Keyifli okumalar, dostlarım!
×
Tık. Tık. Tık. Tık. Tık.
Tam tamına yarım saattir sağ elimde duran, üst kısmı test kitabıma bakacak şekilde durmuş kalemimi, kitabın en boş, bembeyaz köşesine daldığım esnada masamın zeminine vurarak kafamda esintiler yaratıyordum. Sol elimi, alnıma düşmüş perçemimi de beraberinde aldığım gibi saçlarıma daldırdım. Kafayı yiyecektim resmen.
Geç yazıldığım on iki senelik eğitimimi bu sene en güzel şekilde noktalamak için çabaladığım, on iki senenin benden aldığı simayı zar zor hatırlarken küçük dünyama kazıdığım aşkımı mutlu ve en güzel şekilde, sadece sokakta oynadığımız oyunlarla hatırladığım günlere dönmeyi istiyordum. Gerçekten tam olarak istediğim buydu.
Kader. Tanrının kaderiydi; beni o sabah, o kafede arkadaşlarımı beklemem gerektiğini iç yüzüme vuran, iç sesim. O günden sonra ne zaman sorsam, pişman mısın, diye... net bir şekilde hayır cevabını alıyordum içimdeki küçük kızım, küçük Doğa'mdan. Şimdi tekrar sorabilir miydim? Galiba hayır. Ona bile cesaretim kalmamıştı.
Neye dayanarak böyle aptal gibi kimliğimi gizleyerek ona yazmış, neden bunu yapmak gereği duymuştum ki? Sonuçta yıllar sonra tesadüfen karşısına çıkıp “Erim? Selam, nasılsın? Hatırladın mı beni? Doğa ben, aynı sitede arkadaştık.” der ve olacaksa o günden sonra muhabbetimi ilerletirdim. Ki gerçek buydu. Gerçek, o gün benim tesadüfen Erim'le karşılaşmamdı.
Evde yalnız olmamın rahatlığıyla elimdeki kalemi en sonunda dayanamayarak masaya fırlatıp büyük bir gürültü kopardıktan sonra derin ve net bir şekilde ofladım.
“Yahu bitecekse bitsin şu çile!”
Söylediğim şeyle senkron bir şekilde telefonumun ekranına düşen bildirime takıldı gözlerim. Hemen çaprazımda duran prizdeki şarjdan alıp ekranı gözler önüne serdim.
“Gerçekten mi?” dedikten sonra başımı geriye yasladım. “Şaka mı bu?”
Derin bir nefesi içime doldurduktan sonra ekranda beliren isme tıkladım. Mesaj gelmişti. Ve bu mesaj tam da kalbime aitti.
Erim Gürgen'e.
Erim Gürgen: Gizemli kız
Erim Gürgen: Bana cevap vermen gibi bir beklenti içerisine girip sana bunları yazmıyorum
Erim Gürgen: Ama bilmelisin
Erim Gürgen: Sana haber vermeden, sana yazmayı bıraktığım hatta ve hatta üzerine engellediğim için çok özür dilerim
Erim Gürgen: Umarım affedersin
Erim Gürgen: Ayrıca olaya benim açımdan da bakman gerekecek
Doğa: Bu konuda mütevazı davranmayacağım, Erim
Doğa: Sonuçta sana zarar verecek, seni üzecek tek bir söz çıkmadı parmaklarım altında can çekişen klavyeden
Doğa: Sen ise kalkıp beni engelledin, hem de hiçbir şey yokken
Erim Gürgen: Konu bu
Erim Gürgen: Ben seni hiçbir şey yokken engellemedim veya cevap vermemezlik yapmadım
Erim Gürgen: Aslında bakarsan ben bu konuda seni uyarmıştım bile
Doğa: Açık konuş
Erim Gürgen: Eğer gözüme biri ilişirse, birinden hoşlanırsam sana cevap veremeyeceğimi açıkça söylemiştim
Erim Gürgen: Ve bu gerçekleşti
Erim Gürgen: Ben bu koskoca dünyanın dörtte üçüne ait olan suları, gözlerine sığdırmış bir kıza aşık oldum
×
Sakin ol, Doğa kızım sndbsjxnsk
Umarım beğenmişsinizdir!
Geberiyorum bu ikisi için resmen...
Sizleri seviyor, kocaman öpüyorum dostlarım!
❤️
Instagram: vaencifl
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEHLİKÂ | texting
Teen Fiction(TAMAMLANDI) Erim Gürgen: Baksana, Erim Gürgen: Kim olduğunu bilmek istiyorum artık Doğa: Şu an değil Erim Gürgen: Ne zaman? Doğa: Hazır hissettiğim zaman Erim Gürgen: Sıkılmaya başladım Erim Gürgen: Bu anonim mesaj olayı ilk kez başıma gelmiyor Eri...