İçim içime sığmıyordu halbuki bu benim ilk randevum değil di ama yanımda gerçekten iyi hissetiğim birinin olması beni mutlu ediyor. Baya bir zamandır ne giyinsem diye odanın içinde durmaktan oraya buraya yürümekten yorulmuşum en son gözüme çarpan elbisede karar kılıp elime aldım. Üzerime hemen geçirince gayet şık ve sade olduğuna karar verip bunla gitmeyi seçtim üzerimdeki elbise somon rengi belden oturtmalı kolları boldu. (multide var).
Hemem makyaj masasının önüne geçip saçımı dağınık topuz yaptım önlere de iki parça saö bıraktım saçımda idare eder olmuştu çok iddialı olmayan bir makyajla da kıyafetimi tamamladım. Boynuma da onun verdiği pusula kolyeyi takınca gayet güzel olmuştu. Ayyakabı ve çanta olarak elbiseye göre biraz daha açık tonları seçip giyince tam tamına uyum abidesi oldum.Elime telefonumu alıp saatin kaç olduğuna bakmaya çalışırken gelen aramayı anında onayladım. Ah kafam yani hemen açılan telefondan nefret ederim ya neyse.
"Sanırım telefon elinde aramamı bekliyordun"
"Uf hayır ya saate bakıyım derken sen aradın bende kabul etmiş bulundum."
"Anladım saate bakmana gerek kalmadı aşağıdayım seni bekliyorum" demesiyle onu onaylayıp aşağı indim ayyakabılarımı giyip tam çıkacaktım ki annem ve Burak'ın ıslığıyla onlara döndüm.
"Ecmel hanım ateş ediyorsunuz" dedi Burak gülerek.
"Ateş hattından çekil o zaman da seni vurmayım"
"Ben vurulmam zaten sana vurulan vurulmuş" dedi imalı imalı.
"Neyse ya senle uğraşmayacağım ben gidiyorum görüşürüz" dememle annem hıçkırmaya başladı ne olur gözlerim yanlış görsün o kadın eden ağlıyor ya.
"Annem noldu"
"Hiç kızım bu çocuk her şeye rağmen sana değer veriyor onu kaybetme olur mu" dedi. Arel'i çok az görmüştü ve bu tanıya nerden varmıştı acaba.
"Tamam anne ben şimdi çıkmazsam bırakıp gidecek" deyip evden çıktım. Arel arabasına dayanmış beni bekliyordu altınsasiyah pantolon üzerinde beyaz gömlek siyah ceket ve hayran kaldığım yaka iğnesiyle tam karizma abidesiydi. Yanına yaklaşıp ne diyeceğimi bilemez bir şekilde ona baktım.
"Çok güzel olmuşsun Ecmel" dedi.
"Sağol o senin ruhunu güzelliği" dedim. Dur bir dakka ne dedim amaam iyice saçmalamaya başaldım bana tebessüm edip konuşmaya başladı.
"Gidelim mi?"
"Olur deyip arabasının diyer tarafına geçtim bana kapımı açınca içim bir değişik oldu. Teşekkür edip minnet dolu bakışlarımı ona gönderip koltuğa oturdum. Kapımı kapatıp kendi tarafına geçti o da arabaya binince hareket etmeye başladık. Arabada radyoya uzanıp rastgele bir şarkı açtım ama Arel bana uğurlu geliyor sanırım onun yanında açtığım tüm şarkılar beni veya bizi anlatıyordu. (bu şarkı da multide var:)
"Şarkı çok güzel" dedim.
"Evet sanki bizi anlatıyor " dedi bir çırpıda duygularımız karşılıklı diyemedim ama bir yandan da böyle düşünmesine sevindim.
Yarım saat araba yolculuğunun ardından deniz kenarında lüxs bir yerr gelmiştik aslında Yıldızların altında baş başa olsak daha güzel olabilirdi. Arabayı restorantın önünde durdurup aşağı indi kapımı açıp çıkmama yardımcı oldu. Anahtarı valeye verip koluna girmem için kolunu büktü bende nezaket gereği girdim.
Restoranta girdiğimizde herkesin oturduğu yerin biraz uzağında ki asansöre bindik. Anlam vermemiştim bu soğukta gerçekten terasta mı oturacaktık yani çok fazla düşünemden asansörün durmasıyla beraber dışarı çıktık terası köşesinde ayır yapılmış kapalı her yeri camdan bir alan vardı içerisi loş bir ışıkla kaplı beyaz perdelerle kapalıydı tavanı ise camdı yani Yıldızların altındaydık bu adamın beni bu kadar çok tanıması biraz olss ürkütüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR RÜYA (DÜZENLENİYOR)
Teen Fictionİki çocuk Birbirine bu kadar güzel bakarken harelerinde parlayan o ateşti onları ayıran. O ateş ki onlara çocukluktan hatıra kalan. O ateş ki onlara birbirlerini bulduran . Bu Arel ile Ecmel'in hikayesi bir rüyayla başalayıp bir rüyayla biten... Kap...