34. bölüm

104 6 0
                                    

Parktan çıkıp restoranta gitmişdik. Hava karadığı içinde arabayı sahibine verip geri dönmüştük.

- Yorgunum Baekiee. Evde oturmak en iyisi.

_BH- Bende yorgunum ama kabul et güzeldi.

- Seninle herşey güzel Baek Hyun.

_BH- Biliyorum.

- Byun Egolu Baek Hyun, pijamamı verir misin dolaptan?

Gülerek dolaba yöneldi ve pijamamı alıp bana uzattı.

_BH- Al.

İkimizde pijamamızı giydikten sonra ona döndüm.

- Uyumadan önce sarılı kalalım mı?

Gülümsedi ve başını olumlu anlamda salladı. Yatağa oturdu ve beni kucağına oturttu. Kollarımı ona sardım ve başımı omzuna yaslayıp gözlerimi kapattım.

- Parfümün beni benden alıyor. Bu kadar mükemmel olmamalısın.

_BH- Ben seninle  birlikteyken mükemmelim.

Söyledikleri sırıtmama neden oldu. Geri çekilip göz göze gelmemizi sağladım. Sadece  yüzüne bakıyordum. Yüzünü ezberlemek istiyordum.

- Yüzündeki benlerini seviyorum. Çok tatlılar. Yüzün hem yakışıklı, hem de sevimli olduğunu biliyor muydun?

Gülmeye başlayınca sordum.

- Neden gülüyorsun?

_BH- Beni neden bu kadar övüyorsun, anlamadım.

- Gerçeği söylüyorum. Benim için kusursuzsun.

Aniden dudaklarımızı birleştirince öylece kalmıştım ama kendime gelip karşılık vermeye başladım.

Sadece ona odaklıydım. Nefes almak için ayrılıyor, tekar birleştiriyorduk.

Uzun süre sonra ayrıldı ve konuştu.

_BH- Şimdi durmazsam hiç duramayacağım.

Kucağından kalkıp hızlıca banyoya yöneldim. Son söylediğiyle kötü hissetmiştim. O bir erkekti ve biz evliydik ama ben onu tatmin edemiyordum. Durmak zorunda kalıyordu. Bana dokunmak en doğal hakkıydı fakat ben buna sınır koymuştum.

Bir nevi ona böyle eziyyet ettiğimi düşünüyorum. Belkide bu durum yüzünden benimle  evlendiğinden pişman olmuştu. Sonuçta kim böyle bir şeye katlana bilirdi ki?

Göz yaşlarımın dinmesi için kaç kez yüzümü yıkadım ama durmuyor, inadına akıyordu.

Kapıya tıklanmsıyla o yöne döndüm.

_BH- Jun Young iyi misin? 10 dakikadır içeridesin.

- Geliyorum.

Ne kadar saklasamda sesimdeki tınıdan ağladığımı farketmişti.

_BH- Sen ağladın mı? Hemen kapıyı aç Jun, hemen.

Kapıyı açtım, fakat başımı eğmiştim. Elini çeneme koyup ona bakmamı sağladı.

_BH- Neden ağladın? Bir şey mi oldu?

- Özür dilerim. Evliyiz ve bir kadın olarak seni tatmin edemiyorum. Zorluyorum. Belkide pişmansındır benimle olduğun için. Ama bu travmayı atlatamıyorum. Benim için kolay değil.

_BH- Neden böyle düşünüyorsun? Bir daha böyle düşünmeni istemiyorum. Ben sadece seni istiyorum. Seni seviyorum. Sen nasıl rahat edersen ben de öyle rahat ederim. Ayrıca, sana seni bekleyeceğimi söylemiştim. Beni zorladığında yok.

Bir adım attı ve sarıldı.

_BH- Lütfen bir daha böyle düşünme. Zorlukları birlikte aşacağız ve her zaman senin yanında olacağım. Kendini üzmeni istemiyorum.

Eğilip beni kucağına aldı ve yatağa bıraktı. Kendisi de gelip  yanıma yattı. Hiç bir şey demeden sadece bir birimize bakıyorduk.

Onu böyle yaparak üzüyordum. Beni sevmediğini söyleyerek. Pişman olduğunu söyleyerek.

Yaklaşıp burnunu öptüm ve sarıldım.

- Burnunu sevdim. Şekilli ve güzel. Mmm.. kıskanmış olabilirim. Ayrıca, yine bu parfüm kokusu. Baştan çıkarıcı ve sinirlerimi bozuyor. Sadece ikimiz birlikteyken sıkmanı istiyorum. Başkalarının yanında değil.

_BH- Bakarız.

Kolunu ısırdığımda bağırdı.

- Bakarız ne demek yaa?

_BH- Peki, öyle olsun.

Güldü ve daha sıkı sarıldı.

_BH- Bunu sakın unutma Jun Young. Sen benim ilk aşkım, sevgilim ve eşimsin. Seni her şeyden çok seviyorum.

Boynuma dudaklarını bastırınca gözlerimi kapattım. Dokunuşlarını hissetmek istiyordum. Bıraktığı öpücekleri hissetmek..

İlk AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin