Bölüm Yirmi Sekiz

1.5K 56 1
                                    

Hızla içeri girip yanıma geldi ''Zeynep ne oldu burada?'' dedi telaşla.

Suçlu bir kız çocuğu gibi gözlerimi ayaklarıma diktim. ''Seda gelip bana senden uzak durmamı ve onu sevdiğini söyledi. İstediğin kadar bağır, çağır ama o kızı vurduğum için hiç pişman değilim.'' dedim sonlara doğru sinirlenerek. Burnumu sinirle havaya kaldırdım.

Gülümseyerek ''Ah sana nasıl kızabilirim? Ama keşke konuşarak halletseydin.'' dedi.

Hararetle kafamı salladım ''Vallahi ilk başta konuştum ama o benim saçıma yapışınca kendimi korudum.'' dedim.

''Zeyno aşk olsun beni çağırmadın kırıldım.'' dedi Selen lastik dondan çıkar gibi Gökhan'ın kolunun altından geçip yanımıza gelerek. Gökhan irkilerek kafasını eğdi.

Atlas ''Gökhan?'' dedi şaşkınca. Burada beklemediği açıktı.

''Aga sonunda fark ettiniz beni. Kardeşimi görmeye geliyorum ama o sevgilisiyle cilveleşirken beni görmüyor.'' dedi hayıflanarak.

Atlas kahkaha atarak yanına gitti. Erkekçe sarılıp hasret gidermeye başladılar. Kalabalık yavaş yavaş dağılırken Selen'e döndüm.

''Sizin nasıl haberiniz oldu?'' dedim merakla.

''Bir doktor geldi Atlas'a 'Senin kız Sedayla kavga ediyor' dedi kulağına yanında olduğum için rahat duydum koşarak geldik bizde işte.'' dedi. Kafamı salladım. Demek ki hastane de tanınmıştım. Omuzlarımı dikleştirdim.

Atlas bize döndü ''Zeynep güzelim arkadaşım Gökhan, Gökhan kardeşim buda sevgilim Zeynep.'' dedi gururla.

Gökhan yanıma geldi. Elini uzattığında gülümseyerek sıktım. Sıcakkanlı birine benziyor gibiydi ne kadar ciddi gibi dursa da.

''Merhaba yenge. Ben bu hayırsızın en yakın arkadaşı.'' dedi gülümseyerek.

Atlas homurdanmaya başlayınca gidip beline sarıldım. Sesini kestiğinde hep birlikte lavabodan çıktık. Selen ve Gökhan arkamızdan geldiğinde kısa bir bakış attım. Birbirleriyle tanışıyorlardı ciddi bir şekilde. Şöyle alıcı gözüyle baktım ikisine. Gökhan tam bir karakaş kara göz tabirine uyan erkekti. Siyah gür sakalları vardı ama çok uzun değillerdi yüzüne yakışan cinstendi. Düzgün ve biçimli burnu vardı. Benimle tanışırken fark ettiğim sakallarının arasında gamze vardı. Atlas'ın kemikli yüzünde gülünce ince kırışıklar oluyordu ve ben onlara hayrandım. Selen geçen hafta sarı saçlarına kıyıp belinde olan saçlarını kulak altı hizasında kestirmiş ve balköpüğü rengine boyatmıştı gerçekten çok yakışmıştı. Uyumluydular. Tamam, karar vermiştim bunlardan çok hoş bir çift olurdu. Kıkırdayarak önüme döndüm. Atlas sesimle kafasını eğip bana baktı.

''Ne oldu kedicik?'' dedi keyifle.

''Kedicik?'' dedim kaşlarımı çatmaya çalışırken. Gülen yüzü çok yakışıklıydı.

''Evet. Dişli bir kedisin sen.'' dedi kafasını sallayarak.

Cık cıkladım. ''Senden daha güzel şeyler beklerdim sevgilim.'' dedim dudağımı ısırarak. Aniden durdu.

Bana baktı. ''Ne dedin?'' dedi.

''Ne dedim?'' dedim salağa yatmaya çalışırken.

''Hiç oynama. Ne dedin az önce?''

Utançla ''Sevgilim.'' dedim. Kafamı tekrar göğsüne yaslayıp iç çekti.

''Bir gün gerçekten kalbime indireceksin.'' dedi.

Sinirle göğsüne vurdum. ''O ne biçim kelimeler öyle? Söyleme öyle şeyler.'' dedim.

Gülerek ''Tamam tamam sakin ol canım. Demedim bir şey.'' dedi.

GÖNÜLÇALAN - RAFLARDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin