Bölüm Beş

3.3K 166 13
                                    

 Sonunda okul maratonunu bitirmiştim. Ölmemiştim ama ayakta da değildim. Apartmanın önünde gördüğüm nakliyat kamyonu çarptı gözüme. Apartman birilerinin taşınması imkânsızdı çünkü annem bana söylerdi. Nakliyat aracının bizim apartmanın önünde durmasının tek sebebi üst dairemizde ki senelerdir boş olan daireye gelmiş olmalarıydı. Bugün fazlasıyla beynimi yormuştum ve eve gidip dinlenmek istiyordum. Nakliyat aracından yeşil koltukları indirdiklerinde biraz bakıp içeri girdim. Dört katlı apartmanımızda ki asansörün önü tamamıyla doluydu. Asansöre binemezdim o yüzden. Sinirle homurdandım. Yorgun eve geliyorum ama asansörü kullanamıyorum gel de sinirlenme. Nefesimi verip kolilerin arasında zıplaya zıplaya merdivenleri tırmandım. Kapımızın önüne geldiğimde kolilerin olduğunu gördüm. Sinirle elime vurdum. Haydaaa!

Etrafı kolaçan ettikten sonra kimsenin olmamasından faydalanıp ayağımda ki spor ayakkabıyla gelişi güzel tekme savurdum. Fazlasıyla aptal bir hareket yapmıştım çünkü kolilerde kocaman tozlu ayak izim çıkmıştı. Kimse beni olay yerinde görmediği için rahat nefes verdim. Taşınıyorlar diye milleti rahatsız etmeye kimsenin rahatını bozamazdı! Resmen üçüncü kata merdivenle çıkmıştım. Koliye attığım tekmeyi kendi kendime normalleştirdikten sonra tam kapıyı çalacaktım ki asansörün kapısı açıldı. İçeriden uzun boylu, hafif yapılı, ela gözlü, karakaşlı kara saçlı bir çocuk indi. Elinde kocaman bir koli ve üstünde mavi kalın keçeli kalemle 'KİTAP' yazıyordu. Bu kadar kitap okuyan bence âlim filan olmalıydı. Beş koli kitap neydi yahu! Elindeki koliyi yere bıraktıktan sonra alnında ki teri sildi ve arkasını dönüp az önce vurduğum koliye baktı. Utançla gözlerimi kapattım. Daha yeni koliye vurmuştum ve tek bir ayak izi vardı ve ne yazık ki şu an da burada tektim. Çocuk hiçbir şey demeden tekme attığım kolileri üst üste alıp dizmeye başlayınca utanarak konuştum.

''Kapının önündeydi ağır olunca iteyim dedim ama ayağım sen gel kay.'' Elimi saçma sapan havada sallayıp gülerken, rezilliğime içimden söyleniyordum. Halen dikkatli bana bakan çocuktan gözlerimi kaçırıp sağ elimi saçlarıma götürdüm. Çocuk hafifçe bana dönüp kolunu asansörün yanında olan duvara dayayıp konuşmak için ağzını açtığında, erimemek için bedenimi kapıya yasladım

''Önemli değil, insanlık hali sonuçta. Hem siz dördüncü kattaki boş daireye mi geldiniz?'' diye sordum doğru cevabı bilmeme rağmen.

Apartmanda zaten başka boş daire yoktu, illaki oraya taşınıyorlardı. Ama amaç, dikkatin ayak izlerinden çekilmesiydi. Kafasını aşağı yukarı salladı. Konuşma gereği duymadan. Ela gözleriyle bana bakınca ağzımı açıp konuşmaya çalıştım ama sadece yaptığım hayran hayran bakmak oldu. Sonunda bunu fark edince hızla toparlanıp boğazımı temizledim. Ne söylemem gerektiğini ilk başta beynimden geçirdim ki az önceki gibi saçmalamayayım. Halen dikkatli bana bakan çocuktan gözlerimi kaçırıp sağ elimi saçlarıma götürdüm.


" Bende üçüncü katta oturuyorum sizin dairenin hemen altında." Bu kasıntı sohbet tamamen dikkat dağıtma niteliğindeydi. Gerçi kolilerin sahibi çocuk kızmış gibi durmuyordu, sadece yorulmuş gibiydi.


" Her neyse" deyip kapıya doğru bir adım yaklaştım. " Kolay gelsin size. İyi günler" dedim.

Çocukta " İyi günler" deyip az önce tekmelediğim kutuyu alıp asansöre koydu. Asansörün kapısı yavaşça kapanırken çocuk hafifçe kafasını salladığında aynı şekilde karşılık verdim. Asansörün kapısı kapanırken ayaklarımı sertçe yere vurdum. Rezil olmuştum kesin. Kesin mi? Tabi ki de olmuştum. Söylene söylene zile uzanıp uzunca bastım. Kapı açıldığın da Çağatay'a baktım. Kapıyı kapatmaya kalkışınca ağırlığımı kapıya verdim. Çağatay daha fazla uzatmadan kapıyı açtı.

Ayakkabı bağcıklarımı çözerken ''Neden geldin? Anlamıyor musun istemiyoruz kızım bu evde seni?'' dedi.

Parmak uçlarımla alnını itekledim. ''Yürü git lan. Uğraşamam seninle şu an.'' Dedim sinirle. Yaptığım hareketin sonucunu düşünmeliydim ama iş çoktan geçmişti. Çağatay sanki taşla kafasını ezmişim gibi bağırarak ''Anne ablam kafama öyle vurdu ki beynim kulaklarımdan çıkacak.'' dedi.

GÖNÜLÇALAN - RAFLARDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin