16.BÖLÜM

101 52 8
                                    

Geç kalınmışlık o kadar zordu ki. Bıraktığın yerden devam edememek bıraktığın şeylerin değişmiş olması. Ama karşımdaki adam bana değişmiş gibi değildi bende ona değişmemiştim zaten.

"Güzelim geçti ağlama hadi toparlan çıkalım söz her şeyi anlayacağım en baştan ama toparlanman lazım."diye konuşuyor du ama sesi çok uzaklardan geliyordu sanki kendimi zorlasam bile açamadım gözlerimi sanki her yerim uyuşmuş da sadece düşüncelerim varmış gibiydi. Arel hareket edemeyeceğimiz anlayıp kucağına aldı beni ellerim boynuna bile gitmiyor du. Kısa bir süre sonra yüzüme çarpan soğukla irkildim ama ondan sonra gelen sıcaklık ve koltuğun rahatlığı beni daha fazla mayıştırmıştı. Direnmeyip uykuya daldım beynim çok fazla zorlanmıştı kendini bugün düşüncelerimi sonraya da saklayabilirim.

°°°

Gözlerimi açmakta her zaman ki gibi zorlanıyordum uykudan uyanırken bunları yaşamak bir rutin olmuştu hayatım da.

Gözlerimi açtığımda içerisi aydınlıktı ve tanımadığım bir odadaydım lacivert ve grinin hakim olduğu bir odaydı burası en son Arel'in arabaya bindirdiğini hatırlıyorum gerisi karanlık büyük ihtimalle o getirmiştir beni buraya. Yataktan kalkıp odanın içindeki kapıya doğru yürüdüm büyük ihtimalle banyoydu burası kapıyı açıp içeri girdim. Burada daha çok beyaz hakimdi her zmana ki tercihim di beyaz masumluğun sembolü değilmiydi zaten ama biz ne kadar masumduk tartışılır bir konuydu. Elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım duş alsam aslında çok iyi olurdu ama kıyafetlerimin nerde olduğunu bilmediğim için bu işi sonraya ertelemeye karar vermiştim.

Bir tarafım odadan çıkmamı söylesede çıkmayıp tavandan yere kadar cam olan pencerenin önündeki koltuğa oturup dışarıyı izlemeye başladım hayatım biraz garip olmaya başlamıştı daha dün bir ay önce tanıdığım birisi var diye Arel'e soğuk davranırken şimdi yıllarca onunla olduğumu bilmek beni mutlu etse de içimin bir taraflarını eksik bırakıyor du.

Sanki kafeste bir kuştum beni serbest bırakmak için kafesin kapısını açmışlar dı ama kanatlarım kırıktı nasıl uçarım ki. Her zaman birilerinin yardımına ihtiyacım vardı şuan da olduğu gibi ya o kanatları iyileştirmesi için kendimi Arel'e bırakacaktım ya da onu beni bıraktığı için suçlayıp hayatım boyunca kırık kanatla perişan olacaktım ama şuan buna karar vermek zordu zaman bize ne sunacak bekleyip göreceğiz.

Kapının açılmasıyla kafamı arkama çevirdim kimin geldiğine bakmak için ama gözlerim görmek istediğini bulmuş gibi parlamaya başlamıştı onun varlığı bana huzur veriyordu.

"Uyanmışsın"

"Evet çok olmadı ama burayı tanımadığım için inmek istemedim."

"Burası bizim evimiz Ecmel"

"Arel bunları konulmak için çok erken bana zaman vermelisin" dediğim şeyleri duyunca hayal kırıklığı sardı sevdiğim hareleri aşık olduğum adamı böyle görmek yıkmıştı bir an. Bunları duyunca yanıma gelip karşımdaki koltuğa oturup konuşmaya başladı.

"Ecmel ne kadar zorlandığını biliyorum ama bunu yapmaya mecburdum baban benden aldı götürdü seni bir sene boyunca aradım bulamadım Ecmel kafayı yiyecektim sensiz nefes almak bile zorken yokluğun ölüm gibiydi. Sonra öğrendim yeni bir hayatın varmış mutluymuşsun hatta evlenecekmişsin gelip seni yıkmak istemedim belki böylesi daha iyidir dedim belki baban haklıdır dedim. Ama o adamın seni nikah masasında bıraktığını duyunca dayanamadım kaydımı senin üniversitetene aldırdım 2 sene aynı yerdeydik beni görmen için her şeyi yaptım ama sen beni görmedin işte o zaman yıkıldım bıraktım baban zaten peşimden ayrılmadı. "

" Arel lütfen" deyip oturduğum yerden kalktım camın önünde beklemeye başladım ama o beni dinlemeyip tekrar konuşmaya başladı.

"Kendimi işlerime verdim iyi yerlere geldim sonra Vera seni yanımıza getirince tekrar içim senle doldu yok saymaya çalıştığım özlemim gün yüzüne çıktı Güney denen it sana öyle davranınca çok geç kaldığımı fark ettim ama yine de yanında olmak istedim her şeye yeniden başlarsak çok güzel olur dedim babanı bile karşıma aldım babanın karşısında güçsüz Arel yoktu artık bir şeyler yapamayacağını anlayınca kabul etmek zorunda kaldı. Sonra fark ettim ki biz birbirimizde hiç gitmemişiz sadece hayat bize oyun oynamış lütfen Ecmel bir kez daha yokluğunla sınama beni bu sefer dayanmam. "deyip kafasını ellerinin içine alıp yere doğru eğildi ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemeyip yanına yaklaştım ben bu adama herşeydim o da bana annem babam yokken o vardı onu nasıl böyle bırakırdım ki.

" Kalk Arel"dedim ayağa kalkıp dolu gözlerle bana baktı söyleyeceğim şeyin sonuçlarını düşünmeden dudaklarımı aralayıp konuşmaya başladım.

" Öpsene beni tam da bu gece inancım kalmamışken hiç bir şeye. "dememle ikimizde neye uğradığımızı anlamadık ne o benden böyle sözler bekliyor du ne de ben kendimden sonra şaşkınlığını üzerinden atıp gözlerime baktı sanki eminmisin der gibi gözlerimi kapatıp onu onayladım.

Ne olduysa ondan sonra oldu zaten ikimzde birbirimizin yükünü almak ister gibiydik ama daha fazla yükü ikimzde kaldıramayacağımız için vazgeçip yüklerden kurtulmaya anlaşmış gibi ayrıldık. Şifa gibi bir şeydi sanki hayatımın neden yarım kalmış gibi hissettiğimi şimdi anlamıştım o yoktu hayatımda ama şimdi tam olmuş gibiydim. Alınlarımızı birbirine yaslayıp gözerlimizin konuşmasına izin verdik asıl buna ihtiyacımız varmış gibi öyle ne kadar durduk bilmiyorum ama sessizliği bozan Arel oldu.

"Güzelim yeni bir defter açıp herşeyi yeniden yazmaya başladık emin ol ben bu defteri kimsenin karalamasına izin vermeyeceğim."

"Biliyorum kimsenin buna tenezzül etmesine bile müsaade etmeyeceğiz." deyip sıkıca birbirimize sarıldık uzun zamandır arayıp da bulamadığım huzuru bulmuştum onun kollarında.



BÖLÜM SONU:)

BİLİYORUM KISA BİR BÖLÜM OLDU AMA BUNU ARAYI BAĞLAYAN BİR BÖLÜM OLARAK DÜŞÜNÜN BUNDAN SONRA OLAYLAR BAŞLIYOR...


BİR RÜYA  (DÜZENLENİYOR) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin