MAVİ

Yirmi Sekiz - Bölüm 8

Yeni grup kuruldu.

Aurora Pocahontas'ı 28 isimli gruba ekledi.

Aurora Merida'yı 28 isimli gruba ekledi.

Aurora: Kızlar bu grup görevini tamamladıktan beş dakika sonra kendini imha edecektir.

Pocahontas: 28 ne?

Aurora: Yeni grubun adı.

Pocahontas: Niye yeni grup kurdun ki?

Merida: Bella yazışmalarımızı görmesin diye Po!

Pocahontas: Ay çok fena. Kız da ülkeden ayrılmadı bile. Bu haksızlık!

Aurora: Po sadece bu gece için...

Pocahontas: Niye ama ya niye... Çok kötü hissettim şu an.

Merida: Po tane tane anlatayım sana
Merida: Bella 28 yaşına giriyor ya...
Merida: Doğum günü ya...
Merida: Hani sürpriz yapacaktık ya...
Merida: Pasta sürprizi...

Pocahontas: Haaa şimdi anladım.

Aurora: Çok şükür yarabbim!
Aurora: Neyse Poki durumu anladığına göre en baştan alıyorum.

Pocahontas: Bir saniye, Bella'yı eklemedin daha.

Merida: Po yaaaa!

Aurora: Bella grupta olmayacak zaten, bak yazışmaları başa alıp oku. Ben de anlatmaya devam edeyim.

Merida: Pastayı halledebildin mi, oradan başla.

Aurora: Evet, pasta hazır! Ama senin istediğin gibi olmamış pek, ellerinde sarı şeker hamuru kalmamış.

Merida: Olsun, peki modelde sorun yok ama değil mi?

Aurora: Yok, her şey tamam onun dışında.

Merida: Öyleyse teslimat için havaalanındaki bağlantımı arıyorum.

Aurora: Ara, pasta 8 no'lu kapıdan giriş yapıyor şimdi.

Merida: Bana beş dakika verin, hallediyorum.

Pocahontas: Bağlantı dediği kesin eski sevgililerinden biridir.

Aurora: Bazen zekanla beni kendine hayran bırakıyorsun şekerim.

Pocahontas: Keşke biz de yanında olsaydık!

Aurora: Rötarların olacağını bilseydik giderdik ama şu saatte yolların durumu fena. Görüntülü arama ile kutlayacağız artık...

xxx

Bade hayal kırıklığı ile etrafına baktı. Kızların dediği kadar vardı, elinde telefon olunca dünya yıkılsa fark etmeyecekti. Ne ara kalkıp gitmişti bu adam? Sonra aniden aklına eşyaları geldi. Dönüp baktı, evet oradalardı. Orta boy valiz ve büyükçe bir sırt çantası. Rahatladı. Belki dolaşmaya çıkmıştı, belki tuvalete, belki de sigara içmeye gitmişti... Canı fena halde sigara istedi. Acaba terasa çıksa adamı orada bulur muydu? Yok, diye bu fikri aklından uzaklaştırdı, peşinden koşturuyormuş gibi olmasın. Niye olmasın, uçaklarına binip ayrı ayrı şehirlere, ülkelere uçtuklarında arkasından ahlanıp vahlancağına tüm şartları zorlamak daha iyi olmaz mıydı?

Of, diye sesi bir soluk verdi. Maya olsa çoktan çözmüştü bu durumu. Bade kendi beceriksizliğine kızıp telefonuna uzandı. Sonra 15 dakika kuralı aklına geldi, vazgeçti. İyi de adam yoktu ki ortada, on beş dakika boşa geçiyordu.