12. Bölüm

7.2K 344 23
                                    

🎼:
İkiye On Kala - Kafamda Kentsel Dönüşümler

Keyifli okumalar, dostlarım!

×

“Saçmalama, Sude,” dedim büyük bir hiddetle oturduğum beton duvardan toprağın üzerine atladığımda. “Resmen casusluk yapmayı teklif ediyorsun!”

“Sanki yapmadığın şey,” deyip bakışlarını yan tarafta voleybol oynayan çocuklara çevirdi. İki saate yakındır buradaydık. Hanımefendi hem beni, Erim'i takip etmeye ikna etmeye çalışıyordu hem de yan tarafımızdaki yakışıklı tayfayı izliyordu. Yakışıklı dediğime bakmayın. Benim için tek yakışıklı; Erim.

“Ben casusluk yapmıyorum!” diyerek tekrar bağırdığımda bu sefer sadece o değil, voleybol oynayan tayfa da bize dönmüştü. Sude'ye döndüğümde kaşlarını kaldırıp “Doğru, sen sapıklık yapıyorsun,” dedi sakince. Sonra sağ elini ileriye doğru uzatıp beni umursamadığını belli eden bir yüz ifadesiyle tırnaklarına bakmaya başladı.

Göz devirip Sude'yi geride bıraktıktan sonra çok uzak olmayan deniz kenarına doğru yürüdüm. Spor ayakkabılarımı çıkarıp gözüme ilişen ilk ağacın yanına koyduktan sonra dalgalara doğru yaklaşmaya başladım.

Ayağım nihayetinde soğuk suyla temas ettiğinde derin bir nefesi içime doldurup başımı geriye attım. Deniz kokusu, her şeye bedeldi benim için.

Ben orada öylece durmuş ayaklarımı suda gezdirirken kulağıma ilişen gitar sesiyle olduğum yerde durdum. Oldukça yakından geliyordu. Sesin geldiği yöne doğru başımı çevirdiğimde benim olduğum yere çok yakında birisi gitar çalıp şarkı söylüyordu tek başına. Tüm dikkatimi ona verdiğim an, sanki bir rüzgar bana çarpıp geçse yıkılacak kadar güçsüz kaldı tüm bedenim. Bu Erim'di. Hayran dolu bakışlarım, bakışlarına denk geldiği an sakin kalmaya çalıştım ama bu imkânsızdı.

Tam o an ne hissettim bilmiyorum lâkin ayaklarım beni çoktan yanına götürmeye başlamıştı. Erim, ona yaklaşan bedenimi fark ettiği an meraklı bakışlarla baştan aşağı beni süzdü.

Hemen yanında durmuş öylece ona bakarken, “Bir şey mi oldu?” dedi sakince. Ses tonu... Kesinlikle bir erkekte olması gereken bir ses tonuydu ya da ben ona olan hayranlığım yüzünden böyle düşünüyordum. Ben dalıp gitmiş bir şekilde hâlâ yüzüne bakmaya devam ettiğimde, “Hey?” diyerek tekrar seslendi.

Aniden irkilip ne diyeceğimi bilemediğim için her heyecanlandığımda yapmaya başladığım gibi çok konuşmaktı.

“Ah, pardon! Sen şu Pub'daki çocuk değil misin? Kesinlikle o'sun. Ne yapıyorsun burada? Tek başına mısın? Neden tek başına-”

Beni susturan şey... Çalmaya başladığı ve sözüne girmiş olduğu şarkıydı.

“Sallanıyor bu dünya, tutunmuş deli saçlarında
Bir yol bulsam, yeniden başlasam vücudumda
Ben, ben gibi değilim; kayboldum rüzgârlarında
Aklım dursun, herkes bir sussun bir dakika!”

Ben devam etmesini beklerken o susmuştu. Sakin olmaya dua ederek, “Neden devam etmiyorsun?” dediğimde gülüşü yankılandı kulaklarımda. Kalbimin hızlandığını hissediyordum. Sanki göğüs kafesimi, Erim'e ulaşmak istercesine zorluyordu. “Seni susturmak için aklıma gelen ilk şarkıyı çaldım. Yoksa susacak gibi değildin,” deyip tekrar güldüğünde heyecanım yerini utanca bıraktı.

O da bunu anlamış olacak ki, “Zamanım var, devam edebilirim dinlemek istersen,” dediğinde başım benden izinsiz onaylamaya koyulmuştu çoktan. Başlamadan önce, “Gel otur,” dedi. Bu fırsatı bir daha yakalayamayacağımı düşündüğüm için itiraz etmeden oturdum yanına.

Gitarın akortunu düzelttiği sırada, “Bugün çalışmıyor musun?” diye sordum sakinliğimi korumaya çalışırken. Kısaca, “Hayır,” dedikten sonra az önceki şarkıya kaldığı yerden devam etti.

Bugünün tarihini not alacaktım kesinlikle. Çünkü beni hâlâ tanıyamamış çocukluk aşkımla, gençliğimi süsleyen şu anki hâliyle deniz kenarında oturmuş, beni kırmamak için söylediği şarkıyı dinliyordum.

Bu an, benim için kalbime ve aklıma ölümsüzlüğünü kazımıştı.

“Kafamda kentsel dönüşümler

İçimde bir yerde bir gülüşünden
Sana deliyim ama gizledim her gidişinden (gidişinden)

Kafamda kentsel dönüşümler
İçimde bir yerde bir gülüşünden
Sana deliyim ama gizledim her gidişinden (gidişinden)

Seni gördüm, oysa yeni sönmüştüm yağmurlarında
Kendimi bıraktım, elime bir baktım, yaşıyorum hâlâ
Dedi: "Her şey satılıyor, herkes alışıyor, aşk var mı hâlâ?"
Sana, bana acımıyor; hepimize acılıyor, pavyon bu dünya

Kafamda kentsel dönüşümler
İçimde bir yerde bir gülüşünden
Sana deliyim ama gizledim her gidişinden (gidişinden)

Kafamda kentsel dönüşümler
İçimde…”

×

Öncelikle bir texting kurgusu olduğu için konuları detaylı işlemiyorum, dostlarım.

Doğa ve Erim nasıl tanıştı, bu süreçte Doğa'nın hissettikleri neler... Bu kitap bunun cevabı olacak.

Ve,

Bir gün bu yazı altında çokça yorum olacak ve o gün ben dünyanın en mutlu insanı olacağım.


Sizleri seviyorum, dostlarım!

❤️

Instagram: vaencifl

MEHLİKÂ | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin