⚜ KANLI ZAMBAKLAR | 6/1

1.7K 157 24
                                    

-6- / 1

Ertan ve Tarık Dost Meclisi'nde Arda'yı beklerken birileri tarafından dinlenme ihtimalinden çok uzak bir edayla iki lafın belini kırıyorlardı. Konuşulacak tüm gündelik konuları tükettiklerinde sıkıntıyla oflayarak gözlerini kapıya dikti Ertan. "Nerede kaldı bu Arda?"

"Ne bileyim ben." Sağ elini uzun saçlarının arasından geçirdi Tarık. Hazır bahsi açılmışken bu konudaki şikâyetini de dile getirmekten çekinmedi. "Son zamanlarda onun hâlini hiç beğenmiyorum. Rüya denen o kız geldi, ayarlarını bozdu çocuğun."

Kulaklıkla onları dinleyen Rüya ise adını duyunca dikkat kesilmişti ve Tarık'ın söylediklerinden ötürü zevkle gülüyordu. Şeytani bir gülüştü bu, dolu dolu zafer kokan...

Ertan'ın konuyla ilgili belirttiği görüş de tabii kendine yakışan türdendi. "Rüya da Rüya hani." Bu sözü beğeniyle dile getirdiği saklanmayan bir gerçekti üstelik. Gerçekten rüya gibi bir kadındı, zor ve dişiliğini ön planda tuttuğu için ateşli göründüğü de su götürmez bir gerçekti. Elbette bunların yanında Tarık'ın da kendisinden çok zıt düşüncelere sahip olduğu da gizlenmemiş bir başka gerçekti.

Ters bakışlarla "Bak bir daha bu sözü tekrar edersen karışmam haberin olsun." diye uyardı arkadaşını Tarık. Onu çok iyi tanıyordu. Arda gibi Ertan'ın da zaaflarını biliyordu. Mesela Ertan güzel ve kadınsılığını ön planda tutan bir kızla tanıştığı an dünyası şaşar, asla mantıklı düşünmezdi, düşünemezdi. Arda ise çok başka bir hikâyeydi. O öyle duygusal, saf ve naif biriydi ki, Rüya gibi etkileyici bir kadının kendisine en ufak bir şefkatiyle yerle bir olabilir, tüm benliğini ona sunup o kadına karşı sonsuz bir güven besleyebilirdi. Ve bunlar çok büyük hatalar doğurabilirdi. Elbette Rüya'nın güzel ve etkileyici bir kadın olduğunu inkâr etmiyordu ancak onunla tanıştığı andan beri samimiyetsiz bulmuştu. Sahte bir yanı var gibiydi. Her konuda iyi biri olmasına rağmen egosunu beslemeyen alçakgönüllü, melek gibi iyi kalpli bir karaktere sahip olması normal insan profiline hiç uymuyordu. Gerçekçi gelmiyordu Tarık'a. Bu yüzden arkadaşlarının o kadınla mesafelerini korumaları gerektiği konusunda ısrarcıydı.

Fakat Ertan'ın hiç de öyle bir niyeti yoktu sanki. "Kız acayip fettan," diyerek dostunun hoşlanmadığı bu konuya ısrarla devam etti. "Alev topu resmen. Kim bilir yatakta nasıl ateşlidir."

Kulaklıktan Ertan'ın kendisi hakkında söylediklerini dinleyen Rüya ise ondan bir kere daha iğrenmişti. Kadınları bir kere yatılacak tek kullanımlık kadınlar ve birçok kere yatılacak ateşli kadınlar olarak kategorize eden iğrenç bir insana -ki insan demeye bile dili varmıyordu- başka nasıl hisler besleyebilirdi ki? Mide bulantısı ve iğrenme.

Rüya'dan hoşlanmadığı doğruydu ancak ne olursa olsun Ertan'ın o kadın hakkında böyle konuşması genç adamın pek de hoşuna gitmemişti. "Aklın fikrin yatak döşek zaten! Bir gün başına bir felaket gelirse o uçkurundan gelecek bak söylemedi deme."

Bu konuda Tarık'a sonuna kadar katılıyordu. Ertan'ın en büyük zaafıydı bu. Çapkınlıktan da öte, istediği kadını yatağa atıp onu dilediği kadar kullanabileceğini düşünen aklı uçkuruna kaçmış çirkin bir varlıktı o. Ona kendisi sıkılıp bıkana kadar tüm kadınları seks kölesi gibi kullanabileceğini düşündüren şey neydi acaba? Elbette ona bütün dünyanın hâkimi gibi hissettiren varlıklı yaşantısı ve onu alt tabakadaki insanları ezebilme yetkisine sahipmiş gibi yetiştirip pohpohlayan ailesi. Ah, nasıl da düşünememişti Rüya. Bu çirkin bir kombinasyondu ama ne yazık ki gerçekti.

"Aman be oğlum, iki gırgır şamata yapıyoruz şurada." Canı anlık bir biçimde sıkılmış gibi omuz silkti sonra. "Zaten kız çetin ceviz çıktı."

Kanlı ZambaklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin