Free-shop'da geçen iki saate yakın zamandan sonra Bade tüm gün hiçbir şey yemediğini fark etti. Saat gece yarısına geliyordu, artık biraz oturup dinlenmek iyi olur düşüncesiyle VIP'e geri döndü. Görevli aynı nezaketle karşılayıp içeri aldı. Birbirine benzer bölmelerin etrafında, dinlenen insanları rahatsız etmemek için fazla yaklaşmadan kendi kanepesini aradı.
Önce alışveriş çantalarını valize yerleştirip sonra da açık büfeden yiyecek bir şeyler almayı planlıyordu. Belki de üzerine bir de şarap içerdi. Hem de şöminenin karşısında. Ama iki tur dönmesine rağmen yerini bulamadı. Hemen her kanepede birer ikişer oturan birileri vardı. Acaba yerini başkası mı kapmıştı. Hay şansıma... diye söylenecekken görevli yanına yaklaştı.
"Yardım edebilir miyim Bade Hanım?"
"Çok özür dilerim ama bana gösterdiğiniz oturma alanını bulamıyorum. Sanırım biraz endişeye kapıldım, çünkü eşyalarımı da orada bırakmıştım. Siz hatırlıyor musunuz?"
"Elbette, İtalya uçuşları misafirlerimiz için arka taraftaki locaları kullanıyoruz. Lütfen benimle gelin," deyip yürüdü. Adam sanki havaalanında çalışmıyor, bir sarayda kraliçeye hizmet ediyordu. Bade iş dışında nasıl bir hayatı olduğunu merak etti, tavırlarına bakılırsa yalıda filan oturuyor olmalıydı. Kendi kendine gülümsedi, tam kitaplarında yer bulabilecek bir karakter!
Maya'nın fotoğraf istediğini hatırladı. Cebinden telefonunu çıkarıp sanki telefon ekranına bakıyormuş gibi rastgele birkaç fotoğraf çekti.
Görevli, "İşte burası," deyip kenara çekilince Bade kanepede yastıkları toplamış, bir kolunu onlara dolamış, başını da koluna yaslamış adamı gördü. Yarı uzanmış, ayaklarını da sehpaya uzatmıştı. Gözünü hiç kırpmadan şömine de yanan ateşi izliyordu. Kar altında gördüğüyle aynı buz gözler, hiç duygu barındırmayan sabit bakışlar. Onu gördüğü saniye eli gayr-i ihtiyari telefonun tuşuna değdi ve yaptığından utanarak habersiz bir fotoğraf çekti. Sonra kimse fark etmeden telefonu indirdi ve burnuna dolan mavi safir kokusunu derin bir nefesle içine çekti.
Onların geldiğini fark eden adam toparlandı. Adamın sırt çantası ve valizinin de kendi eşyalarının yanında olduğunu görünce bu alanı paylaşacaklarını anladı.
Kendine eşlik eden görevliye kibarca gülümseyip teşekkür etti. Görevli uzaklaşırken kanepedeki adama "İyi akşamlar" deyip rahatsız etmemek için çantalarını valizinin yanına bıraktı, telefonunu ve kitabını alıp salıncağa oturdu.
Aklından acaba çakmağını geri verip teşekkür etsem mi, belki tanışmaya yardımcı olur diye düşünürken telefonunu açtı. Maya için Seksi P. grubuna birkaç fotoğraf attı. Tam telefonu kapatıp kenara koyacaktı ki aklına gelen fikirle gülümsedi. Onun için endişelenen, en az Bade kadar acı çeken ve yaşadıklarını hazmedemeyen, canından çok sevdiği arkadaşlarına biraz moral vermenin bir zararı olmazdı değil mi?
Bella: Hey seksi popolar, herkes çevrim içi mi? Toplaşın bakalım buraya!
Merida: Ben geldim şekerim...
Merida: ... bu Lounge ne muhteşem bir yermiş...
Merida: ... açık büfenin tadına baktın mı?
Merida: ...O şeyler şömine mi?Pocahontas: Kızlar derhal bir yurt dışı planlayıp şu yeni salonun tadını çıkaralım, tam benlik ortam...
Aurora: Evet Po, fazla kokoş, tam senlik!
Pocahontas: Hıh, bana kokoş diyen sen misin gerçekten Aurora? Pes...
Bella: Herkes buradaysa size bir an fotosu gönderiyorum o zaman.
Aurora: Lütfen dudaklarını dolgusu yeni yapılmış selfie dudağı şekline sokma, yemin ederim silerim, hatta seni gruptan atarım.
Pocahontas: Bella! Dolgu mu yaptırdın, inanmıyorum sana, ben de istiyorum!
Merida: Bacım ben dolduracağım seninkileri, bir susun da kız göndersin selfie'sini.
Bella: Selfie değil kızlar, selfie'den daha iyi.
Bella: Geliyor...
Bella: İşte geldi!
Bella:
Merida: Sanırım boşaldım şu an!!!!!
Aurora: Aman yarabbi!
Merida: Şu anda ben!
Pocahontas: BELLAAAAA!!!!!
Aurora: Dur tahmin edeyim, mavi safir kokan adam bu mu?
Bella: Ta kendisi.
Merida: Eee, kimmiş,
Merida: ...kimin nesiymiş,
Merida: ...adı ne,
Merida: ...ne iş yapar,
Merida: ANLAT HADİ!Bella: Bilmiyorum, daha tanışmadık ama Lounge'da aynı bölmedeyiz.
Merida: Hani şu bir kanape...
Merida: ...bir şömine...
Merida: ...bir mumun olduğu...
Merida: ...bölme mi?Aurora: Bir kadın ve bir erkeğin olduğu bölme...
Pocahontas: Bir atasözümüz der ki "Çivi çiviyi söker"
Bella: Yani Po?
Aurora: Diyor ki Engin'in acısını bu yunan tanrısı unutturur.
Merida: Bana dünyayı unutturur, Engin kim ki?
Bella: Ne yapsam, nasıl girsem konuya bilemedim. 'İyi akşamlar' dedim, cevap vermedi.
Merida: Türkçe mi dedin?
Merida: Öyleyse aç translate programını...
Merida: ...72 dilde 'iyi akşamlar' de,
Merida: ...olmadı, 'seni seviyorum' de,
Merida: ...olmadı, 'seni istiyorum' de.Aurora: Şair burada demek istemiş ki "eğer bu adama yaklaşamazsan sana hakkımızı helal etmiyoruz..."
Pocahontas: Oyalamayın kızı. Bella kapat telefonu, koy kenara, sen meşgulken o da seninle konuşamaz.
Merida: Po, önünde saygıyla eğiliyorum!
Bir oy lütfen...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ
ChickLitBade hayal ettiği hayatı yaşıyordu. Onu çok seven bir sevgilisi, birlikte yaşadıkları kutu gibi bir evi, yayınlanmış ve biri de dizi olmuş beş kitabı ve artık hedef kitlesinin bildiği bir ismi vardı: Bade Değer En iyi zamanların çocukluktan beri ayr...