Bölüm Yirmi Beş

1.7K 55 3
                                    

Telefonumdan alarm kurduğum için erkenden kalkabilmiştim. Ev ahalisi uyanmadığı için güzelce bir kahvaltı hazırlamaya başladım. Mutluydum çünkü sevdiğim adamla birlikteydim. Kürşad Amca uyanmıştı ve hepimiz şükür ki sağlıklıydık. Kahvaltılıkları masaya koyduktan sonra ocaktaki kaynayan çayı demledim. Salatalık ve domatesi de doğradıktan sonra masaya bıraktım. Hazır olan masaya göz attıktan sonra annemin gözlerini kaşıyarak içeri girmesiyle gelecek iltifatı beklemeye başladım.

Beni fark etmesiyle gözlerini şaşkınlıkla büyüttü. "Kız nasıl mutfağın yolunu buldun?" dedi.

Al işte anneye bak! Ben sabah sabah kalkıp güzelce kahvaltı hazırlayayım aldığım tepkiye bak reva mı bu?

"Aman be kalktık sabahın köründe güzel bir kahvaltı hazırladık ailemize aldığımız tepkiye bak. Yazıklar olsun!" dedim yapmacık sinirle.

Annem gelip yanaklarımı sıktıktan sonra ocaktaki çayı masaya koydu. Bu sırada mutfağa giren Çağatay'a baktım.

"Günaydın, kalkmasaydın Çağatay Efendi dün akşam neler oldu sen biliyor musun? Ama yok ancak götünü devir yat ancak." dedim sinirle.

Beni takmadan annemin yanağını öpüp sofraya geçti. Kıskançlıkla çemkirecektim ki babam mutfağa girdi. Koşarak yanına gittim ve tam bir kedi gibi mırlayarak sarıldım. Gülerek saçlarımı okşadığında sinsice anneme ve Çağatay'a baktım. Bana gülerek baktılar.

Sofraya geçtiğimizde neşeli bir şekilde kahvaltı yaptık. Çağatay'la birlikte yediklerimizi çiğneyip birbirimize gösterdiğimizde annem çatalını elimize batırdı. Ciyaklayarak anneme döndüm.

"Ciyaklama yolunmuş tavuk gibi. Almayayım ayağıma." dedi annem sinirle.

Yüzümü buruşturarak önüme döndüm. Çağatay sırıtarak bana baktı çaktırmadan orta parmağımı kaldırdım. Güldü maymun.

''Anne ablam bana hareket çekti.'' dedi

.

Babam bana göz kırptığında öpücük attım.

Herkes yemeğini bitirip kaldırınca ben aradan sıvışmaya çalıştım. Annem ensemden tutup tezgâhın önüne getirdi. Bağırarak kaçmaya çalıştığımda popoma terlik yedim. Daha çok bağırdım.

"Ya senin ne zorun var benimle kadın!" dedim sitemle.

"Hoşlanmıyorum senden." dedi hatırlamadığım bir diziden alıntı yaparak. Gözlerimi devirdim. Ne kadarda mizah seven bir annem var.

"Benim dizim başlayacak, hemen mutfağı topla sonra da hastaneye gidebilirsin belki." dedi imayla.

Direk sustum.

Uysal bir şekilde bulaşıkları yıkadığımı görünce söylene söylene içeriye gitti. Şarkı söyleye söyleye bulaşıkları bitirdim. Elimde ki Sarı bezi de tezgâhın üstüne serdikten sonra mutfaktan çıktıktan sonra içeriye geçtim. Annem bana bir bakış atıp tekrar önüne dönünce sekerek odama girdim. Dolabımdan kalın siyah bir elbise aldım. Boyu bileğime kadar olduğu için çorap giymedim. Kemerimi de belime bağladıktan sonra gözlerime eyeliner ve bolca rimel sürdükten sonra dudağıma çilekli parlatıcımdan sürdüm. Takı çekmecemden ince pırlantalı bilekliğimi taktıktan sonra çantamı kontrol edip çıktım. Ayakkabılıktan siyah süvet botlarımı alıp içeriye bağırdım.

"Ben çıkıyorum. Görüşürüz."

"Sesini kes ve çık artık evden!" dedi Çağatay. Dudaklarımı büzdüm eve geldiğim zaman sorardım hesabını şimdi yârimin yanına gidecektim.

GÖNÜLÇALAN - RAFLARDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin