25. BÖLÜM

40 10 4
                                    

Karşımda gördüğüm Güney ile ufak çaplı bir şoka girmiştim ama diğer adamın sesiyle da şok'tan çıktım gülümseyerek.

"Hoşgeldiniz"dedim Güney ve yanındaki adam bana gülümseyip birbirlerine baktılar ve yaşlı adam konuşmaya başladı.

"Siz kimsiniz küçük hanım"

"Ben Levent Bey'in asistanıyım"deyince ikisinin de gözleri irileşti şaşkın şaşkın bana baktılar.

"Levent senin gibi birini nasıl yanına almış şaşırdım doğrusu"

"Anlıyorum, buyurun sizi onların yanına götüreyim deyip elimle yön verdim.

Onlarda gösterdiğim yönde yürümeye başladılar. Kapının önüne gelip kapıyı çaldım. Levent Bey'in talimatı ile kapıyı açıp içeri girdim.ortadaki küçük masanın başına Levent bey oturmuş Arel ise elinde bilgisayar ile bir şeylere bakıyordu.
Güney ve yanındaki adam içeri girip Levent Bey'in elini sıktı.

"Hoş geldin Hakan" dedi benim diğer adam dediğim kişinin adı Hakanmış  demek ki.adam kafasını salladı ve onlar için ayrılan yere oturdular ben de boşta kalan yere geçip tabletimin not almak için açtım.

Güney toplantı boyunca gözünü üzerinden ayırmıştı o kadar fazla rahatsız olmuştum ki arel bile rahatsızlığımı fark etmiş olacak ki o da güney'den bakışlarını esirgememişti.sakin geçen bir toplantıdan sonra bizim için hazırlanmış yemek masasına geçtik Levent bey ve Hakan bey yeni proje hakkında konuşurken Arel sessizce yemeğini yiyordu ama Güney toplantıdaki gibi gözlerini üzerinden ayırmıyordu sonunda rahatsız olup ben de ona baktım gözlerim ona öyle bir devirdim  ki rahatsız bile olmadı hatta iğrenç bir şekilde bana bakıp gülümsedi ve konuşmaya başladı.

"Levent bey böyle bir kızı siz yanınızda çalıştırmazdınız eğer işten çıkarırsanız haberim olsun böyle bir asistan'a ihtiyacım var." deyip bana göz kırptım ben ne olduğunu anlamamış bir şekilde onları dinlemeye devam ettim çünkü ben de ne olduğunu merak ediyordum.

"Güney Ecmel  benim kızım gibi onu işten çıkarıp ortada bırakmam, olur da çıkarsa sizin şirketin önüne bile göndermem "dedi Güney duyduğuna bir an bozulsa da hemen toplayıp konuşmasına devam etti.

" Levent Bey Ne varmış Bizim şirkette bu tarz insanlar dolu  Ama sizin dininiz  böyle kızlara bakmaya  müsaade etmiyor diye biliyorum Arel için ona bakmamak zor oluyordur" diye konuşup bana küçümseyici bakışlarını attı Arel'in adının geçtiği yerde ona baktığımda ise elindeki çatalı sıkmaktan parmak boğumları beyazlamış ve boynundaki damarlar ortaya çıkmıştı ve gözlerinin baktığı yeri takip ettiğimde ise bana baktığını Anladım Güney'de bana baktığını anlamış olacak ki bize bakarak konuşmasına devam etti.

" Ama görüyorum ki zaten Arel de inandığı şeyleri gözardı edip bakmaktan çekinmiyor gibi" deyince Arel  sabrını tüketmiş olacak ki elindeki çatalı masayı fırlatıp hızla ayağa kalktı konuşmaya başladı.

"Ecmel hanım benimle geliyorsun." Deyip odadan çıktım ben de üzerimdeki şaşkınla atıp hızlıca peşimden gittim Ah be Güney Senin yüzünden işimden olacağım.

Aradım peşinden odadan çıkıp bahçeye girdim boyundaki damarlar Bir de Buradan gözüküyordu çekinerek karşına geçti mi konuşmasını bekledim ama ben normal sesle konuşmasını Beklerken O  sinirini kusmak için bağırmaya başlamıştı.

" Senin yüzünden şöyle insanların dilini düşüyorum Artık bizimle çalışmıyorsun ne Eşyan varsa topla git" deyince Neye uğradığımı şaşırdım söyleyeceğim her şey boğazıma dizilip bir Yumru oluşturmuştu kalbimin acısını gözlerime taşımıştım Gözlerim dolu dolu söyleyeceğim Her şey yutup kuru bir "Peki" ile  yanından ayrıldım ağlamamak için kendimi o kadar çok sıkılıyordum ki boğazımdaki Yumru iyice canımı acıtmaya başlamıştı dayanabildim kadar dayanıp ağlamayacaktım En azından onun görebileceği yerlerde.

Benim için ayrılan odadan tüm eşyalarımı toplayıp bir hışım çıktım evden Arkandan Afra'nın bana seslendiğini  duysam bile umursamadan gittim kapının önünde arabaya yaslanmış bir şekilde Güney görünce sinir katsayım iyice artmıştı onu görmezlikten gelip önünden geçip yürüdüm arkamdan arabasının çalıştırıp arabayla ilerlemeye başladı ama ben daha fazla dayanamayıp gözümde dolan yaşları serbest serbest bırakmıştım Sanırım benim ağladığımı görünce arabasını durdurun aşağı indi Ben hala onu umursamadan hem valizi taşıyıp hem de ağlıyordum arkamdan sesleniyordu ama dönüp bakmaya bile tenezzül etmedim en sonunda dayanamayıp Kolumdan tutup beni durdurdu.

" Ecmel söylediğim şeylere seni kırmak için söylemedim Arel'i kışkırtmak için söyledim ağlama lütfen özür dilerim" deyince kafamı kaldırıp yüzüne baktım gözlerinde bariz pişmanlık vardı.

"Senin suçun yok onun insanlığı" deyip kolumu elinden kurtarıp yürümeye devam ettim her ne kadar pişman olursa olsun bu şeyleri O sebep olmuştu ve bu yaptığını unutmayacaktın tekrar arkamdan gelip beni durdurdu.

" Gerçekten özür dilerim seni kırmak istemedim"

" senin suçun olmadığını söyledim Güney bırakırsan Evime gideceğim"

" Hadi görüşürüz istersen ben bırakayım buralarda araç bulamazsın hem kendimi affettirmek için bahanem olur büyüyünce ne yapacağımı bilemedim şimdi inada binip teklifini reddedersen geri kalan yolda aklıma küfür edeceğim için hiçbir şey demeden yanından geçip arabasına bindim arkandan güldüğün tahmin etmek zor değil de benim peşimden gelip arabaya bindi ve çalıştırdı Ben ağlamanın bana bir hediyesi olan buru akıntımı çekmekle uğraşırken o sessizce arabasını sürüyordu biri benim yanımda böyle Burnunu çekse şimdiye kadar elimin tersiyle getirmiştim ama hiç rahatsız olmuş gibi bir durmuyordu ben onu daha fazla rahatsız etmek istemediğim için konuşmaya başladım.

"Arabada peçete var mı?" Deyince yüzünde   hafif bir tebessüm oldu ama bu tebessüm bile yanağındaki gamzeyi çıkarmaya yetmişti hayran hayran gamzesine bakarken Sanki benim gamzesine baktığımı  hissetmiş gibi gülümsemesini genişletti ve konuşmaya başladı.

" Torpido kısmında olması lazım" deyince hemen torpidoya açıp Selpak mendil buldum İçinden  bir tane alıp geri yerine koydum hiç zaman kaybetmeden burnumu silip peçeteye elimde sıkmaya başladım. dışarıya baktığımda ise şehre geldiğimizi fark ettim Güney'e dönüp burada inebileceği mi söyledim ama o beni takmayıp evimin adresini istemişti ve Sonuç olarak şu an Apartmanın önünde arabanın içinde oturuyorduk ona dönüp konuştum Kafam ona dönmekten ayrılmıştı ama insanlarla göz teması kurmadan konuşmayı sevmiyorum.

"Teşekkür ederim iyi geceler" deyip elimi kapıya atıp açtım. Ama Güney arkamdan konuşup beni durdurdu.

"Önemi yok ama umarım affetmişsindir." Deyince gözlerimi  devirmeden edemedim bu sorusunu  cevapsız bırakıp Arabanın kapısını kapatıp Apartmana girdim hep son noktayı koymayı çok sevmiştim ama hayatımdaki çoğu insan Bana son noktayı koydurmuyordu Sırf bana bu şansı verdi diye Güney'i affedebilirdim ama affetsem ne  olacak affetmesem.  bu saatten sonra bir daha karşılaşma ihtimalimiz bile yok deyip Evin kapısını açıp içeri girdim ama Evin kapısını açıp içeri girmemle Vera'nın üzerimi atlaması bir olmuştu Hem normal yaşama döndüm diye sevinirken hem de sorguya çekileceğim için içten içe korkup onu sarılmasına karşılık verdim gün daha yeni başlıyordu benim için.

BÖLÜM SONU:)

EVET YENİ BİR BÖLÜM SONU DAHA. SİZE BİR HABER VERMEK İSTİYORUM YENİ BİR KURGUYA BAŞLADIM VE BAYRAM HAFTASI İLK BÖLÜMÜNÜ ATACAĞIM BANA DUA EDİN. O KURGUM FANTASTİK OLACAK VE ACAYİP HEYECANLIYIM... NEYSE DİĞER BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE BALLI GOFRETLERİM.❤️🎈

BİR RÜYA  (DÜZENLENİYOR) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin