Yıkılmaz duvarlarım var sandım.
Ne kimse o duvarları aşıp bana ulaşabilir, ne de ben duvarları aşıp dışarı çıkabilirim diye düşünürdüm.
Ama işte o gün, o gün işler ters gitti.
Ve ben senin gülüşüne denk geldim.
Bence seni sevmem için sadece gülüşün bile yeterli bi sebepti.
Sen güldün;yaz oldu kıçım, karanfiller açtı yüreğim, yıkılıverdi tüm duvarlarım.
Üstelik bu sefer ben o duvarların altında da kalmadım.
Olmaz dediğim oldu ve sana gönlümü açtım. Gel de gir içeri seni bekliyorum.
Buna sevmek demek hafif kalıyor, seni görünce içimdeki ölmüş kelebekler diriliyor, ayaklarım yerden kesiliyor.
Gelde yasla başımı omzuma, kalbimin sesini yer de gök de duyuyor.
Öyle alelade değil, yemin olsun şiir gibi seviyorum, varlığında kaybettiğim yaşama sevincimi buluyorum.
Bu sevgi yüreğimde dolup taşıyor ve ben sırf sen soluyorsun diye havayıda seviyorum, kurdu kuşu yoldan geçen pamuk şeker şekerciyi bile seviyorum.
Daha güzel nasıl anlatılır bilmiyorum ama içimi açıp bak tam buradasın demek istercesine seviyorum.
Bak beni çok yarım bıraktılar, sana anlatıyorum ama gel ve tamamla beni, burada gelişinin hayaliyle yaşıyorum. Bırak şimdi yeni ve temiz bir sayfayı, ben kapattım o kitapları ve senin için yepyeni bir defter açtım, ve ben o deftere artık sadece seni yazmak istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ve Sen Geldin
Short StoryHiç gitmezsin sanmıştım. Zaten bu hayatta sanmaktan daha büyük yanılgı yoktu.Bunu da sen öğretmiştin. Ama bir süre sonra güçleniyor insan, onu gördüm. Acılara kuşanıp , insanlara o şekilde gülümsüyorum. hiçbir şey olmamış gibi gibi. Anılar diyorum...