22. DOKTOR

2.1K 183 3
                                    

1 hafta dolmuş ve sonuçlar için doktora gidecektik. Bükre çalıştığım hastaneye gelince doktorun kapısında onu bekledim.

"Hoş geldin güzelim."

"Hoş buldum aşkım."

"Gel hadi girelim."

Içeri girip doktorla görüştük. Gelen sonuçlar pek iç açıcı değildi sanırım.

"Şimdi Bükre hanım. Karaca benim hem  dostum hemde meslektaşım. Sizinle açık  konuşacağım. Şuan 4. Ayınızdasınız. Bebeği almamız artık sıkıntı çıkartabilir. Darp edildiğiniz sıra aldığınız darbeler sonucu karnınız da yırtık meydana gelmiş. Bu içte olan bir yırtık. Ameliyet ile bunu kapatmamız sizin ve bebek için çok tehlikeli. Bu yüzden size 1 hafta müsade vereceğim bebeği aldırmak için düşünmeniz için."

Ben lafını keserek araya girdim.

"Ya aldırmazsak?"

Derin nefes alarak Bükreye baktı.

"O zaman ya sizi ya bebeği kaybederiz doğumda."

Bükre ile ikimizde bir birimize döndük. Âdeta yakışmıştık ikimizde.

"Yüzde kaç şansımız var?" Diye sordu Bükre titreyen sesiyle.

"İkiniz içinde %45 "

Gözlerini kapatarak gözyaşlarını gizlemeye başladı.

"Çok fazla darp edildiğiniz için bu yırtık bebeğe zarar vermemiş ama doğum da masada kalabilirsiniz."

Bir süre devam eden sessizlikten sonra ikimizde odadan çıktık. Bükre ile beraber eve gittim bende. Ulaş yerime bakacaktı.

İkimizde yol boyu tek kelime etmedik. Sanki konuşursak ağlardık. Akşam namazı kıldıktan sonra dua ederken arkama dönmedim lâkin Bükrenin ağladığını duyabiliyordum. Gözlerim doldu dolu sanki bende onu bekliyor gibi ağlamaya başladım. Dua edip Allah'tan yardım istemekten başka hiçbir şansımız yoktu.

Orada ne kadar kaldık bilmiyorum. Bükreyi de alarak balkona çıktım. Kollarıma sarıp sıkıca öptüm. Ağlıyordu hâlâ. Ama ne gariptir ki ikimizde konuşmuyorduk. Hemde hiç.
Bizim yerimize gözyaşlarımız konuşuyordu.

"Allah verdiği derdin dermanını da vermiştir elbet çiçeğim."

Hıçkırarak sıkıca boynuma sarıldı.

"Özür dilerim."

Yüzünü ellerimin arasına alarak gözlerine baktım.

"Neden özür diliyorsun bir tanem."

"Neler hissettiğini tahmin edebiliyorum. İkimizi birden kay--"

"Şşşş. Öyle bir şey olmayacak. Allah sabredenlerle beraberdir."

"Öyledir değil mi ?"

"Öyledir tabi güzelim. Hem bizi bir birimize kader yazan Rabbim bu derdimize derman da verir. Sen değil miydin her şeyde bana sabrı  öğreten."

Göz yaşlarını ellerimle silerek burnunu öptüm.

"Güçlü kızımın güçlü annesine ağlamak hiç yakışmıyor ağlama artık. Ağlayıpta  yüreğimi yakma. Dayanamıyorum seni böyle görmeye."

"Hem %45 şansımız var. %0 demedik ki."

"Demedi evet."

"Bebeğimizi aldırmayalım Karaca. %45 olan şansıda  biz yok etmeyelim."

"Böyle bir şey olmayacak sana söz veriyorum. Söz veriyorum güzelim."

Boynuma sarılarak derin nefes aldı.

"Seni seviyorum."

"Bende seni seviyorum güzelim."

🌿

Andolsun, Biz sizi; biraz korkuyla (doğal ve sosyal afetler ve düşman saldırılarıyla), açlık (ve kıtlıkla) ve bir parça da mallardan, canlardan ve semerat (ürün ve evlatlar) dan noksanlaştırmakla (hastalık ve sakatlıkla) imtihan edeceğiz. Sabır (sükûnet ve teslimiyet) gösterenleri müjdele (ki, sadece onlar sevaba ve başarıya erişeceklerdir) . (Bakara suresi 155. Ayet)

İsra suresi 31. ayet. Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları ve sizi sadece Biz rızıklandırırız.

CENNETİMİN KAPISI | TAMAMLANDI | Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin