimize bakıyordu. Anlayacağımı anlamıştım. Bu ilişki de burada biterdi. Madem beni koruması olarak tanıştırmıştı. Öyle olacaktım. Sadece koruması.

Az sonra ikisi birlikte! Bahçeye çıktıklarında yüzümü hala büyük bir ustalıkla ifadesiz tutmaya odaklanmıştım. Yoongi sıkıntılı bir ifadeyle beni kesiyordu. Taenin yüzünde anlamını bilmediğim bir sinir vardı.

Yurda döndüğümüzde saat gece yarısına geliyordu. Gülüşmeler ve diğer şeyler eşliğinde eğlenerek geçirdikleri saatler benim için cehennem olmuştu. Kook bir kez bile başını benden yana çevirmemiş, Annie ile ilgilenmişti. Mükemmel! Odalara dağıldığımız sırada Kookla aynı anda benim odama yöneldiğimizde kaşlarımı çatıp ona baktım. Kapımı açıp içeri girdim. Trip atmayacaktım. Yalnızca neden öyle davrandığına anlam veremiyordum.
"Napıyorsun?"
"Sevgilimin odasına giriyorum?" Yüzündeki pişkin ifadeye bakarak kaşlarımı çattım.
"Sevgilin olduğumu gizleme taraftarı gibi görünüyordun oysa?" Güldü. Bu sefer etkilenmemiştim. Güzel gülüyor olabilirdi ama bu sıkıntılı bir gülüştü.
"Diana, sadece Annie ile çok şey yaşadık ve o biraz sorunludur." sinirli bir kahkaha ağzımdan kaçtığında kendimi tutamadım.
"O yüzden mi onunla bahçeye çıktın? Gözlerimin önünde? Yoksa hala ona karşı birşey hissettiğin için miydi?" Kaşlarını çattı.
"Kıskandığını anlayabiliyorum ama bunu mu kıskandın cidden?" Bunu mu kıskandın cidden mi? Sana kafa atarım Kook.
"Sence benim yüzüme bakmayıp onunla ilgilenmen normal miydi?" Ellerini koluma koyup beni kendine çekmeye çalıştığında onu hafifçe ittim. Şu an bana sarılmasını istemiyordum.
"Di. Büyütüyorsun. Bunda hiçbirşey yok. Sevgilim olan sensin." Acı bir şekilde güldüm.
"Keşke bunu onun yanındayken söyleseydin." Sıkıntılı bir nefes verip elini saçlarının arasına soktu.
"Diana! Sadece Annie benim için çok özeldi ve onu üzmek istemedim. O çok kırılgandır. Herşeye üzülür ama sen güçlü birisin yani sorun olacağını hiç düşünmedim." Sinirden ağlayacaktım şimdi. Onun incinmesi büyük bir olayken ben incindiğimde umrunda değildi yani?
"Onun kalbi kırılmasın diye benimkini parçalara mı ayıracaksın yani?" Kook elini dolabıma geçirdi.
"Bu kadar büyütecek ne var? Yalnızca bilmesini istemiyordum!"
"Neden istemiyordun? Kook yetişkin insanlarız. Hala ona karşı birşey mi hissediyorsun?" İki eliyle başını tutup bana baktı. Gözleri doluydu. Kararsızlığı görmüştüm. Karar veremiyordu. Cidden!
"Bak ben. Ona karşı hiçbirşey hissetmediğimi düşünmüştüm ama onunla konuştuktan sonra.." sözünü kesen şey kapıyı açıp onu kolundan tutarak dışarı itmem olmuştu.
"O halde ona git. Artık senin söylediğin gibi yalnızca korumanım." Güldü.
"Öyle mi?"
"Öyle." Kapıdan çıkıp gittiğinde kapıyı kapatıp yaslandım. Onun için ağlamayacaktım. Gündüz beni öperken şimdi onu gördüğünde aklının karıştığını söylemişti. Bana beni sevdiğini söyleyip yine de onun kafasını karıştırmasına izin vermişti. Onun için ağlarsam yazıklar olsundu bana. Zaten ağlamak istemiyordum. Ağladığımda herşey daha kötüye gidiyordu. Yapmak istediğim tek şey uyumaktı. Herşeyi unutacak kadar çok uyumak. Kook gözyaşlarımı haketmemişti.

Koruma|Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin