KARACA'DAN DEVAM
Akşam erkenden uyumuştuk. Sabah namaza 10 dakika varken uyandım Bükre'yi uyandırmak için bekledim bir süre. Ben abdest almak için banyoya gittikten 3 dakika sonra içerden büyük bir gürültü koptu.
"Sevgilim bir şey mi düşürdün?"
İçerden ses gelmeyince odaya koştum direkt. Bükre beni çağırmıştı büyük ihtimalle ben duymamıştım. İçeri girdiğim de yerde baygınca yatıyordu kucağıma alarak hemen hastaneye getirdim. Yolda annemlere de haber vermiştim. Korktuğum şey başıma mı geliyordu? Allah'ım onu benden alacak mıydın?
Yarım saat bekledikten sonra doktorumuz çıktı içerden.
"Merak etme Karaca, Bükre iyi sadece dediğim gibi doğumu diğer kadınların ki gibi olmayacak bunu sende biliyorsun. Buda ağrılı ve zahmetli sürecin başlangıcı olacak. Umarım bebek erken doğmaz. Ya da anneye zarar vermez."
"Peki bir tedavisi yok mu bunun?"
"Sadece ağrılarını hafifletecek ağrı kesici verebilirim. Onun dışında iksinede zarar verir ilaçlar. Söylemiştim normal bir doğum olmayacak."
"Peki teşekkür ederim, görebilir miyiz."
"Görebilirsiniz. Hatta serum bitince çıkaradabilirsiniz. Geçmiş olsun."
İçeri girdiğim de Bükre çok halsiz görünüyordu. Gözleri beni bulunca elini uzatarak yanına oturmamı söyledi. Avcunu öperek oturdum.
"Güzelim."
"İyiyim ben merak etmeyin. Korkuttum hepinizi."
"Sen iyi ol da kızım biz korksakta sorun değil."
Aklım çıkıyordu ona ya da bebeğimize bir şey olacak diye. Bükre de en az benim kadar korkuyordu. İkimizde bunu bir birimize belli etmemeye çabalasakta bu süreçten sonra ki doğum aşaması onun içinde, bebeğimiz içinde hatta en çok benim için zor geçecekti. Dua edip Allah'tan yardım istemek dışında başka çaremiz yoktu.
"Serum bitince çıkaracaklarmış sizlerde eve gidin telaşlandırdım hepinizi özür dilerim."
Annemler öpüp çıktılar hastaneden.
"Korkuttum dimi seni?"
"Seni öyle yerde görünce elim ayağıma dolaştı. Ne yapacağımı falan şaşırdım. Ama şimdi iyisin ya ben daha ne isterim ki."
Yorgun ve halsiz olmasına rağmen kocaman ve sıcacık gülümseyerek elimi tutup karnına koydu.
"Annecim babayı korkutmuşuz yine."
Güldüm."Ikiniz de iyi olun benim korkmam hiç sorun değil."
Eve gelince odaya geçtik. İkimizde çok yorulmuştuk. Hava yeni aydınlanmıştı ama yorgun olduğumuz için hemen uyuduk.
Uyandığımız da saat 12.30'du. Bükre hâlâ uyuyordu ilacın etkisinden dolayı. O uyurken kalkıp kahvaltı hazırladım. Daha doğrusu hazırlamaya çalıştım. Bu saatten sonra ikisinede daha iyi bakacak daha fazla üzerlerine titreyecektim. İkiside bana Allah'ın en güzel emaneti ve hediyesiydi çünkü.
Kahvaltıyı odaya getirip korkutmadan Bükreyi uyandırdım.
"Günaydın çiçeğim."
"Günaydın her şeyim."
Sesi oldukça yorgundu.
"Kahvaltı hazırladım size."
Gülümseyerek tepsiye baktı.
"İkimizde kurt gibi açız biliyor musun?"
Gülümseyerek oturdu yatakta.
"Hepsi çok güzel görünüyorlar."
Yanına oturarak eşlik ettim ona.
"Ağrın var mı?"
Gülümsedi."Çok değil ama ilaç iyi geldi geçer o da sen merak etme."
"Sen iyi ol sen kötü olunca ben nefes alamıyorum."
"Annecim babayı duydun bundan sonra daha uslu bir kız olmanı rica ediyorum senden."
Gülerek karnına eğildim.
"Şimdi uslu dur doğunca bol bol yaramazlık yaparız seninle."
Güldü."Aaa şunlara bak şimdiden bana hain planlar yapmaya başladınız bakıyorum."
"Eee hanımefendi biraz yaramazlık bizimde hakkımız."
İkimiz de uzun zaman sonra neşeyle kahvaltı yaptık. Başımızdan ne geçerse geçsin, ne yaşarsak yaşayalım hep sabredip, gülecektik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CENNETİMİN KAPISI | TAMAMLANDI |
Short Story"Bir Müslüman erkek, eşine baktığı, eşinin de kendisine baktığı vakit, Allahu Teâlâ her ikisine de rahmet nazarıyla bakar. Ve erkek, hanımının elinden tuttuğu zaman, her ikisinin de günahları parmaklarının arasıdan dökülüp gider." 🍃 "Sahip oluna...