"Hey!Mike!"
"Ne istiyorsun?seninle işimiz bitti."
"Dünyanız yok olacak.Bana yardım etmek zorundasın."
"Hayır değilim.Sana inanmıyorum.Bu delice bir fikir.Ve hiçte gerçekçi değil."
"...ama...bana yardım etmek zorundasın! Gerçeği söylüyorum!Sensiz...daha doğrusu gemin olmassa eğer..poker'in oyunundan asla sağ çıkamam."
"Delirdin mi?Çocuk mu kandırıyorsun?Bu çok saçma."
"Lütfen!Sana göstereceğim!Bana inanacaksın!"
Aramızdan bir esinti geçmişti.Onu nasıl inandıracaktım?Bana yardım etmezse eğer durum kötüleşecekti.
"Peki.Öyle olsun.Bu gece yarısına kadar herşey senin hizmetinde.Ama gece yarısına kadar beni inandıramazsan...işte o zaman ne yapacağını kendin düşün."
"Bekle bir dakika.İnandıramazsam eğer...bana ne yapacaksınız??"
"Sürprizi bozmak istemeyiz.Hadi bin gemiye."
Bu bana biraz şüpheli gelmişti.Belkide sadece çok ihanete uğradım diye şüpheli geliyordu.Ama mike'ın bir anda kabul etmesi hiç doğru gelmiyordu.
"Ee?Nereye gidiyoruz?Yönlendir bizi kaptan."
Gemi artık elimdeydi.Ama ilk iş ne yapmam gerek hiç düşünmemiştim.
"Biraz düşünmem gerek."
"Peki,kaptan."
Ne yapmalıydım?Poker'i hemen bulamayacaktım.Buna emindim o yüzden onu hemen aramak mantıklı değildi.
Poker demişken... yaşlı adamın bana anlattıklarından sonra her ne kadar yapmamam gereksede poker'e karşı bir acıma duygusu hissetmiştim.Ve yaptıkları buna bağlı olduğundan belki hala bir şansım olabilir diye düşünüyordum.
Ben... sanırım ben sadece kendimi avutmaya çalışıyorum.Onun o güzel suratının arkasındaki şeytanı görmüş olsam bile...hala etkisinden çıkamamış gibiyim...
Çıkmaza girmiş gibiyim...
Gemiden gelen bağırış sesleri düşüncelerimi yarıda bıraktı.
Sessizce kapıdan söylediklerini duymaya çalıştım."Kaptan!Bir korsan yalan söylemez!Korsanlar dürüst değil midir?"
"Sesini alçalt mankafa.Varmak üzereyiz zaten.Onların bölgesine girdik bile.O gerizekalı birşey anlamadan teslim ederiz."
"Efendim!"
"O adam bize bolca para verdi bile.Yapmak zorundayız beyinsiz! Ayrıca...bir korsan asla dürüst olmaz.Korsanlar barbardır.Bunu öğrenmeliydin."
Sezgilerim beni yanıltmamıştı.Mike'ın bu kadar kolay kabul etmesi bana garip gelmişti zaten.
Kaçmam gerekiyordu.Ama denizin ortasında nereye kaçacaktım?...
Hiç birşey yokmuş gibi odadan çıktım.
"Nereye gideceğimize karar verdim. Gideceğimiz yer buranın tersinde.Gemiyi çevirin."
Mike'ın eli ayağına dolaşmış gibiydi...
"Ee...Bir teslimat yapmam gerekiyor.Merak etme sana kaybettiğin zamandan ek süre vereceğim."
"Korsanlar ne zamandan beri teslimatçı oldu?"
Poker'in sırf beni oyuna getirmek için bu kadar şeyi düşünmesi beni sinirlendirmişti.
Ama bilmediği birşey vardı.Ben ondan daha güçlüydüm.Tam o sırada mürettebattan biri geminin üstüne birsürü insan çıkardı.Hepside kurtulmaya çalışıyordu...Ben nasıl bir oyunun içindeydim?
"Bu da ne...?"
"..."
Mike bu sefer bir yalan uyduramamıştı.
Üstüme doğru hızla koşmaya başladı.Tam güçlerimi kullanmayı deneyecekken ellerimi arkaya aldı.Bir adaya yaklaşmıştık.Adaya bakıyordum.
Sisler etrafı sarmıştı.Bataklık havası vardı.
Koyu yeşil ağaçlar,beni yiyecek gibi bir oraya bir buraya sallanıyordu..."Bırak beni!"
"Üzgünüm ama olmaz."
"Bize ne yapacaksınız!?Neden bu adaya geldik?"
"Sen ilk gemiye geldiğinde sana birilerinden bahsetmiştim."
"Yamyamlar..."
Sessizce gülmeye başladım.
"Neye gülüyorsun gerizekalı?"
Bu sefer gülmemi tutamamıştım.O kadar sesli gülüyordum ki benden korkmuş gibiydiler.
"Bu çok komik."
"Neye gülüyorsun dedim!?"
"Benimle bir daha öyle konuşta o dilini yerinden sökeyim beyinsiz."
"Bu durumda nasıl böyle konuşursun seni öldürmemi mi istiyorsun!?"
"Hadi öldür.Zaten artık sıkılmıştım.Benimle
kimse böyle konuşamaz anladın mı? İnsanlar beni salak mı sanıyor!Neden beni kandırmaya çalışıyorsunuz!?"Gözlerimden yaşlar süzülürken duygu karmaşası içindeydim.İçimdeki enerjiyi
susturamıyordum.Bir anda bilincimi kaybediyor gibi hissetmeye başladım.Ne olduğundan emin değildim...
Gözlerim kararmaya başlamıştı...
⏳...⏳
Yavaşça gözlerimi açmaya çalıştım.Kafama taş fırlatmışlar gibiydi.
Yavaşça kalktım... Görüş açım netleşene kadar bir yere yaslandım.
...
Görüş açım netleşmişti.Gözlerim kocaman açılmıştı... gördüğüm...bu gördüğüm tam bir vahşetti...bunu kim yapmıştı!
Yerdeki cansız bedenlere bakıyordum.Mike
...ve gemideki diğer herkesin.Bir anda gözlerim elime kaydı...N-ne!?
Neden heryerim kana bulanmıştı?
Yaram varmı diye hemen kontrol etmeye başladım.Ama yaram da yoktu...Bu da neydi böyle!?
Bunların hepsini benmi yapmıştım!?Ama...hiçbişey hatırlamıyordum.
Benim içimde...bu kadar vahşi ne vardı böyle?...
♣Bu bölümün şarkısı ♣→k-391 & Alan walker-ignite
ŞİMDİ OKUDUĞUN
13.MINTIKA
Science FictionYıl~2020 Ben Emily; O gün arkadaşımın ölmesiyle tanıştım bu virüsle.İnsanlar ölüyordu.Acıyla hemde. 8,5 milyar kişiden 2.500 kişi kalmıştı koskoca dünyada...☣️ Kalan kişilerin özel güçleri vardı. Bende yaşıyordum.Benimde güçlerim vardı...❄️💓 Boştu...