7. Bölüm

7.4K 357 11
                                    

Doğa ULUHAN

Keyifli okumalar, dostlarım!

×

Erim Gürgen: Hâlâ gelmediyseniz masaların hepsi dolu

Oturduğumuz masanın altından Erim'in attığı mesajı görmem şaşırmama sebep olmuştu. Yüzünü dahi görmediği bir insanın gelip gelmediğini merak etmek... bu ilgi neyden kaynaklıydı?

Benden hoşlanıyor olma ihtimâlini ilk anda silmiştim kafamdan. Muhtemelen ona akşam geleceğimizi, söylemiştim. Bu yüzden haber vermek istemiş olabilirdi.

Doğa: :)

"Ses bir, ki... Deneme!"

Ve mikrofona vurma sesi...

"Öncelikle hepiniz teker teker hoş geldiniz! Ben Erim, genelde size tezgah arkasında baristalık yapan, bazı zamanlarda böyle elime gitarımı alıp müzikle sizi buluşturmayı seven Erim. Umarım herkes çok eğlenir! Yavuz abi, öndeki sağ masanın alkolleri yenilenecek gibi!" dedikten sonra bahsettiği masada oturan kişiler gözüme takıldı. Hepsi gençti.

Oturanların üçünün kız, diğer ikisinin erkek olduğunu gördüğümde çok üstelemeden Erim'i dinlemeye başladım.

"Seni gördüm göreli şaşırdım
Dolaşırım bi' başıma
Seni bildim bileli kaçırdım
Şu aklı başımdan,"

Söylediği şarkıyı çok severek dinliyordum. Ayrıca çok güzel de sesi vardı ve bu şarkıyı daha çok sevmeme neden olmuştu.

"Ee benden başka bilen kimse yok mu?" diye devam ettiğinde hızla, önden az önceki masada oturan bir kız bağırarak Erim'e eşlik etmeye başladı.

"Elleri ellerime
Gözleri gözlerime
Saçları saflarıma, karışan
Bir sen olsan!"

İkiside birbirlerinin gözlerine bakıp gülerek bu şarkıyı söylüyorlardı. Kalbimin sıkıştığını hissettiğim an yanımda oturmuş, aynı hayranlıkla şarkıyı dinleyen Sude'ye dönüp "Biraz hava alacağım," dedim.

"Kızım daha yeni başladı!" diye kulağıma yaklaşıp bağırınca yüzümü buruşturdum.

"Sigaradan nefes alamamaya başladım. Çok uzun sürmez,"

Başıyla onayladığını gördükten sonra hızla oradan çıktım. Önünde durmak yerine birkaç metre ötesinde köşede durup tabelayı izlemeye başladım. İçeriden Erim'in o güzel sesini duymak, görmeden daha iyiydi belki de. Kızın kim olduğunu bilmiyordum. Ama gerçekten ikisinin sesi bir arada itiraf edemesem de çok güzel çıkmıştı.

Orada ne kadar durdum, hiç bilmiyordum. Fark etmemiştim de. Cebime attığım telefonu çıkarıp saate baktığımda yirmi dakikadır dışarıda beklediğimi fark ettim.

Üstelik Sude bir hayli kızacaktı bana.

Büyük bir hışımla kapıdan içeri girdiğimde Erim'in sahnede olmadığını fark ettim. Neredeydi bu çocuk?

Gözlerim Erim'i aradığı sırada, Sude'nin yanına otururken, "Kusura bakma," dediğimde "Neredesin sen, Doğa?" diye yakındı.

"Atahan aradı. Uzun sürdü biraz," dediğimde söylediklerinmden pek tatmin olmadığı aşikârdı ama sesini çıkarmadı.

"Şarkı söyleyen çocuk nerede?" diye sordum fazla merak ettiğim belli etmeden. Elindeki bira bardağından bir yudum aldıktan sonra, "Beş dakika ara," dedi.

Anladığımı belirten mırıltılar çıkardığımda önüne döndü. Ben orada oturmuş, Erim'in çıkmasını beklerken telefonuma mesaj geldiğini fark ettim.

Erim Gürgen: Tüh ya

Doğa: Ne oldu?

Erim Gürgen: Son zamanlarda telefonumu sıklıkla yoklayan mesajların sahibini görmek isterdim

Yazdığı şeyle bakışlarımı sahneye çevirdim. Ama o sahnede değildi hâlâ. Etrafa bakındığım da sahneye yakın bir yerde ayakta, parmakları telefonun üzerinde geziniyordu.

Erim Gürgen: Üstelik sen beni görüyor, hatta şu an bir masada oturmuş beni dinliyorsun

×

instagram: vaencifl

MEHLİKÂ | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin