hayat bazen yorucu olabiliyordu. yorucu, sıkıcı ve katlanılmaz. baharda, yılın en güzel aylarının en eğlenceli günlerinde olsanız dahi. içten içe birinin ya da bir şeyin eksikliğini hissediyordunuz.eski anılar çoğu zaman zihninizi dolduruyor, bir daha yaşayamayacağınız günleri akıla getirip moral bozukluğuna sebep oluyordu.
ve ben kampüsün geniş bahçesindeki çimenlerde oturmuş, elimle yüzüme gelen güneşi engellemeye çalışırken aynen bu durumdaydım.
etrafta tatlı bir kalabalık ve gürültü vardı. bahçede ordan oraya koşuşturan herkesin gündemi aynıydı. bahar gelmişti. nisan ayına gireli bir küsür hafta olmuştu.
bugün 7 Nisandı.
ve Altın Gece vardı.
öğleden sonra, insanlar kendini Gaia sokaklarına bırakır ve tüm kalabalık baharın gelişini kutlardı. gece yarısına kadar süren tüm bu ışıl ışıl, neşeli kutlamalar 00.00'dan sonra bambaşka bir hal alırdı.
kentin, halktan uzak ormanlık alanları kapatılır ve Gaia'nın karanlık yüzü ortaya çıkardı. reşit olmuş herkesin girebildiği bu kutlamalar(!) sabah 7 sularına kadar devam ederdi. farklı şehirlerden farklı insanlar sadece bu gece için Gaia'yı ziyaret ederdi.
ve şu anda kampüsün yarısından fazlasının ilgilendiği tek nokta gece yarısından sonraki aşamaydı.
biraz geriye doğru yaslanıp avucumla kendime destek olurken dikkatimi geniş binanın kapısını ayağıyla desteklemeye çalışan Lalisa'ya verdim.
bir kaç dakika daha kapıyla uğraştıktan sonra hızlıca yanıma adımladı. elindeki soğuk şişeyi parmaklarımın arasına alırken söylenmeden edemedim.
"biraz daha geç kalsaydın çiçek açıp bahçemin nadide parçalarından biri olacaktım Lalisa."
dediklerime yavaşça tebessüm edip yanıma çöktü ve bir kaç bahane uydurdu.
"her neyse."
şişeyi dudaklarımla birleştirdikten sonra dikkatlice profilimi izleyen Lisa'ya döndüm. ne oldu dercesine kafamı yavaşça salladım.
"bir sorun mu var?"
bedenimi ona döndürüp sorduğum soruyla bakışlarını yere indirdi. tamamen ona dönüp bağdaş şekilde oturdum ve ellerimi onun dizlerine yasladım. hafif sarkıttığı dudaklarını ve çattığı kaşlarını düzeltmeye çalıştı.
"Sehun dönüyormuş, akşama doğru burada olacaklarmış."
istemsizce kaşlarım çatıldı. bu neden canını sıkıyordu anlamamıştım.
"evet bu harika haberden dün bahsetmişti. asıl olay bunun neden senin canını sıktığı? aylar sonra erkek arkadaşını göreceksin."
"ah, benim canımı sıkmamıştı aslında."
elindeki şişeyi yanına bırakıp bana biraz daha yaklaştı. avuçlarını dizlerine bıraktığım ellerine koydu ve gözlerini gözlerime dikti.
"Jennie, biliyorsun bana karşı her zaman açık ve dürüst olabilirsin. sen iyi olduğuna emin misin?"
"neyden bahsettiğin hakkında hiçbir fikrim yok. yaklaşık 1 yılın sonunda en yakın arkadaşlarımdan birini göreceğim çünkü biliyorsun bazıları onun yanına gidecek kadar şanslı değildi. mesela ben. neden iyi olmamayayım?"
yavaşça gülümsedi. parmaklarıyla ellerimi daha da sıktı.
"harika, o yokmuş gibi davranıyoruz."
ve gülümsemesini genişletti.
"kim yokmuş gibi, Lalisa?"
elini havada hızlıca savurdu.
"boşver, akşam ne giyeceksin karar verdin mi?"
"bilmiyorum, az önce Chae ve Jisoo siyah giyinmememi ve bana çok yakışacağını söylediler ama hala kararsızım. bir kaç saate eve geçeceğim zaten."
ve ders saatime kadar kıyafetler üzerine konuştuğumuz derin bir sohbetin içine çekildik.
|| whatsapp grubu ||
chae: kızlar sanırım ben biraz abarttım?????
jisoo: abartı olacak ne giymiş olabilirsin ki en fazla
lalisa: yanlış hatırlamıyosam gecenin olayı abartı olmaktı????????
jisoo: ne giydiniz hiçbi fikrim yok ama eşofman takımımla gelmemek için çok zor dizginliyorum kendimi
chae: bunu asla yapmayacağını hepimiz çok iyi biliyoruz jisoo o yüzden şimdi git ve hazırlan
lalisa: jennie nerde
jisoo: en son kıyafet yığının içinde kaybolmuştu hazırlanıyodur
jennie:
RESMEN KIYAFETİM YOK||
12.004 ♥️ 762💬
jennierubyjane: ready for night
zkdlin gönderini beğendi.
zkdlin sizi takip etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
flower garden || jenkai
Fanfictionyürüdüğüm her yol sana çıkıyor jennie. sana ve senin çiçek bahçene