51. bölüm

72 4 0
                                    

Hastaneden çıkıp eve gittim. Üzerimi değiştirip duş aldım. Ardından mutfağa inip bir kaç çeşit yemek yaptım. Küçük kaplara yerleştirip poşete koydum. Dolaptan iki tabak ve çubukları çıkarıp poşete koydum ve evden çıktım. İlk önce hediye dükkanına gittim. Alacağım hediye kar küresiydi. Manevi değeri olan bir hediye..

Baktığım kar kürelerinin arasından en güzel görünenini seçtim ve parasını ödeyip satın aldım. Dükkandan çıkıp hastaneye yöneldim. Odanın kapısını açtığımda sıkıntıdan odayı inceleyen yüz gördüm. Bana dönünce ikimizde gülümsedik.

_BH- Aahh çok sıkılmıştım.. Eve gitmek istiyorum.

- Geldim işte. Sana yemek getirdim.

_BH- Ooo mükemmeel..

Ellerini bir birine çırptı. Küçük  çocuk gibi hareketleri beni güldürmüştü. Yaklaştım ve poşetten yemekleri ve çubukları çıkardım. Getirdiğim tabağa yemekten koydum ve ona uzattım.

İkimizde sakince yemek yiyorduk. Bende hediyeyi ne zaman vereceğimi düşünüyordum. Şimdi mi versem? Yoksa eve gidince mi? Akşam versem iyi olur.

_BH- Ne düşünüyorsun?

- Hiç.. Hiç bir şey.

Çok üstünde durmadı ve yemeğine devam etti. Bende hem yemeğimi yiyor, hem karşımdaki manzarayı izliyordum. Hiç bir şeye değiştirmeyeceğim manzara..

Yemeğimi bitirdim ve tabağına tekrar yemek doldurdum.

_BH- Dahasıda mı var?

- Evet ye hadi.

O yerken ben tekrar onu izliyordum. Yemeği her zaman ağzında ses çıkararak yer. Bir keresinde "niye böyle yiyorsun?" diye sorduğumda "Yemeğin tadını almaya çalışıyorum. Böyle daha güzel geliyor. Sende denemelisin." demişdi.

Hatırladığım anıyla gülmeye başlayınca bana garip bir şekilde baktı.

_BH- Ne oldu?

- Yemeği yemenle ilgili söylediğini hatırladım.

_BH- Evet, hala arkasındayım. Öyle daha güzel oluyor. Denemelisin.

Yemeğine dönünce bende onu izledim. Bittiğinde başını kaldırdı ve göz göze geldik.

_BH- Yine mi beni izliyordun?

- Manzaramı izliyorum.

Yaklaşıp tabağı aldım ve tekrar poşete yerleştirirken konuştum.

- Sonsuza kadar hiç bıkmadan izleyebileceğim manzaramı..

Ona döndüğümde gülümsedi ve yana çekilip kollarını açtı.

_BH- Gel.. birlikte uyuyalım.

Yaklaştım ve sıkıca sarıldım. Uzun bir zaman sonra sarılınca gözleeim dolmuş, ağlamaya başlamıştım.

_BH- Yah! Ne oldu?

- Özledim Baek Hyun. Sana sarılmayı, kokunu içime çekmeyi, seni öpmeyi, hissetmeyi özledim. Seni bütünlüğünle özledim Baek Hyun. Lütfen, bir daha beni böyle korkutma. Beni sensiz bırakma, lütfen..

_BH- Özür dilerim.. bir dahakine dikkatli olacağım.

- Uyanınca sana bağırdığım için özür dilerim. Birden sinirlerime hakim olamadım. O üç gün içinde dağıldım, Baek Hyun. Kötü bir haldeydim. O yüzden birden bağırdım. Bütün sinirimi senden çıkarmak istedim. Özür dilerim..

_BH- Özürünü bir şartla kabul ederim.

Ayrılıp yüzüne baktım.

- Ne istiyorsun?

_BH- Eve gidince beni dövmeyeceksin.

Söylediklerini anlamamla güldüm ve yanağını öpüp sıkıca sarıldım.

- Peki.. Öyle olsun.

Ne de olsa zamanımız daha çok bay Byun.. istediğim zaman dayak yiyeceksin.

_BH- Korkuyorum.

- Neden?

_BH- Yüzündeki tehlikeli gülümsemeden.. Aklından neler geçiyor? Yaşayacağım, değil mi?

- Yaşayacaksın, Baek Hyun. Uyuyalım artık.

İlk AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin