Gözlerimi açtığımda izlendiğimi farketmemle gülümsedim.
_BH- Günaydın..
- Günaydın, Baekie~
Yüzümüzdeki gülümseme daha da arttı. Bir anda yüzümüzün çok yakın olduğunu ve burunlarımızın bir birine değdiğini gördüm. Burnumu burnuna sürttüm ve daha da yaklaşıp yüzümü boynuna gömdüm.
- Kollarının arasında uyanmak o kadar güzel bir his ki..
_BH- Gün geçtikçe sana olan aşkım daha da büyüyor. Kalbim seninle doluyor. Bana ne yapıyorsun, anlamıyorum. Neden hep seni istiyorum? Neden sadece seni görmek, senin yanında olmak istiyorum? Bu yataktan hiç kalkmamak, hep burada bir birimize sarılarak uyumak ya da uyurken seni izlemek istiyorum? Uyuduğunda gülümseyerek benim adımı sayıklamanı dinlemek istiyorum?
Yaşlı gözlerimi ona çevirdim.
- Uyurken adını mı sayıklıyorum?
_BH- Niye ağladın ki?
- Boşver sen onu.. adını mı sayıklıyorum?
Sırıttı.
_BH- Evet. Bir kaç gecedir farkettimde, uyurken ismimi sayıklıyorsun. Hatta benimle ne zaman konuşsan, ismimi söylüyorsun.
- İsminin söylenişi hoşuma gidiyor.. ama uyurkende söylediğimi bilmiyordum.
_BH- Demek uykunda bile bensiz kalamıyorsun..
Alaylı gülümsemesinden öptüm.
- Evet, sensiz kalamıyorum..
Yataktan kalkıp banyoya ilerledim. Rutin işlerimi halledip banyodan çıktım ve üzerimi değiştim. Benden sonra
Baek Hyun banyoya girdi ve mutfağa indim.
Masayı kurduktan sonra
Jae Hyun'un odasına çıktım ve uyandırdım. Bir az zor olmuştu ama kalkmıştı. İkimizde mutfağa indiğimizde yemekleri izleyen Baek Hyun'u gördüm.
_JH- Günaydın, baba.
_BH- Günaydın, Jae Hyun.
Masaya oturup kahvaltıya başladık.
- Bu gün Jae Hyun'la alış verişe çıkmak istiyorum. Çok az kıyafeti var.
_BH- Tamam. Gelince bana haber ver ama.
- Peki..
Kahvaltıdan sonra Baek Hyun'u işe göndermiş, ve ardından
Jae Hyun'la birlikte hazırlanıp evden ayrılmışdık.
Bir kaç mağaza gezmiş, Jae Hyun hangi kıyafeti beğendiyse onu almışdım. Aslında kendi başıma da alabilirdim. Ne de olsa çocuktu. 'Bu ne anne' ya da 'bunu beğenmedim, anne' demezdi. Fakat, herşey onun zevkiyle olsun, istiyordum.
Saat öğlene yaklaşırken ikimizde acıkmışdık. Yakın bir restoranta gidip oturmuş ve yemek yemişdik. Ardındansa, eve dönmüşdük. O kadar çok yorgundum ki, Baek Hyun'a geldiğime dair mesaj atmış, sonra oğlumla birlikte uyumuşduk.
_____________
Yanağımda hissettiğim baskıyla gözlerimi açmıştım. Baek Hyun'u görünce şaşırmıştım.
- Baek Hyun? Sen buradaysan.. saat kaç?
Kolundaki saate baktı.
_BH- Sekiz buçuk..
- Ne? O kadar uyudum mu? Ama ben yemek yapmadım?
Hızla kalkacakken ellerimi tuttu.
_BH- Sakin olsana.. ben pizza sipariş verdim. Ayrıca sana bir sürprizim var.
- Ne sürprizi?
Gülümsedi .
_BH- Sana pasta aldım.
Mutluluktan kollarımı boynuna dolamış ve yanaklarını öpmüştüm. Pasta hayatta en çok sevdiğim beşinci şeydi. Diğer dörtlüyse.. tabii ki de Baek Hyun, Jae Hyun, Jimin ve Jungkook'tu. Hepsinin yeri benim için ayrıydı.
_BH- Bir az daha böyle yaparsan, pastayı benden daha çok sevdiğini düşüneceğim.
Ayrılıp saçlarını karıştırdım.
- Tabii ki de seni daha çok seviyorum, bebeğim.
Zil çalmıştı.
_BH- Herhalde pizzalar geldi.. ben bakarım, sen de Jae Hyun'u uyandır.
- Peki..
Yanağımı öpmüş ve odadan çıkmıştı..
