Yeni yıla nasıl başlarsan öyle geçer demişti annem yıllar önce hep bu söze inanmak istemiştim ama hayat benim mutlu olmamı istemiyormuş gibi her yıl her gün önüme engeller çıkarıyordu.
Her yıl yaşadıklarıma inat yılın son günü ayakta durmaya direniyordum. Karşıma ne çıkarsa çıksın ezip geçiyordum onu öğretmişti annem bana her şeye rağmen ayakta dimdik durmaya. Asla yılmayacaktım bu lanet yerin kazanmasına izin vermeyektim.
Elimde bir sürü poşete karşıdan karşıya geçmeyi bekliyordum. Kafam da o kadar deli sorular vardı ki bu yıl umarım güzel geçer di daha fazla kötü gün olmasını istemiyordum hayatımda.
Ama lanet giresice bir çocuk ben beklerken gelip çarpmıştı bana gerçekten mi bugün bile rahat vermeyecekti bu dünya bana benimle oynamaya devam ediyordu işte ama yemin olsun ki dünya sana yenilmeyeceğim deyip poşetleri söylene söylene toplamaya başaldım. O sırada bir adam da eğilmiş poşetlerimi toplamam yardım ediyordu. Böyle insanlar kalmışmıydı gerçekten biri çarpar pardon bile demez biri de gelir yardım eder di. Her ne olursa olsun iyi insalar varmış diye düşünmeden edemedim.
Ayağa kalkıp adama çok samimi bir şekilde güldüm bu halimle daha ne kadar samimi olabilrsem zaten.
"Çok teşekkür ederim sizin gibi insalrsın kaldığını görmek beni mutlu etti." deyip elinde poşetleri almakniçin davrandım ama o da bana gülüp.
"Arabanıza kadar eşlik etmekten mutluluk duyarım" dedi ah kibar şey seni.
"Çok teşekkür ederim." deyip arabama doğru yürümeye başladım. Adama da arkamdan yürüyordu arabama geldiğimzide poşetleri koyup bagajı kapattım. Adama dönüp
"Çok teşekkür ederim bu arada ben Ecmel" deyip adama elimi uzattım. O da elimi sıkıp.
"Memnun oldum ben de Güney" dedi. Adam da anlamadığım bir şey vardı beni kendine çekmişti bir şekilde ısınmıştım ona. Ama şimdi bunları düşünecek değildim eve gidip akşam ki parti için hazırlanmam lazım dı.
"Tekrar teşekkür ederim ama gitmem lazım" deyip adamdan uzaklaştım o hiç bir şey dememişti kafasını sallayıp hafif bir şekilde gülmüştü sadece sen hep gül ya yanaklarına o kadar güzel gamzeler peydah olmuştu ki dokunmamak için kendimi zor tuttum desem yeridir yani.
Düşüncelerime son verip arabama bindim ne de olsa bir daha karşılaşmamız zordu 15 milyonluk şehirde.
Radyodan bir şarkı açıp evime doğru yol aldım. Aslında eve gitmekten korkuyordum ev şimdi savaş alanı gibidir herkes ayrı bir havada hazırlanmaya çalışıyordur.
On dakika içinde eve geldiğmde hemen arabadan inip poşetleri elime aldım kapının ziline elim yetişmediği için tekmelemeye başladım. Annemin söylene söylene geldiğini duyuyordum. Yılbaşı olduğu için evdeki yardımcılar izinliydi bugün kapıyı açmakta anlaşılan anneme kalmıştı. Kapıyı açar açmaz konuşmaya başladı insan bir hoş geldin beş gittin der kızına.
"Ay Ecmel hadi kızım seni bekliyorum neler aldın gel bakalım hemen hazırlan. deyip kolumdan çekiştirmeye başladı. İtiraz etmeden onun peşinden sürüklendim annem aslında çoğu zaman böyle değildir ama benim davetlere karşı soğuk kanlı oluşum onu çileden çıkarır d her zaman.
Odaya girdiğimizde aldığım elbiseyi çıkarıp hemen giyinmek için banyoya girdim. Yeşil uzun bir elbiseydi aslında ama sırtındaki dekolte her şeye rağmen ne kadar cüretkar olabileceğimi kanıtlıyoru. Elbiseyi üzerime geçirip odama girdim.
Annen gözleri dolmul bana hayran hayran bakıyordu. Hayır sanki evleniyorum.
"Ecmel elbise çok güzel olmuş kızım."
"Anne güzel ne yakışmaz bir kere ben senin kızınım." deyip sırıtmaya başladım. Hemem yanına gidip sulu sulu öptüm.
"Amaan yılışma hemen Ecmel ya makyajımı bozacaksın deyip benden uzaklaştı bende hemen makyajımı saçımı yapıp odadan çıktım.
Aşağıya indiğimde annem babam ve Burak beni bekliyorlardı. Beni baştan aşağı süzüp iltifat yağmuruna tutmuşlardı.
Beraber evden çıkıp arabaya bindik. Partinin olacağı yere babam sürmeye başladı. Aslında parti demesek daha mantıklı olurdu çünkü hep 35 yaş üzeri katılım olacağını tahmin ediyorum. Zaten ben bu tarz şeylere kafayı pek takmazdım ailem yanımda olsun da. Ama Burak'a bakınca bu durumdan hiç memnun olmadığı o kadar belliydi ki o arkadaş ortamıyla takılmayı severdi. Benimse Vera'dan başka arkadaşım yoktu o da zaten 3 sene önce yurt dışına okumaya gitmişti.
Partinin verileceği saray yavrusuna geldiğimiz de hepimiz aşağı indik. Burak kibarca kolunu bana uzatınca kolumu onun koluna geçirdim.
İçeriye girdiğimizde çok kalabalık olmadığını gördüm hemen bir masaya geçip kendi aramızda sohbet etmeye başladık. Tabi bu arada masaya tanımadığım insanlar gelip biraz sohbet edip uzaklaşıyorlardı hiç sevmem yapmacık hareketleri. Hepsinimn üzerinde iğreti duruyordu. Düşüncelerimden annemin dirseğini karnıma geçirmesiyle uzaklaştım. Kafamı kaldırdığımda bugün bana yardım eden çocuk kibarca gülümsüyordu bana. Babam masada ki orta yaşlı adam ve kadına beni tanıttığında memnun oldum der gibi kafamı sallayıp ellerini sıktım. Sonra onlarda bana Güney'i tanıtmışlardı ama ben tanımamış gibi davranıp elimi uzattım. Annem ve babam bana o kadar hayran bakıyorlardı ki hayır babamı hiç anlamıyorum insan bir kızını kıskanır ya.
Masada ki konuşmadan anladığım üzerine Güney'lerin bir güvenlik şirketi varmış ama anladığım kadarıyla Güney orada çalışmıyormuş. Ama nerde ne iş yaptığını anlamamıştım.
Salonu dolduran güzel müziği dinlemeye başladım ama Güney elini bana uzatıp.
"Bu dansı lütfedermisiniz" dedi. Neden olasın kü gerçekten çekici bir yanı vardı Güney'in. Elimi elinin üzerine koydum sanki elimin yeri orasyımış gibi kendine yer buldu. Beni salonun ortasına çekip dans etmeye başladık. Ama tüm gözler bizim üzerimizdeydi sanki.
"Neden herke bize bakıyor Güney."
"Salonun en güzel kızını benim kaptığım için kıskanmış olabilirler." deyip sırıttı. Ben iltifatına tebssüm ederken o dasn hızını biraz daha arttırmıştı.
Biz dans ederken herkes ondan geriye saymaya başlamıştı ama Güney onlara aldırış etmeden hala dans ediyordu. Zaman bittiğinde Güney de beni kollarından sarkıtmış yüzümü inceliyor du o kadar güzel bakıyordu ki gözleri daha önce kimsede böyle bir şey görmemiştim.
İşte o an anladım ki 2020 yılım gerçekten güzel geçecekti...
Bölüm biraz kısa oldu ama düzenlemeyle daha güzel olacağına inanıyorum ve daha uzun bölüm atacağıma size söz veriyorum.
BÖLÜM SONU :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR RÜYA (DÜZENLENİYOR)
Teen Fictionİki çocuk Birbirine bu kadar güzel bakarken harelerinde parlayan o ateşti onları ayıran. O ateş ki onlara çocukluktan hatıra kalan. O ateş ki onlara birbirlerini bulduran . Bu Arel ile Ecmel'in hikayesi bir rüyayla başalayıp bir rüyayla biten... Kap...