33. Bölüm

3.4K 154 7
                                    

Keyifli okumalar, dostlarım!

×

Sude Özer: Sana

Sude Özer: MUHTEŞEM

Sude Özer: Bir

Sude Özer: Haberim

Sude Özer: Var!!!

Doğa: Bismillahirrahmanirrahim

Doğa: Ne haberi yahu?

Sude Özer: Müsaitsen görüntülü arıyorum

Doğa: Hemen hemen hemen

Saniyesine çalan telefonumla, hiç beklemeden cevapladım aramasını. Karşıma çıkan görüntü o kadar güzeldi ki, onu ne bu kadar mutlu etti hiç bilmiyordum. Ama hak ettiği bir gerçekti.

“Ee,” dedim dikkatle bana bakan yüzüne. “Anlat artık!” Sabırsızca eklediğim cümleme karşın gülümsemesi daha fazla genişledi.

“Bana bir teklif geldi,”

Yerimde kıpırdandıktan sonra, “Ee haydi ama! Ne teklifi?” dedim hızla.

“Mankenlik.”

“NE?” diye bağırdım aniden. Kapının önünden geçen Gülhande Sultan durup “Kız ne oluyor?” dediğinde benden önce Sude konuştu. “Senin güneş kızın manken oluyor manken!”

Konu ilgisini çekmiş olacak ki pıtı pıtı yürüyüşüyle hemen yanımdaki yerini aldı. “Elin kameralarına poz mu vereceksin kız sen?” dedi yalandan sinirle.

Gülhande Sultan ve Sude, birbiriyle atışırken ben sakinliğimi korumak istiyordum. “Nereden geldi bu teklif?” diye sordu Gülhande Sultan. Bakışlarım yerdeydi. Sude çok güzel bir kızdı. Henüz gençtik, eğer şimdi manken olmak isterse tabii ki arkasında duracaktım... Ama süreklilik isteyen bir şeydi ve zamanımızdan çalacaktı.

“Almanya,”

Aniden gözlerim büyüdü, bakışlarım ekranın karşı tarafında gözüken Sude'ye kaydı. Çok heyecanlıydı. Ben de. Ama gidecekti. Çünkü Sude bunu gerçekten isteyen bir insandı. Annesinin de geçmişinde mankenlik olduğu için ailesi tarafından onaylanan bir durumdu. Üstelik çocukken birkaç reklam filminde oynamış, pankartlarda resmi yayınlanmıştı.

“Kabul edecek misin?” dedim sakince. Başıyla onayladı. Gülhande Sultan kısaca ikimize bakıp “Neyse güneş kız, siz konuşun ocakta yemek var gideyim ben.” dediğinde sessizce çıkmasını bekledik.

Ekranda bana heyecanla bakan Sude'ye, aklıma gelen ayrıntıyla, “Peki ya Alper?” diye sordum. Gözlerindeki anlık hüznü gördüm ama çok iyi bir şekilde yok etti hızlıca.

“Yani,” deyip konuşmaya başladı. “Alper'i düşünmem gereken bir durumumuz yok ortada. Evet etkilendik, etkileniyoruz hâlen. En azından ben,” dediğinde “O da,” dedim Alper'in de ondan etkilendiğini kastederek. Ardından devam etti. “Her neyse. İstediğim bir şeydi. Öncelik benim. Hayatımda ne olduğunu bile bilmediğim birini araya koyup kendime engel kuramam şimdi,”

Haklıydı. Hem de çok. Fakat Alper'in deli olacağına eminimdim. Çünkü Sude'ye gerçekten aşık olmuştu. Dün Erim'le görüntülü konuşurken o da katılmıştı kısa bir süre. Sude'nin adının geçtiği her an gözleri parlıyordu. Ondan bahsederken yüzündeki gülümseme solmuyordu. Erim'in söylediğine göre gerçekten sevdiğinde sıkı sıkıya tutunan bir karaktere sahipmiş. Bundan önce ki en uzun ilişkisi iki buçuk yılmış mesela. Duyduğum da şaşırmıştım. Çünkü dışa karşı çok farklı yansıtıyordu.

O görüntülü konuşmadan ayrıldıktan sonra Erim, “Gerçekten sevdiğine eminim,” demiş ve ben de onaylamıştım.

“Sen pek sevinmedin?” dedi sorar gibi Sude. Daha farklı tepki beklediği yüzünden belliydi.

“Hayır hayır! Çok sevindim. Ama işte bazı etkenler girmek zorunda olacak aramıza,”

“Doğa, sen ve Erim... Sen bana zaten dosttun, Erim'de dost oldu. Sizinle arama girecek etkenlere sıçayım! İzin vermem ki. Hem şartlar, sosyal yaşantımı etkilemeyecek düzeyde. Sadece haftanın belirli saatleri çekimim olacak, hazırlık döneminde.” dediğinde sıcak bir gülümseme gönderdim.

Sude bu. Her şeyi en başından düşünürdü. Bu yapısını oldum olası severdim.

“Bütün mankenlere taş çıkartacağına adım gibi eminim, Sude'm,” dedim aniden yükselen modumla. “Barbara Palvin bile yanında sönük kalacak!”

“Oha oha! Övmen hoşuma gidiyor da, Barbara'ya ben bile yükseliyorum kızım.” dediğinde aynı anda kahkaha atmaya başladık.

O ne isterse yapacaktı ve ben dostu olarak destekleyecektim!

×

Umarım beğenmişsinizdir!

Sizi seviyorum,

❤️

MEHLİKÂ | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin