Bölüm On Bir

2.3K 103 3
                                    

Okul çıkışından sonra kızlarla bizim eve gitme kararı almıştık. Doğrusu ikisi tutturmuştu Atlas'ı görmek için. Hayır, anlamıyorum bu iki günde ne Atlas sevdasıydı. Boş verip apartmandan içeri girdik. Asansöre bindikten sonra tam kapılar kapanacakken kapı açıldı ve içeri uzun boyuyla Atlas girdi.

Selin hemen koluma vururken set bir şekilde bacağına tekme attım. En azından bu sefer ağzını açmadı. Atlas bize selam verdikten sonra arkasını döndü. Bizim kata geldiğimizde önce atlas inip bize yol verdi.

Kızlar teşekkür edince kafasını sallayıp tam asansöre binecekken Selin yaptı yapacağını.

'' Aslında biz tanışamamıştık. Ben Selin. Zeynep'in en yakın arkadaşıyım.'' Dedi bana sinsi bir bakış atıp. Atlas Selin'in elini tutup sıktı.

'' Atlas'' dedi düz bir tonda. Selenle de tanıştığı sırada annem sonun da kapıyı açma zahmetinde bulundu. Atlas'ı gördüğü zaman somurtan kadının yüzünde güller açtı. Bir kere eve geldiğimde böyle karşılanmamıştım.

'' Aa Atlas, Ne yapıyorsun evladım? Bende Zeynep'in arkadaşları gelecek diye pasta börek yapmıştım hem annende gelecek birazdan sen de işten geliyorsundur. Açsındır gel sende.'' dedi hızlı hızlı. Neden diye bağırmamak için zor tuttum kendimi.

Dünden sonra beni her hareketiyle etkileyen çocuktan soğumuştum. Ondan uzak durmaya çalıştıkça yakınımdakiler tam tersi burnumun ucuna getiriyorlardı.

Atlas hiç itiraz etme şeklinde bulunmadan annemin ellerini öpüp içeriye girdi. Annem arkasından bin türlü iltifat edince kızlar kahkahalarla içeriye gitti. Söylene söylene ayakkabımı çıkartıp kapıyı kapattım.

Salona uğramadan odama çantamı fırlattıktan sonra tuvalete elimi yüzümü yıkamak için gittim. Bozulan saçlarımı topladıktan sonra tuvaletten çıktı. Bir anda Atlası karşımda görünce korksam da tepki vermeden salona geçtim.

Arkamdan baktığını hissetsem de takmadım. Evet, ikimizin de suçu yoktu. İkimizde takımızı savunmuştuk ama o gelip özür dileyecekti. Hem o kimdi ki benim Fenerbahçe'me laf söylüyordu?

Daha fazla saçmalamaya çalışmadan yemek yesem çok iyi olacaktı. Seleni sarma tenceresinin önünde görünce uçarak yanına gittim. Birlikte üçer beşer ağzımıza tıkarken popomuza yediğimiz terlikle çığlık atarak arkamızı döndük.

Ve o an yerin yarılmasını diledim. Olay tam olarak şu şekildeydi. Annem elinde terlikle sinirli sinirli bize bakıyordu. Biz elimiz ağzımız her yerimiz yağ içindeyken Selin ve Atlas kapının önünde karınlarını tutarak gülüyorlardı. Hızla öksürerek arkamı döndüm.

Tezgâhın üstünde peçeteyi alıp ağzımı yüzümü sildim. Atlas yavaşça gülmesini keserken Selin elinde telefonuyla bizi çekiyordu. Selen Selin'in telefonunu almaya çalışırken annemde bana 'seninle sonra görüşeceğiz' bakışı atıp mutfaktan çıktı. Elimdeki peçeteyi çöpe attıktan sonra Atlas kapının ağzından içeri girdi.

Ben su içmek için arkamı dönünce, saç diplerimde nefes sesi duyup hızla arkamı döndüm ama keşke dönmeseydim. Arkamı dönüp panikle Atlas'ı göğsünden ittim. O arkasında ki masaya sertçe değince inleyerek belini tuttu. Telaşla elimi beline koyunca kafasını eğip bana baktı. Aslında o kadar boy farkımız yoktu. Çenesine kadar geliyordum. Kafamı hafif kaldırıp yüzüne baktım. Yüzünde küçük gülümsemesiyle bana bakarken ne kadar tatlı olduğunu düşünüyordum. Elini dudağımın kenarına tahminimce yağ kalan yeri silince nefesimi tuttum.

Bunu fark edince ''Nefes al Zeynep'' dedi muzip bir tonda.

Saf saf yüzüne bakıp 'Hı?' dedim gülerek kafasını sağa sola salladı.

GÖNÜLÇALAN - RAFLARDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin