-12-
Rüya'yı uğurladıktan sonra yüzünde anlamsız bir tebessümle kapıdan içeri girdi. Salona geri döndüğünde atmosferdeki büyük sessizliğin ortasına bodoslama dalmıştı farkında olmadan. Âşık ve sevdiği kadından yanıt beklemenin verdiği heyecandan ötürü annesinin ona karşı tavrını ve bakışlarını ayrımsaması zaman almıştı. Hafif meraklı bakışları annesi Süreyya Hanım'a döndü. "Bir şey mi oldu anne?"
Sanki Arda'nın sormasını bekliyormuşçasına sabırsızca söze girdi kadın. "Oğlum sen ne yapıyorsun Allah aşkına?" Daha fazla kendini tutamamıştı. Arda'nın tavırlarına anlam veremiyordu. Üstelik Rüya hakkındaki fikirlerini bile bile ona ilgi duyması, duygularını ciddi bir boyuta taşıma isteği anlaşılmazdı Süreyya Hanım için. Doğru, Rüya'yı ailesine kendisi takdim etmişti, içlerine kadar yine kendisi sokmuştu. Bunların hiçbirine itirazı yoktu ancak işin ucunda oğlunun dul bir kadına gönül vereceği yoktu. Böyle bir şey aklının ucundan dahi geçmemişti.
Hiçbir şeyden habersiz tavırlarla salondaki diğer kişilere göz gezdirdikten sonra tekrar annesine döndü bakışları. "Ne yapmışım?"
"Rüya'ya karşı tavırlarını hiç beğenmedim!"
"Ne gibi?" Kadının gereksiz gerginliğini anlayamıyordu Arda. İşin bir netliğe kavuşması için açık açık sormayı denedi. "Anne tam olarak neden rahatsız olduğunu anlayamadım."
"Yok lavabonun yerini göstereyim demeler, gereksiz centilmenlikler, üs-üstüne düşmeler..." Sinirden kekeledikten sonra çabuk toparladı Süreyya Hanım. Oğlunun Rüya'yla ciddi bir birliktelik hatta evliliği düşünme ihtimali bile kadını öyle panikletmişti ki ne diyeceğini o an için bilememişti. Böyle bir şey cidden olursa cemiyette arkasında konuşulacaklarını şimdiden tahmin edebiliyordu. Derdini eksiksiz bir şekilde açtığından emin olmak istiyordu. "N-Ne bileyim, kızın peşinden gidip ortadan kaybolmalar... Ne oluyor Arda?"
Arda ise annesinin endişesini yatıştırmaya çalışmaktansa içindeki duygu ve düşünceleri dürüstçe dile getirmekten çekinmedi. Aksi için hiçbir sebep yoktu çünkü. "Bu kadar merak ettiysen söyleyeyim anne, ben Rüya'ya ilgi duyuyorum. Bunu saklayacak değilim. Bugün de kendisine duygularımı açtım. İlân-ı aşk ettim yani."
"Ne?"
Dostunun itirafıyla sakin bir şaşkınlığa kapıldı Ertan. "Oho... Bizimki coşmuş." Böyle bir şeyin olabileceğini tahmin etmişti ancak bu kadar çabuk gerçekleşeceği... Ne yalan söylesin, hiç aklında yoktu doğrusu.
Arda bu fırsattan istifade söze girdi. Bu konuda hiç olmadığı kadar dürüst ve korkusuzdu. "Ha bu arada hazır laf açılmışken," Ertan'a meydan okuyan ölümcül bakışlarını dikti. "Sen de bundan sonra Rüya'ya karşı tavırlarına dikkat edersen sevinirim. Çocukluk arkadaşının hoşlandığı kadına asılacak kadar midesiz değilsindir diye umuyorum."
Bu ağır sözleri aşk sarhoşluğuna veren Ertan şaşkınlıkla gözlerini devirdi. "Haydaaa... İhale yine bana patladı, iyi mi?"
"Oğlum sen ne saçmalıyorsun ya?" Duyduklarına inanmıyordu Süreyya Hanım. "Ne bu maço tavırlar? Üstelik ortada fol yok, yumurta yok! Rüya teklifine evet dememiş, sen onun için çocukluk arkadaşınla birbirine giriyorsun."
"Henüz bir şey yok ama olacak! Eğer Rüya kabul ederse fol da olacak, yumurta da."
Sert tavırlarla bir yere varamayacağını anlayan kadın kısa bir an inatlaşmayı bırakıp yumuşamaya, oğlunun suyun gitmeye karar verdi. Bu yasaklarla, inatlaşmalarla onu Rüya'ya daha da yaklaştırmak istemiyordu. "Arda sen emin misin oğlum? Bak, Rüya... Yani onun hakkındaki düşüncelerimi biliyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Zambaklar
Mistero / ThrillerSiz bir intikam için ne kadar ileri gidebilirdiniz? Bu yolda nelerinizi feda edebilirdiniz? Ben yüzümü, kimliğimi, canımı ortaya koyuyorum, yok mu arttıran? Copyright © Tüm Hakları Saklıdır KANLI ZAMBAKLAR | 19.7.2011 / 25.5.2018