66. bölüm

64 4 0
                                    

İlk olarak herkesin en çok sevdiği  yemekleri yapmış ve masayı hazırlamıştım. Gelmelerine daha iki saat vardı ve Jimin'e kız kardeşi Ji Soo'nu da getirmesini istemişdim. Yeni birini tanımak beni bir az heyecanlandırıyordu.

Jae Hyun'u haberdar ederek sıcak bir duşa girdim. Ardından, seçtiğim kıyafetlerimi giyindim. Saçlarımı da kurutup ördüm ve omzumun üstünden aşağı bıraktım.

Odamdan çıkıp Jae Hyun'un odasına ilerledim.

- Jae Hyun-ah! Gel seni de temizleyeyim.

_JH- Bulaşık mıyım ben, anne?

Bu cevabına gülmüştüm.

- Hadi duş alman gerek. Herkes senin ne kadar yakışıklı olduğunu görsün. Gel.

Yanıma geldi ve banyoya ilerledik. Üstündekileri çıkarttım ve ona da duş aldırdım. Su üzerine gelince gülmesi ve heyecanla konuşması beni de güldürüyordu.Eğlenceli olacağını düşünmemiştim.

Ona da kıyafetlerini giydirip saçını kuruttum. Aynanın önünde saçına şekil verdikten sonra aşağı indik.

_JH- Çizgi film izleyelim mi anne?

- Evet.

Açtığımız çizgi filmi izlerken, zil çaldı. Kapıyı açtığımda dört çift göz beni buldu.

- Hoşgeldiniz..

İlk Jungkook'a sarıldım.

- Seni özledim, kaslı tavşan.

_JK- Bende seni bebeğim. Bir daha aranı bu kadar açmayalım.

Başımı sallayıp yanağını öptüm ve bana gülümseyen Jimin'e sarıldım.

- Seni de özledim, Civ-Civ Jiminie. Sen benim oppam gibisin. Her zaman yanımda ol. Seni çağırmasam bile..

_JM- Sen de benim kardeşim gibisin, Young-ah. Ne zaman ihtiyacın olsa, bir telefon uzağında olacağım.

Ayrılıp saçlarını karıştırdım ve kardeşi Ji Soo'ya döndüm.

- Merhaba, ben Jun Young.

_JS- Merhaba, ben Ji Soo. Oppa'm sizden o kadar bahsetti ki, sizinle arkadaş olmak istedim. Umarım, anlaşabiliriz.

- Tabii ki..

Kızlarla o kadar da anlaşamazdım. Ama bu Jimin'in kız kardeşiydi ve ona benziyordu. Bu yüzden aramızın iyi olacağını hissediyordum.

- Siz içeri geçin. Jae Hyun salonda çizgi film izliyor.

Hepsi beni onaylayıp içeri geçtiğinde, yüzümü deminden beri beni sabırla bekleyen kocama çevirdim.

_BH- Bir an beni farketmeyeceksin sandım.

Kollarımı beline sardığımda o da bana sarılmıştı.

- Seni nasıl unutabilirim ki.. tüm benliğimle sana aitken..

Ceketinin üstünden göğsünü öptüm. Ardından, başımı kaldırıp  tüm duyguları hissetmek istiyormuş gibi yavaş ve ağır çekimde iki yanağını da öptüm.

Kollarımı istemsemde ondan ayırıp ceketini çıkardım ve astım.

- İçeri geçelim..

Başıyla beni onaylsyıp elimi tuttu ve salona ilerledik. Jae Hyun Baek Hyun'u gördüğü gibi koşarak üstüne atladı..

_JH- Hoşgeldin, baba.. seni özledim.

_BH- Hoşbulduk, oğlum.

Jae Hyun'un saçlarını öpüp karıştırmıştı.

_JK- Acıktım ben. Yemek yiyelim mi?

- Sofra hazır, mutfağa geçelim.

Birlikte masaya oturup yemeğe başladık ve aynı zamanda da sohbet ediyorduk. Erkekler birlikte sohbet ederken ben de Ji Soo'yla konuşuyordum.

_JS- Baek Hyun oppa'yı cidden çok seviyor olmalısın, unnie. Bu bakışlarından bile anlaşılıyordu.

- Bu duygu.. kelimelere dökülemeyecek kadar güzel ve özel. Her zaman yanında istemen, kalbinde saklaman, kıskanman, ama en güzeli de seni sevdiğini bilmen ve hissettirmesi.. bunlar kalbimi patlatacak kadar güzel. Düşünebiliyor musun, seni senden daha çok seven, koruyan, kendinden nefret eden biriyken seni özel hissettiren bir adamla birliktesin..

_JS- Woaah! Bende bu duyguları tatmak isterim. Aslında, bir sevgilim var ama henüz yeni. Bir ay kadar.. sizinki kadar derin olmasa da onunda beni sevdiğini hissediyorum ve bu söylediklerinin nasıl bir şey olduğunu anlayabiliyorum. Endişe ettiğim tek şeyse.. oppa'm. Ona daha söylemedim. Yani söylemeye utandım.

- Utanmana gerek yok. Jimin'i azıcık olsa bile tanıyorsam, anlayış gösterecektir. En kısa sürede söyle derim.

_JH- Anne.. bana bir az daha yemek koyabilir misin?

Tabağını uzatan Jae Hyun'a gülümsedim.

- Tabii ki, oğlum.

Jae Hyun'a yemeğini verdikten sonra tüm yemek boyu izlediğim adamla göz-göze gelmiştim. Saniyelikte olsa gülümseyip göz kırpması kalbimi yerinden oynatmıştı.

Şimdi anlamıştım. Ben ona ikinci kez aşık oluyordum.





İlk AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin