Bölüm Otuz Yedi

1K 50 5
                                    


Işık hızında ikinci bölümü atan bana bir alkış gelmez mi gelsin efenim gelsinn..

Görüşürüz Atlas Okyanusundaki su damlacıklarııııı.

---

Selen ve Gökhan'ın odasına düştükten sonra Selen kollarımızı bolca morarttıktan sonra ciddi bir şekilde Gökhan'la olmayacağını söylemişti. Neden dediğimizde ise gözlerini kaçırarak 'Patronum işte daha fazla hayal kurmayın sizin kafalarınızı kopartırım.' demişti. Onun yanında kabul etsek de hepimiz biliyoruz ki durmayacaktık. Kızlarla gece dedikodu yapacağız kimse uyumayacak demiştik ama ben saat dokuz olmadan yatmışım. Sabah zorlukla kalktığım da hepsinden iyi bir azar yemiştim. Bugün Atlas'la hastaneye gidecektik ama açıkçası ben biraz korkuyordum. Psikiyatrist ne derse sonuç ne olursa olsun tabi ki Atlas'ın yanında olacaktım ama başaramamaktan korkuyordum. Kahvaltı masasın da yemek yerken çok keyifsiz bir halde yiyordum.

Selim Abi tabi ki de laf atmadan duramadı al işte ikinci Çağatay'dı. ''Niye yemiyorsun kız senin şimdi masayı silip süpürmen lazımdı.'' dedi alayla. Göz devirdikten sonra portakal suyumu içtim. Zengin sofralarda her zaman portakal suyu görürdüm filmlerde. Ama hep de aynıydı he.

Sabah sabah beyin fırtınası yaparken düşünceli bir şekilde masaya bakıyordum. Neden portakal suyuydu acaba? Vişneli, karışık, elma suları vardı neden portakal yani? Ağzıma peynir atıp çiğnerken sanki karşımda biri varmış gibi gözlerimi kıstım. Çatalımı havada sallarken portakal suyunu düşünüyordum ama şu an ben de içiyordum ama ben zengin değildim. Demek ki sadece zenginler içmiyormuş. Acaba portakalın kilosu pahalı diye mi onu içiyorlardı? Ama çileğin kilosu hepsinden pahalı neden çilek suyu içmiyorlardı. Ben zengin olsam çilek suyu içerdim. Aslı Teyzeye döndüm ''Aslıcığım, bana neden portakal suyu verdiniz hayır yani zengin de değilim filmlerde zenginler hep portakal suyu içiyorlar ama bence çok saçma ben zengin olsam portakal suyu içmem?'' dedim düşünceyle.

Masadakiler ''Ne içersin?'' dediler merakla.

''Çay.'' dedim umursamazca. Az önce çilekli meyve suyu diye düşünüyordum ama çileğin kilosu yirmi liraya yakın olmuş ben her gün içsem ohoo iki ayda batardım.

Hepsi gözlerini devirdiğin de Aslı Teyzenin dediğiyle kahkahamızı tutamadık.

''Evde bir tek o vardı.''

Kahvaltıyı bol kahkahalarla bitirmiştik sofra toplamada tabi ki yine kaçmıştım. Şimdi de hastaneye gitmek için Selin'in kıyafetlerine bakıyordum Selen bizden zayıf olduğu için onun kıyafetleri bize olmuyordu. Selin'in de kıyafetleri çok kısaydı gözlerimi dolapta gezdirirken hafif uzun şeyler bulmaya çalıştım ama hiç kapalı bir şey yoktu. Söylene söylene elime gri çizgili bir etek aldım üstüne bakmak için dudaklarımı büzdüm. Elime siyah boğazlı bir kazak aldıktan sonra en kalın çoraplardan aldım elime. Ne kadar kalın olsalar da bu şubat ayında bir yerlerim donacaktı vallahi. Eve gitmeye üşendiğim için Selin'e saydırarak kıyafetleri üzerime geçirdim. Selin'in dünya kadar makyajlarının yanına gittim. Yüzümü güllü nemlendirici kremle nemlendirirken elime kocaman far paletini aldım altın sarısı renk seçip fırçayla güzelce sürdüm. Eyelinerimi bu sefer kısa tuttum dudaklarıma çok açık karamel tonlarında bir ruj sürdüm. Yüzüme fondöten sürmedim bu defa gri bir highlighterı elime aldım fazla olmayacak şekilde sürdükten sonra aynaya baktım.

Güzel olmuştum bence.

Saçlarıma burada kolay açılması için sprey süremeyeceğim için saç tellerimden birkaçını feda ettim. Kıvır kıvır saçlarımı tekrar düzleştirdim. Kıvırcık saçlarımı gerçekten sevmiyordum. Aşağıdan sıkı bir atkuyruğu yaptıktan sonra bağladığım yerleri küçük küçük su dalgası yaptım. Sonunda her şey bittiğinde aynada ki halime memnunca gülümsedim.

GÖNÜLÇALAN - RAFLARDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin