Herkese merhaba begonvillerim.
Umarım çok merak etmemişsinizdir!
Buyrun bölümümüze..
Dün ikinci bölümü atmayı unutan yazarınızı alkışlayın... Bu arada taslak bölümlerim var, 26. Bölümdeyim ben... Ah ileride neler oluyor bir bilseniz..
Oy ve yorumlarını eksik etmeyiniz.
Bölüm Şarkısı: Billie Eilish. I love u.
***Binadan hızlı adımlarla içeri girdiğimde telefonum titremişti.
Andaç Haznedaroğlu: Yazarın sallamış, ben görmediğim birini sevemem. Gördüklerimi sevmiyorum daha.
Begonvil: Göreceğiz.
Nur kraliçe: Neredesin ya çıkacak birazdan.
Begonvil: Geldim ya geldim!
Koşturarak asansöre bindim, kapıdaki güvenlik beni biraz oyalamıştı ama çabucak sıyrıldım. Asansörde tek başımaydım, birazdan ise benimkini görecektim. Çok gergindim, çok!
Asansörden indiğimde, Nur'un görmemle gerçekten rahatladım. Koşuşturarak ona sarıldığımda o da "Hoşgeldin birtanem." diyerek bana sarılmıştı.
"Çok gerginim kızım, nasıl bir ortam burası." dedim ayrılıp etrafıma bakarak. "Neden bir şirkette çalışmak istemediğimi daha iyi anlıyorum şu an." dedikten sonra arkadaşıma döndüm. "Baksana çok kasvetli." diye ekledim. Nur'a döndüğümde kaş göz yapmasıyla, o klasik Türk film sahnesini yaşadık. Arkamı döndüğümde, Andaç karşımdaydı. Siyah bir takım giymişti, takım vücudunu sarıyordu ve çok yakışıklıydı.
"Arkadaşınızı dışarı çıkarırsanız daha iyi olur sanırım, baksanıza boğmuş burası onu." dedi alayla sırıtarak.
"Yok burası ile ilgili değildi, maşallah şirketiniz baya geniş tabi. Ben genel konuştum." dedim hafifçe.
"Ben yemeye çıkıyorum, Nur. Acil bir şey olursa bilgilendirirsin." dedi, hızlıca.
"Tabi Andaç Bey." dedikten sonra bana döndü, "Hadi çıkalım Tanem." diye eklediğinde Andaç'ın gözleri bana döndü. Ama bir şey demeden hızla yanımdan geçtiğinde geri de sadece begonvil kokusu kalmıştı.
"Ya tanımadı bile." dedim üzgünce şirketten çıkmış ve yanındaki lokantaya gelmiştik.
"Tanem dediğimde sana baktı. Bence tanıdı, ama söyleyen bir tip değil zaten Andaç Bey." dedi makarnasından yiyerek. Önümdeki salatayı kemirip duruyordum.
"Ay birazdan ölmek isteyeceğim." dedim sinirle.
"Daha çok gençsin bebeğim." dedi Nur sinir bozucu bir şekilde.
"Bu konuda haklısın." dedikten sonra duraksadım. "Benim yarın doğum günüm ya!" dedim tarihe bakarak: 14 Mart'tı bugün, yarın ise 15 Mart olacaktı.
Sen çok zekisin ya.
"Biliyorum beyni olmayan arkadaşım, o bilgisayarlardan biraz daha kaldırma başını." dedi ve ekledi: "Bütün gençliğin gitti bilgisayar başında."
"Yine açıldı anne modun." dedim hızla. "Geçen ay hazırladığım iki kodu ne kadar sattığımı hatırla istersen."
"Şu an hazırladığım şifreli algoritmayı ise CIA'ya satmayı düşünüyorum." dedim düşünceli bir şekilde.
"CIA'de açmış kollarını: 'Tanem bana algoritma hazırlasın.' diyor." Dediğinde gözlerimi kıstım.
"İstihbarat'a sattığım algoritmayı ne çabuk unuttun." dediğimde gülümsedi.
"Sayende ev aldık doğru, tebrik ederim arkadaşım." dedi hızla.
"Oturduğun yerden milyonlar kazandın resmen." dedi o günü hatırladığında.
"Ne sandın kızım?" dediğimde kahkahalar attık.
"Oo saat geç olmuş kalkalım hadi." dedi hızlıca, "Andaç Bey kızmasın." diye de ekledi.
"Muhabbete dalmışız kızım." dedim gülerek.
"Bak bak sanki aynı evde oturmuyoruz." dedi o da gülerek.
"Sen çık dışarı ben hesabı hallediyim." dedim hızlıca ve o dışarı çıktıktan sonra hesabı ödeyip yanına gittim. Şirkete kadar yürüdüğümüzde ona sıkıca sarıldım: "Akşam görüşürüz Tanem." dedi.
"Yemeği dışarda mı yesek?" dedim usulca, bugün eğlenmiştik. "Olur aslında, geç çıkmazsam." dedi ve koşturarak içeri girdi.
"Deli kız ya!" diyerek hızla arkamı dönmemle bir bedene çarptım, begonvil kokulu bir bedene. Gözlerimi kaldırıp Andaç'a baktığımda öfkeyle bakıyordu.
"Sizle başka türlü karşılaşamayacağız sanırım." dedi alayla.
***
Bölüm Sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEGONVİL|| YARI TEXTİNG
Teen FictionT A M A M L A N D I ! Yarım kalanların kitabı. İllegal işlerle uğraşan bir gece klübü işletmecisine her gün begonvil çiçeklerinden yolladığınızı düşünün. Begonvil: Bugün ki çiçeklerini aldın mı can içim? Begonvil: Seni çok seviyorum. Andaç: Ne çiçe...