On beşinci gün

77 28 13
                                    

Selam canlarım👋🏻
Nasılsınız?
Hayat nasıl geçiyor?
Karantina olayı başladığımdan beri hiç çıkmayanlar?
Ha ha ben onlardan değilim.
Bölüm şarkıları: Taylor Swift- Blank Space
Billie Eilish: Lovely ft.Khaled
Yanda size bir Wallpaper yaptım
Yeni bölüm 👇🏻

Film izleyip saç örmeye devam ederken saate baktım. 00.34 olduğunu gördüğümde filmin kaç dakikası kaldığına baktım. Ama bu gece uyumak yok. Saçını örmeyi bitirdim ve kendimi yorganların üstüne attım, bir yastık kafamın altında bir başkası kucağımda televizyona bakmaya devam ettim. Sonra oturur pozisyona geçtim. "Ada! Sıra sende, saçıma güzel bir model yap, döverim" kıkırdayıp elini saçıma attı. Bacaklarımı bağdaş kurup kollarımı birleştirerek başımı kollarımın üstüne koydum ve arayada bir yastık sıkıştırdım. Böylece izlemeye devam ederken saçımda tarağı hissettim. Ama aşağı bir anda indiğinde Ada şok olduğunu belli eden bir ses çıkardı. "Saçların hiç... karışmıyor mu?" "Yok, çok değişik değil mi?" "Evet, evet öyle" "ama sen yinede tara, özlemişim bir başkasının taramasını". Tarak yavaş yavaş saçlarımdan kayarken tek hissettiğim mutluluktu. Ama uzun sürmeyeceğini biliyorum. Çünkü yarın gidip Çilek'le konuşacağım ve belkide hayatım değişecek. Çünkü güçlerimi kullanmayı öğrendikten sonra peşime düşmüş olan kişi daha da zorlayacak.

    Elleri saçıma gittikten sonra ne yapacağını anlamıştım. Balık sırtı gibi başlatıp ince ince örmeye başladı. Sanki saçıma başka şeylerde koyuyormuş gibi hissettim bir an. Sonra gözümü biraz yana kaydırıp baktığımda üzerinde elmaslar olan tel tokalar gördüm. Sahte elmas tabiki. Ama çok güzeller. Elime bir tanesini alıp incelerken Ada'nın sesini duydum "çok güzeller değil mi? Saçına uyacağını düşündüm, ama beğenmezsen..." "yo hayır, çok güzeller, eminim çok yakışacaklar". Gülümsediğini hissettim. Dışarıdan tıkırtılar gelince bir an korktum. Ama sonra fırtına olduğunu fark ettim ve rahatladım. Arada ağzıma attığım yiyeceklerin hışırtısı sebebiyle sinirim bozuldu. Ama olsun.

    
      Kendimizi yorganların üstüne attık ve şekilden şekilde girerek film izlemeye devam ettik. Yavaş yavaş gözlerim kararmaya başladığında uyumamak için kendimi zorladım, ama işe yaramadı.

     Çığlık sesiyle uyandım ve etrafımın ateşler içinde olduğunu fark ettim. Tüm ateşleri gücümü kullanarak söndürdüm. Ada'nın bana bakarken gözlerinde dehşet, korku, panik ve şaşkınlık olduğunu fark ettim. "Tamam Ada, bu ateş nasıl çıktı anlat" sadece yorganların hafifçe yanmış olduğunu göze alırsak yeni çıkmış olmalıydı. "S-ssen senden çıktı, sanırım kabus... görüyordun ve birden... puf! Heryerinden ateş yükseldi ve yorganlar tutuştu. Sonra benim çığlığım... bir dakika ya, sen... sen nasıl yaptın bunu?" "Ada, ben sana söyleyeceğim ama şimdi lütfen şu karışıklığı toplayalım" yanmış yorgan yüzlerini çöpe attık ve yorganlara yeni yüz geçirdik. Dağılmış olan her şeyi topladık ve ışığı geri kapattık. Çoğu yiyeceğimiz bittiği için etrafı topladık ve birer kahve yapıp pencerenin yanındaki koltuklara karışıklı oturup kahvelerimizi yudumladık.

     "Evet Ada, sana anlatamam gereken şeyler var" "evet Yıldız, seni dinliyorum" "bunu sana daha önce söylemeliydim ama ben... ben büyülendim. Bana büyü yapıldı ve elementlere hükmedebiliyorum. Saçımı boyamadım. Kendiliğinden oldu" "ve?" "Yalan söylediğim için ve senden sakladığım için özür dilerim" "vay be, çok iyi. Neler yapabildiğini bana gösterebilir misin?" "Saksıda ekili çiçek var mı?" diye sordum yakındaki saksıyı göstererek. "Evet var ama çıkmadı, öldü galiba" tek parmağımı uzatıp çiçeğin çıkmasını sağladım. Yakınlardaki bir bardak suyu havaya kaldırıp Ada'nın üstüne boşalttım. "Haa, derdin ne senin?" "Sabırlı ol" deyip suyu geri çektim ve hiçbir ıslaklık kalmadı. Dışarda rüzgar çok sert esiyordu ve onun yönünü değiştirip pencereyi açtırdım ve Ada'nın saçlarını savurttum. Pencereyi geri kapattım. "Ateşi zaten gördün" "inanılmaz". Başımı salladım.

Yağmurlu Geceler /Tamamlandı/Wattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin