2 aylık yorucu bir o kadar da meşakkatli günlerden sonra sonunda evleneceğimiz gün gelmişti. Düğün konusu da Bükre ve benim istediğim gibi olacak her şey İslami koşullara uygun gelişecekti. Sonunda sabretmemizin karşılığını alıyorduk.
Sabah Bükre'yi kuaföre bırakıp bende hazırlanmak için gittim. Sanki saatler geçmek bilmiyor akrep ve yelkovan bir birini takip etmeyi bırakmış öylece bekliyor gibiydi. Ulaş henüz yeni evli olduğu için bana sık sık güzel nasihatlerde bulunuyor Bükre'yi mutlu etmem ve Allah rızası içinde bir ömür geçirmemiz için destek oluyordu. Akşam 18.00 da başlayacaktı düğün.
Çalgılı olmadığı için erken bitecekti. Hazırlanmam erken bittiği için Bükre'yi beklerken aşağı mescite inip 2 rekat namaz kıldım. Korkuyordum. Hemde çok korkuyordum. Rabbimin rızası için aldığım kadını üzmekten, onu mutlu edememekten korkuyordum. Artık korumakla yükümlü olduğum bir eşim vardı. Cennetime Kapı olacak bir eş.
Bunca sene haramdan uzak durarak onu beklemiştim. Oda aynı şekilde beni. Bir birimizi o kadar güzel anlıyor ve o kadar güzel tamamlıyorduk ki Bükre ile beraberken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordum bile.
Akşam saat 17.00 gibi kuaföre gittim. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Bükre gelin odasınsa beni bekliyordu. Kapıyı açıp içeri girdiğim de büyük zerafeti ile karşımda durdu. Bakmaya kıyamadığım kadar güzeldi. İslam bir kadına ancak bu kadar yakışırdı sanırım.
BÜKRE'DEN DEVAM
Karaca bana baktıkça içimde hissettiğim heyecanım daha da arttı. Mutluluğum ise tarif edilemeyecek türdendi. Yanıma gelip alnımdan öptüğünde kalbimin yerinden çıkacak kadar hızlı atması dışarıdan bile duyurabilirdi. Her şeyin bizim istediğimiz gibi islami usullere göre olması da mutluluğumuzu 2 kat arttırıyordu.
Bugün den sonra artık ikimiz için de bambaşka bir hayat olacaktı. İkimizde yeni bir hayata adım atıyor, Allah'ın rızası için bir yola giriyorduk. Artık iki ayrı benden de atan tek kalp olmak zorundaydık. Hz. Muhammed sav ve Hz. Aişe annemiz gibi bir birimizi sevecek inşallah o yolda ömür geçirecektik.
İkimizde aldığımız karara göre düğüne getirilecek altınları Kimsesizler yurduna bağışlayacaktık. İkimizde dünyevî şeyler istemiyor sadece cihat etmek istiyorduk.
Düğün başladığın da edilen dualar ve okunan kuran birazda olsa sakinleştirmişti bizi. Karaca'nın yüzünden heyacanını ve mutluluğun hissedebiliyordum. Bunca sene sabretmemizin bir karşılığı olarak şu an mutlu bir şekilde bu yola girmiştik.Düğün bitipte eve gelince ikimizde yorgunluktsn ölecek gibiydik. Karaca bu gece Allah'a bize böyle bir şeyi nasip ettiği için bol bol dua etmeyi ve ibadet etmeyi teklif ettiğin de evimize böyle girdiğimiz için bir kere daha şükrettim.
Gece boyu kuran okuyup, namaz kılıp dua etmiştik. Sabah namazından sonra da yorgunluğumuzu atmak için uyuduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CENNETİMİN KAPISI | TAMAMLANDI |
Short Story"Bir Müslüman erkek, eşine baktığı, eşinin de kendisine baktığı vakit, Allahu Teâlâ her ikisine de rahmet nazarıyla bakar. Ve erkek, hanımının elinden tuttuğu zaman, her ikisinin de günahları parmaklarının arasıdan dökülüp gider." 🍃 "Sahip oluna...