14.BÖLÜM

120 55 14
                                    

Sözler verildi diye bas bas bağırıyordu iç sesim o günden sonra dönüşüm olmayacağını tahmin ediyordum ama buna pişman olduğum söylenemez Arel sanki beni yeni değil de yıllarca tanımış gibi sahip çıkıyor du bana. Böyle davranması beni pişman etmiyordu yıllar önce verdiğim söz ve Güney'e de vermeye hazırladığım sözler beni pişman etmişti yakıp yıkmıştı ama bu öyle değil di Arel hiç kimse gibi değildi. Zaten geçen günlerde ona şans verdiğim için pişman olmayacağımı bana kanıtlıyordu.

Düşüncelerimden çalan telefonumun sesiyle ayrılmak zorunda kaldım halbu ki mutlu düşünceler arasında bile yaşayabilirim bazı gerçekler ağır geliyor çünkü. Arayanın Arel olduğunu görüp suratımda bir sırıtmayla açtım.

"Arel?"

"Ecmel ben yarın için hazırlıklarımı tamamladım ama sen bir kaç parça ekipmanın eksik olduğunu söylemiştin hazırlan da onları alalım" dedi ah evet yarın Filistine gidiyoruz zaman o kadar çabuk geçti ki bu zaman zarfında hem Mehmet'e hemde Ayaz'a alışmış oldum.

"Tamam Arel yarım saate hazır olurum istersen sen gel beni al yoksa orada buluşuruz" dedim. Gelip beni alacağına emin olduğum için.

"Gelirim ben sen hazırlan"

"Tamam" deyip telefonu kapattım. Eğer şimdi giyinirsem akşam da valizimi hazırlarım eksik ekipmanların tamamlamak daha öncelikli bir konu şuan benim için.

Giyinme odama gidip siyah renk bir kot pantolon ve üzerine yeşil bir kazak giydim. Küçük bir çanta alıp içine telefonumu cüzdanımı ve anahtarımı koydum. Ayyakabı olarak da yeşil botlarımı elime alıp odama geçtim. Buralarda bir yerde eksik olan malzemeleri yazdığım bir kağıt vardı ama nerde Allah bilir şu dağınıklığın içinde nasıl bulacaksam. İlk aklıma gelen yere bilgisayarın arasına baktım ve zekiliğime iltifatlar yağdırdım. Elimle koymuş gibi buldum diye düşünürken iç sesim olaya dahil oldu.

'Zaten elinle koydun' sen karışmadan duramıyorsun boş boğaz deyip onu kendimce susturdum. Malzeme listesini elime alıp arka cebime sıkıştırdım. Botlarımı da alıp aşağı indim şildi anneme ne açıklama yapsam kabul etmez. İşte son gününde onu daha bizimle geçir dr falan da filan o yüzden sessizce vestiyerden montumu alıp ayyakabılarımı giyip hiç çıt çıkarmadan kapıyı açtım çıkacaktım ki annemin mükemmel sesiyle olduğum yerde kaldım.

"Biz son günü kızımızın diye sofraları donatalım ona süprizler hazırlayalım o bizden kaçar gibi evden çıksın"

"Yani şimdi teknik olarak evden çıkmadığım için o dediklerin gerçekleşmiş olmuyor ama anne iki saatlik işim var almam gereken bazı şeyler var" deyip yavru köpek bakışı atmaya çalıştım ama o sırwda çalan telefonum yüzünden dikkatimizi oraya verdik. Çantamdan telefonu alıp Arel'in aradığını görünce hemen açtım.

"Aşağıdayım bekliyorum"

"Tamam hemen geldim" deyip telefonu kapattım.

"Anne ne olursun Arel gelmiş iki saat gidip geleceğim"

"İki saatten fazla sürerse bozuşuruz"

"Aşkım benim çok sağol" diyerek koşarcasına evden çıktım.

Arel arabanın içinde beni bekliyordu evden çıktığımı görünce arabadan inmek için hamle yaptı ama el hareketimle çıkma dedim o da anlayıp çıkmadı evet böyle bir yeteneğim varmış el hareketlerimle ne dediğimi insanlara anlatabiliyorum ya da sadece Arel'e. Hemen kendi yerime oturup kapıyı kapattım hava baya soğuktu.

"Hoşgeldin"

"Hoşbuldum nasılsın?"

"Heyecenlı sen?"

BİR RÜYA  (DÜZENLENİYOR) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin