31.bölüm

96 5 0
                                    

Kaynattığım havuç, patates ve yumurtayı rendeledim, üzerine mayonez ilave etdim. Ardından tuz ve kara biber atıp karıştırınca salatam hazırdı.

Dolaptan iki tabak çıkarıp salatayı koydum ve iki çatalda koyunca masa hazırdı.

Salona girdiğimde telefonla uğraşan Baek Hyun gördüm. Yanına oturdum ve yanağını öptüm.

- Bay yetenek, salata hazır.

Hala telefonlaydı.

- Telefonunu bırakıp beni dinlesen?

_BH- Özür dilerim ama işle ilgili. Bir az bekle. Ben olmadığım sürece bir problem olsun, istemiyorum.

- Oh tamam o zaman.

Nihayetinde bana döndü ve gülümsedi.

_BH- Bitti. Hadi yiyelim.

Kalkıp masaya oturduk. O yiyince ben de yüzüne bakıp tepkisini bekliyordum.

Ağzına bir lokma alınca dondu ve bana baktı. Yuttuktan sonra konuştu.

_BH- Bunu gerçekten sen mi yaptın?

- Evet. İyi olmuş mu?

_BH- Harika olmuş. Mükemmelsin.

- Sana benzemişim.

Yüzündeki ifade donmuş, ardından gülümseyerek başını eğmişti.

_BH- Böyle şeyler söyleme..

- Neden?

_BH- Bilmiyorum, garip hissediyorum.

- Ben sadece düşündüklerimi söylüyorum.

_BH- Ama ben söylemiyorum ve sen söyleyince de kötü oluyorum. Genellikle erkekler böyle yapar.

- Senin bir şey söylemene gerek yok. Ben hissediyorum ve bu bana yetiyor. Kendini sıkma.

Elimi ayağının üzerine koydum ve parmağımla çevreler çizmeye başladım.

_BH- Yapma, gıdıklanıyorum.

- Böyle mi?

_BH- Yaa yapma.

Elimi tutup çekince ona baktım.

- Salatayı yemedik.

_BH- Ah, doğru.

Yemekten sonra bir az sohbet ettik. Kapı çalınca açmaya gittim.

Karşımda her zamanki ikili vardı.

_JM- Selam.

_JK- Bakıyorum, evlendin kardeşini unuttun küçük boy.

- Bir daha boyuma laf edersen..

_JK- Ben de seni seviyorum, Jun. Hadi içeri girelim.

Sohbetlerin ardından akşam olmuş, yemekten sonra yine tekrar konu açılmıştı..

_BH- Siz neden yalnızsınız? Hiç mi sevdiğiniz yok?

_JM- Hayır.

_JK- Üzgünüm, hyung. Jun'a ihanet edemem. Sevgilim yok.

- Bir nevi saplar işte..

Biz gülerken onlar sinirli görüyorlardı.

_JK- Yah! Sap değiliz biz!

_JM- Sadece hala hayatımızın aşkını bulamadık o kadar.

_BH- Ama hiç bulmaya çalışıyor gibi de görünmüyorsunuz?

_JK- Hyung, açık konuşsana. Bizi göndermek mi istiyorsun? Yoksa hayatımıza yeni biri girsin sizi rahat mı bırakalım?

_BH- Kook, sadece şaka yapıyorum.

_JK- Biliyorum, hyung. Ha unutmadan, 3 gün sonraya hazır olun. Ben her şeyi ayarladım.

_JM- 'Buz her şeyi ayarladık' diyecektin herhalde. Bu da uçak biletleriniz.

Uçak biletlerini masaya bıraktı ve saatine baktı.

_JM Ooh, geç olmuş. Biz gidelim artık.

_JK- Ne ara bu kadar zaman geçti ki. Neyse artık, görüşürüz hyung, görüşürez Jun.

_BH- Güle güle.

- Görüşürüz.

İkisini de yolcu ettikten sonra kapıya sıkıştırıldım.

- Ne yapıyorsun sen?

_BH- Hiç doğru düzgün vakit geçiremedik. Yalnız kalamadık.

- Yani? Uykum var uyuyalım artık.

_BH- Ahh Jun. Bazen o romantik kız gidiyor , yerine bilmediğim biri geliyor. Neyse artık, uyuyalım.

Birden kucağına alınca şaşkınlıkla gözlerine baktığımda sırıttı.

_BH- Böyle daha rahat olur senin için. Hiç değilse ben romantik olayım.

- Bay Romantik Baek Hyun, bunu hep isterim ama.

_BH- Ne zaman istersen..

Yatak odamıza vardığımızda kapıyı açtım. Ayağıyla araladı ve beni yatağa bıtakıp burnumun ucunu öptü.

Geri dönüp kapıyı kapattı ve ikimize de pijama çıkardı. Pijamayı alıp banyoya gidince kolumdan tuttu.

_BH- Burada giyinsene..

- Şeyy.. utanıyorumda

_BH- Kocandan?

- E-evet.

Yüzünün düştüğünü gördüm.

_BH- Tamam. Nasıl rahatsan öyle yap.

Aslında utanıyordum ama onu böyle üzmek istemiyordum.

Kolumu ensesine atıp başını eğdim ve dudaklarını öptüm. Şaşkınca bana bakıyordu.

- Sanırım, bu utanmalara son vermeliyim. Ha?

Yatağa dönüp üstümü değiştimdim ve pijamalarımı giyindim. Bir az zor olacağını düşünmüştüm ama sanki o yokmuş gibi yapınca kolay oldu. Yatağı hazırlayıp ona döndüm. Hala bana bakıyordu.

- Üstünü değiştirmeyecek misin?

_BH- Ha? Ah, evet.

Hızla pijamalarını giyinip geldi.

Dün olduğu gibi yine sarılarak uyuduk. Böyle olunca daha huzurlu ve rahattı.












İlk AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin