Gözlerimi açtığımda Baek Hyun'la burun burunaydık. Gülümseyerek gözlerimi kapattık.
NE? BURUN BURUNA MI? YASTIKLAR?
Kalktığımda yastıkların yerde olduğunu gördüm. Bir birimize sarılı şekilde uyumuştuk.
- Baek Hyun kalk hadi.
_BH- Baba, beş dakika daha..
Aslında kahvaltı hazırlayıp sonra uyandırsam, ardından da hesap sorup öyle yemek yesek daha iyi olurdu.
Aşağı inip sofrayı hazırladım. Arkadan biri sarılınca Baek Hyun sandım ama kokusu farklıydı. Arkamı döndüğümde Jungkook olduğunu gördüm.
_JK- Minik fare yemek yapmayı da biliyormuş.
Kafasının arkasına vurdum.
-Tabiki bileceğim. Pis tavşan.
_JK- Tamam yaa.. uzun zamandır kardeşimin elinden yemek yemedim.
- Geç otur, geliyor şimdi.
_JK- Yardım?
- Hayır demem.
Birlikte atışarak masayı hazırladıktan sonra
Baek Hyun'un yanına gittim. Hala uyuyordu. Yaklaşıp burnunun ucunu öptüm. Dudakları yukarıya doğru kıvrıldı. Gözlerini açmadan
_BH- Biraz daha aşağıdan öp. Dudaklarımdan mesela..
- Kalk hadi. Hem.. sabah kalktığımda yastıklar neden yerdeydi?
Gözlerini açıp bana baktı ve sırıtmaya başladı.
_BH- Aramızdakı engelleri kaldırdım diyelim.
- Baekiee hadi kalk yaa.. engelmiş. Haa bide.. Baekiee uykuluyken bile mükemmelsin.
Hızlıca yanağını öpüp odadan çıktım. Jungkook telefonuyla ilgileniyordu. Beni görünce bıraktı. Masaya oturdum ve ardından Baek Hyun da geldi.
_BH- Günaydın.
_JK- Günaydın hyung.
Sessizce kahvaltıya başlamıştık ve bu kısa sürmüştü.
_JK-Young bu gün ben de seninle geleceğim.
-İşin yok mu senin?
_JK- Hayır, yok. Babam şirketi artık bana devretmek istiyor ama ben istemiyorum. Çok sıkıcı.
- Neden böylesin sen? Bi işe yarasan..
_JK- Yaa şirketten ne anlarım kii.. ben seninle geleceğim o kadar.
- Tamam. Gelme desen bile geleceğini biliyorum.
_JK- Kardeşini iyi tanıyorsun.
Yemeğin ardından hazırlandım ve aşağı indim. Gözlerim yaşarmıştı. Baek Hyun ve Jungkook masayı toplamış bulaşıkları yıkamıştı. İkisininde yanağından öpüp dışarı çıktım ve Baek Hyun'un arabasına bindim. Çok geçmeden ikiside gelmişti.
Kafeye geldiğimde Baek Hyun bizi bırakıp şirkete uğramıştı. Son zamanlarda şirketi boşladığını ve bugün gelemeyeceğini de söyledi. Bizde kafeye girdik. Hae Yoon'a selam verdikten sonra işe başlamıştım ki Jimin de geldi.
- Oh, oppa hoşgeldin.
_JM- Hoşbuld.. Jungkook?
_JK- Hyung? Sen burda ne yapıyorsun?
_JM- Ben burada çalışıyorum velet, asıl sen burada ne yapıyorsun?
- Siz tanışıyor musunuz?
_JK- Evet, arkadaşız. Hyung ben Jun Young'un kuzeniyim.
- Ben niye bilmiyorum ki arkadaş olduğunuzu?
_JM- Gerçekten mi? Jun gibi tatlı kızın nasıl senin gibi bir kuzeni olabilir ki?
_JK- Yaa hyuuung!
Gülüp
_JM- Peki tamam. İşe başlayayım.
Bu halleri cidden komikti. Tatlı atışma bittikten sonra işe başladık.
Bugün müşteri çok fazlaydı. Resmen canım çıkmıştı. Jungkook'ta numarasını bırakıp gitmişti. Yavaş yavaş mesai saatimin sonuna geldiğimde hazırlanıp dışarı çıktım. Baek Hyun yoktu. Herhalde yalnız gidecektim. Hüznlü şekilde arkamı döndüğümde bir ses duydum.
_BH- Beni mi bekliyordun?
