⚜ KANLI ZAMBAKLAR | 14/3

1.3K 129 16
                                    

YAZAR NOTU: Kanlı Zambaklar'a zamanla artan ilginiz çok hoşuma gidiyor. Bu yüzden bu gece size ekstra bölüm hediye etmeye karar verdim. Keyifli okumalar diliyorum, sizleri seviyorum. 🙏💖💐

*

-14- / 3

Kendime bir içki almak için mutfağa doğru yürürken kalabalığı yarıp geçmeye, kendime yer açmaya çalışıyordum. Mutfağın olduğu koridora yaklaştıkça kalabalık azalıyordu. Koridordan dönüp mutfağa girdiğimdeyse kimse yoktu. İçkimi koyduktan sonra usulca dolaba yöneldim. Buz kovasını zor olsa da bulmayı başarmıştım. Buz kıracağıyla buzları ayırırken birinin arkamdan yaklaştığını hissedebiliyordum. Buz kıracağını tutan elim kaskatı kesilmiş, kıracağı sertçe kavrıyordu. Her an her şeye hazırdım. Bu tür nezih bir partide başıma bir şey gelme olasılığı yok denecek kadar az olsa da her şeye hazırlıklıydım. Sakin kalmayı başarsam da temkinli davranmaya çalıştım.

Elimdeki buz kıracağını sıkı sıkı tutarken arkamdaki kişi kulağıma üflercesine "Sonunda yalnız kalabildik." diye mırıldandı. Aramızda milimetreler vardı ve ben arkamdaki sert baskınlığın onun uyarılmasının sebep olduğunu çok iyi anlıyordum.

Kim olduğunu bilmem üstümdeki gerilimi tamamen atmama ve rahatlamama sebep olsa da beni kıskaca alıp sıkıştırması sinirimi bozuyordu. Ses tonundan kim olduğunu anladığım için gözlerimi devirerek arkama döndüm. "Ertan artık koparana kadar asılma huyundan vaz mı geçsen?" Birileriyle dürüst konuşma zamanı gelmişti de geçiyordu bile anlaşılan. En yakın arkadaşıyla aramızda bir şeylerin geçmesi onu asla ilgilendirmiyor gibiydi. Bu kalabalık partide bile bana asılmaktan öteye gidebiliyordu.

"Hayır cevabına hiç alışık değilimdir."

"Peki, bu benim ne kadar umurumda?"

Çapkın bakışlarıyla beni süzerken bir adım daha yaklaştığında umursamaz tavrımdan ödün vermedim. O ise pervasızca "Duyduğuma göre Arda'yla ayrılmışsınız."

"Eee?"

"Bence, sen anladın."

"Ha Arda'yla ayrıldığıma göre sana yeşil ışık yakabilirim yani öyle mi?"

Ertan ise hiçbir şey söylemeksizin neden olmasın dercesine kaşlarını kaldırıp omuz silkerek sözlerimi onaylarken hiç utanması sıkılması yoktu. Açıkçası olmasını da beklemiyordum.

"Bak, şansını zorlama istersen. Bir dost tavsiyesi." Göz kırptıktan sonra içkimi alıp mutfaktan çıkarken arkamdan bakan adamın son sözlerine aldırış dahi etmedim.

"Fikrin değişirse bir telefon kadar yakınındayım."

Eminim öyledir, diye geçirdim içimden gözlerimi devirirken. Onu asla aramayacağımı anlaması gerekiyordu. Tabii bir ara egosu izin verirse.

Davet olağan hızıyla akıp giderken beni uzaktan seyreden Arda elindeki içkiyi kafasına diktikten sonra cesaretini toplamışa benziyordu. Bana doğru yürümeye başladığında hafif bir tedirginlik duysam da bunu rahat yüz ifademin ardına sakladım. Bu daveti de, kendini de, ailesini de, beni de rezil etmemesini umuyordum. Çünkü inşallah çok sarhoş olmamıştır da davette rezalet çıkarmaz diye ummaktan başka çarem yoktu. Birkaç saniye sonra bunu o kadar da umursamadığımı fark ettim. Arda çocuk gibiydi, doğru. Ama çocuk değildi. Yaptıklarının sorumluluğunu alabilecek kadar yetişkindi. Yanıma geldiğinde onu görmezden gelmek yerine ilgisiz ve umursamaz bakışlarını yüzüne diktim.

Oysa bu kayıtsızlığıma anlam veremiyor gibiydi. Ellerini hafifçe iki yana açarak "Bu kadar mı Rüya?" diye sordu yalnızca. Konuyu uzattıkça uzatmaya niyetliydi.

Kanlı ZambaklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin