26. bölüm

99 5 0
                                    

- Baek Hyun neden doğru düzgün yemek yemiyorsun?

_BH- Banyodaki tartı.. üzerine çıkınca 2 kilo aldığımı gördüm. Diyet yapmam gerek yoksa, bu gidişle iyi olmaz.

Ayağa kalkıp yanına gittim. Bana dönünce yüzünü avuçladım ve dudaklarımızı birleştirdim. Şuan şaşkın olduğuna ve gözleri hala açık olduğuna eminim çünkü karşılık vermemişti. Aslında bu doğaldı ama onu üzgün görmek istemiyordum. Gülümsemesini, dudaklarını, onu hissetmeyi, onu sevmeyi seviyordum.

Şaşkınlığını atınca karşılık vermişti. Bir kaç dakika sonra ayrılıp nefesimi dizginledim ve ardından konuştum.

- Diyete gerek yok Baek Hyun. Ben seni her halinle seviyorum. 20 kilo bile alsan sana olan aşkım değişmeyecek. Ben seni her şeyinle kabul ettim. Kendini incitme ve rahatça yemeğini ye.

_BH- Ama bu 2 kiloyla kendimi rahat hissetmiyorum. Sadece 3 kilo vermek istiyorum. Kabul mü?

- 3 mü?

_BH - Evet, 3 kilo yeter.

Dudaklarını tekrar öpüp gözlerine baktım.

- Tamam. Eğer bu kendini iyi hissettirecekse izin veriyorum ama kendini yormamak ve aç bırakmamak şartıyla ve şimdide yemeğini yiyeceksin. Anlaştık mı?

_BH- Anlaştık sevgilim.

Yerime oturup kahvaltı ettik ve Baek Hyun'un evine gidip ikimiz için evi düzenledik. Bazı eşyalatımı da eve yerleştirmiştim. Düğün davetyeleri de hazır olduktan sonra dinlenmeye karar verip eve döndük.

- Acıktım ben. Yemek yiyelim mi?

_BH- Ben aç değilim.

- Aç değil misin? Kendini aç bırakma  demiştim.

_BH- Aç değilim dedim Jun.

- En son 8 saat önce yemek yemiştik ve sen hala aç değilsin öyle mi?

_BH- İSTEMİYORUM DEDİM YA! ANLAMIYOR MUSUN?!

Birden öyle bağırınca gözlerim dolmuştu. Pişman gibi  gözlerime bakmaya  başladı.

_BH- Özür dile-

Dinlemeden çıkışa yöneldim ve ayakkabılarımı giyindim.

_BH- Jun üzgünüm bağırmamalıydım, gitme lütfen.

Hiç bir şey demeden evden çıkınca elimi tuttu.

_BH- Gitme Jun, lütfen gitme.

Elimi çektim ve biraz uzaklaştıktan sonra Jungkook'u aradım.

_JK- Güzelim?

- Kook sana konum atacağım şimdi beni alabilir misin?

_JK- Bir sorun mu var?

- Gelince konuşalım lütfen. Kapatıyorum.

Konumu attıktan 20 dakika sonra arabayla yaklaşan Jungkook'u gördüm. Arabaya oturunca bana döndü.

_JK- Anlat hadi.

Dedi ve arabayı çalıştırdı.

- Kilo vermek istiyordu ve bende kendini zorlamaması şartıyla izin verdim. İşlerimizi hallettikten sonra yemek yiyelim dedim ve istemediğini söyledi. Bir az ısrar edince de bağırdı. Ne kadar hassas biri olduğumu biliyorsun Kook. Şimdiye kadar bana  sesini yükseltmemişti. Kavga bile etmemiştik. Şimdi böyle yapması.. canımı çok yaktı işte..

Hem ağlıyor hem de konuşuyordum. Belki basit bir şeydi bu ama ben duygusal biriydim. Biri benimle sert konuşsa bile hemen gözlerim dolardı.

_JK- Evime gidelim. Yemek yiyelim, sonra da uyursun.

- Tamam.

Jungkook'un evine varınca önce lavoboya gittim. İlk defa geldiğim için bulmak bir az zor olmuştu. Yüzümü yıkadım ve aşağı indim. Sofrayı hazırladığını görünce gülümsedim ve arkadan sarıldım.

-Seni seviyorum Kook. Her zaman benim yanımdasın ve beni anlıyorsun. İyi ki kardeşinim. İyi ki kardeşimsin.

Arkaya döndü ve bana sarıldı.

_JK- Ben de seni seviyorum Jun Young. Biz kardeşiz ve hep öyle kalacağız. Bir birimize destek çıkcağız.

Bir az daha öyle kaldıktan sonra yanık kokusu almaya başladım.

- Kokuyu alıyor musun?

_JK- Yemek! Yemek yanacak!

Koşarak mutfağa gidince bende gülerek peşinden gittim. Yemek son anda yanmaktan kurtulmuştu.

_JK- Olup-olmadık yerlerde bana sarılma minyon kadın. Az daha yemek yanıyordu.

Sahte sinirine gülmüştüm. Yaklaşıp saçlarını karıştırdım.

- Çok konuşuyorsun sırık tavşan. Açım ben.

Homurdanarak konuşmaya başlayınca güldüm ve masayı hazırlamasına yardım ettim.

İlk AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin