Kİ 38.BÖLÜM

4.2K 277 163
                                    

Multi : Orkunkuşum❤

Boll boll yoruuum🌸'

Gözüme değen ışık ile yan tarafa döndüm. Bu kez elime değen saçlar ile homurlanıp sola döndüm. Aynı şey tekrar olurken zorlayarak gözlerimi açtım. Kafamı kaldırınca gördüğüm görüntü ile dudaklarım kıvrıldı. Salondaki L koltukta uyuyakalmıştık. Cezaevinden çıkalı tam 1 hafta olmuştu. Bu 7 günde evden çıkmamış sama sapan ne varsa yapmış, o kısacık ayrı kaldığımız zaman hiçbirimize yaramamıştı. En son hatırladığım bahçedeki havuzu temizlemek için çağanla sözleşmiştik, ama temizlemek yerine kirletmiştik. Önce çağan beni atmıştı, ardından alp onu atınca efo alple birlikte atlamış, orkun abim ise poyrazı atmıştı. Hepimiz sırılsıklam olurken aşırı derecede eğlenmiştik. Üstüme baktığım da alpin swatini görmemle sırıttım, çok ıslanmıştık ve alp kendi sweatini giydirmişti. Belimde sıkılaş an kollar ile güldüm. Alp sıkıca belime sarılmıl kafası ise kucağımda ydı, çağanda sol tarafıma uzanmış elini alpin koluna koymuştu. Efo ise alpin üstündeydi resmen. Hafif tepenseler düşecektiler. Poyraz ise uzattığım bacağıma uzanmıştı. Orkun abi ise koltuğun diğer köşesine kıvrılmıştı.

Alpin ve çağanın kollarını açtıp poyrazın kafasını yastığa koydum, aralarından çıktığım da oluşan görüntüye bakıp iç çekerek güldüm. Hepsini çok seviyordum. Mutfağa girip ses çıkarmaya dikkat ederek ışığını yaktım. Masanın üstüdeki suyu kafaya dikerken, bahçedeki havuzun yanındaki karanı görmemle kaşlarımı çattım, karanla bu 1 hafta kedi köpek gibi birbirimizden kaçmıştık. O benim tepkimden korkuyordu, ben ise vereceğim tepkiden koruyordum. Asla kestiremiyordum, napacağımı. Ama daha fazla uzatırsam karan için de benim için de çok zor olacaktı. Mutfaktan çıkıp koltuğun üstündeki pikeyi alıp bahçeye çıktım. Akkılı bıdık karan geceleri estiğini bildiği halde kısa kol ile oturuyordu.

Arkasından yaklaşıp pikeyi omuzuna bıraktığım da irkilerek bana döndü. Beni gördüğünde açılan ağzı ile kendi mi tutmayıp güldüm. Yanına oturduğum da bahçeye vuran sokak ışığıyla ağladığını gördüğüm de içim de bi yerlerin kırıldığını hissetmiştim. Yutkunup kafamı karana yaklaşarak omuzuna bıraktım. Kasılan vucüttü rahatlarken, " Karan, ne kadar kaçsam da ben seni çok özledim. " dudaklarımdan çıkan sözcükler ile ağzından," Ha?" diye bi söz çıkarken gülüp devam ettim," Sana kızgın değilim. Sana çok kırgınım karan. Sen gittiğinde yemin ederim tam 1 ay kendime gelemedim, sen benim hayatıma çok erken girmiştin. Çıkmanı istemiyordum.." dedim.

Flashback,

Alple her zamanki gibi parkımıza gelmiş alpin bana aldığı dondurmayı yerken aynı anda hafifçe salanıyordum. Hava kararmıştı. Beni merak edecek kimsenin olmadığını bildiğimden çok rahattım. Rahatsız bi rahatlıktı bu. Alpin ise orkun abisinin haberi vardı. Yanımdaki salıncağa dayanmış beni izlerken gelen adım sesleri ile kafamızı parkın girişine sabitledik. Parkta bizden başka kimse yoktu zaten. Bizim yaşlarımızda siyaj saçlı, açık tenli çocuk kaydırakların olduğu yere gittip birden ağlamaya başladı. Alple şaşırıp birbirimize bakarken çocuğun sesi kulaklarımıza doldu, " Beni neden bıraktın melek, daha sen abi bile dememiştin. Daha seni korkunca seni sarıp sarmalayamamıştım. Daha kokunu bi kez bile içime çekemedim, niye gittin ki? " sesi öyle çaresiz, öyle kırık geliyordu ki aklıma gelen abim ile alp anlamış gibi kucakladı beni. Akmaya yeltenen göz yaşlarımı silip salıncaktan çıktım. Alpe çocuğu gösterdiğim de kafasını salamıştı.

Yavaşca yanına yürdüğümzde kaydırağa sarıldığını görmem ile çenem titremişti. Aynı acıyı paylaşıyorduk adeta. Yanına çöktüğümüz de bize bakmıştı. Alp elini omuzuna koyup, " Bazen derdini bi yabancıya anlatırsan daha iyi gelir. Seni en iyi biz anlarız. " demişti. Çocuk gözlerini üzerimden ayrımadan konuştu, " Gözleri aynı senin gibiydi. Saçları daha kısacıktı... " yutununca elini sıkıp ona bi şekilde güç vermeye çalıştım. Küçük ellerimi sıkıca tutup, " Kız kardeşim, melek. Daha küçücüktü lan! Küçücük. Onu benden çekip aldılar dayanamıyorum, onun o minicik bedenini toprağa verdim az önce. Bu acı çok beter, bu acı katlanılmaz. Elim ayağım tutmuyor. Daha geçen gün onu burdaya getirmiştim, beraber gülmüştük..şimdi ise ben ağlıyorum o öldü. Benim meleğim öldü. " söyledikleri ile gözümden bir damla yaş düşerken alple kendimizi tutamayıp çocuğa sarıldım. Daha şiddetli ağlarken onunla beraber biz de ağlamıştık.

Kızımız İçinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin