Derin Sezgin..
Sabah gözümü çok ağır bir baş ağrısıyla açtım.
Gözüme giren güneşle gözlerim acıdı ve gözlerimi sıkıca birbirine bastırıp geri açtım."Uyandın mı Kanka?"
Ece'nin sesini duyunca başımı ona çevirdim.
Ayakta yatağını düzeltirken yandan bir bakışla bana bakıyordu.
Yataktan kalkmaya çalışırken başıma bir bıçak saplanmış gi oldu ve acıyla İnledim. Allah'ım başıma n'oluyordu böyle!?"Başım çok ağrıyor!" dedim acıyla.
Ece yanıma yer yatağına oturdu.
"Kanka, ne oldu dün akşam? Bana her şeyi anlat çabuk! Baran seni kucağında eve getirince şok geçirdim. Sen kendinde değildin ve dağılmıştın. Ne olduğunu-" derken onun sözünü kestim.
"Baran beni buraya mı getirdi? Hem de kucağında?"
Kafasını olumlu anlamda salladı.Dün gece ne olmuştu. Hatırlamaya çalıştım fakat düşünmek beynimi acıtıyordu.
Korkarak Ece'ye baktım."Ece, dün akşam ne olduğunu bilmiyorum. Hatırlamıyorum."
Ece "Saçmalama Kanka! Ne demek bilmiyorum!? Ne demek hatırlamıyorum!?" dedi sinirle.
"Ne yapayım Kanka hatırlamıyorum. Gerçekten!"
Ece omuzlarımdan tuttu ve gözlerimin içine ciddiyetle baktı.
"Derin, sadece bunu hatırlamaya çalış. Baran ile birlikte oldunuz mu?"
****
"Al bunları giy."
Ece'in elime verdiği kıyafetlere baktım.
Kırmızı ekoseli bir etek, siyah uzun kollu bir kazak ve siyah spor ayakkabı.Okulumuzun müdürü Abdulvehhab Hoca, okul kıyafeti konusunda oldukça katıydı.
Bunun için ben de okul kıyafetine yakın bri etek giymeyi tercih ettim.Ece de bana benzer şeyler giymişti.
Ece'de birbirine benzer bir sürü kıyafet bulabiliyorduk. Ne anlıyordu bilmiyorum ama aldığı her şeyin bir başka benzerini bir daha alıyordu. Aynı bugün giydiklerimiz gibi.
Giyindikten sonra siyah beyaz üstünde tatlı bir panda 🐼 bulunan çantamı aldım. Neyse ki dün onu buraya getirmiştim de kitaplarım yanımdaydı.
Kapıdan çıkmak için aşağı indiğimizde deri ceketlerimizi giydik tam kapıdan çıkarken zil çaldı. Kapıyı açtım. Zehra gelmişti. Beraber okula yürümeye başladık.
Yolda Zehra bana dün ne yaşadığımızı sordu. Ona hiçbir şey hatırlamadığımı söylediğimde "Nasıl bir şey hatırlamazsın! Ya çocuk senin ırzına geçmişse!?" diye sert bir tepki vermişti.
Okulun önüne geldiğimizde birkaç saniye duraksadım. Baran ile aynı okul sınırları içerisinde olacağım için bir tutam huzuırsuzdum.
Okulumuzun adı "Ders-i Ala Koleji"ydi. Bu okul Emin Durgun'un dedesi tarafından kurulmuş. Çok köklü bir okulmuş. Bunların soyu Osmanlı'ya mı ne dayanıyormuş da onun için adını böyle çağ dışı bir şey koymuşlar.
Okulda n içeriye sınıfımızda girdiğimizde yerimize geçip oturduk. Kızlar duvar kenarında en arkada ben de onların önünde etek başıma oturuyordum.
****
Okulda başıma - Allah' a şükür! - hiçbir şey gelmedi.
Okuldan çıkarken Ece, annesine doğum günü hediyesi almak için bizden ayrıldı. Biz de Zehra ile yürümeye başladık. Tam köşeyi dönmüştü ki Psikopat Tayfa'yı gördük. Hemen Zehra'ın kolundan tutup onu kenara çektim.Huzursuz bir sesle "Kanka ben Baran'nın yanından geçemem" dedim.
Zehra "Bunlar üç kişi değil miydi?" diye sordu.
Kafamı salladım.
"Sancar yok Kanka. Ne yapacağız şimdi? Oradan hayatta geçmem!"
Zehra "Ben nerden gideceğimizi biliyorum, gel!" dedi ve arkamızı dönüp hızlıca yürümeye başladık."BÜCÜRÜK!"
Baran'nın sesini duymamızla koşmaya başladık. Koşarken bri çocuğa çarptım.
"Yavaş!"
Çocuğun yüzüne yalvaran gözlerle bakarak "Lütfen bizi koru!" dedim.
Çocuk "Kimden?" diye sordu.
Elimle köşeyi yeni dönen Baran ve Emin'i gösterdim.
"Onlardan!"
Çocuk sırıttı. Zehra sinirle "Ne gülüyorsun? Komik mi?" dedi.
Çocuk kafasını salladı. "Evet, komik. Geçin arkama."
Çocuğun demesiyle arkasına geçtik.Baranlar da yanımıza varmışlardı.
"Bulut çekil yolumuzdan."
İsminin Bulut olduğunu öğrendiğim çocuk "Oldu. Başka r emriniz?" dedi dalga geçerek.
Emin Bulut'a tehtidkar bir şekilde bakarak konuştu.
"Bir de bizim için kendini uçurumdan atsan, ne güzel olur!"
Bulut "Maalesef bunu yapamam ama isterseniz sizi atabilirim." dedi.
Baran bu durumdan sıkılmışa benziyordu.
"Bücürük, niye böyle yapıyorsun ki? Seninle konuşacağım sadece."
Omzumu silktim.
"Ben seninle konuşmak istemiyorum."
Baran saçlarını kaşındı.
"Bak sinirleniyorum.!"
"Ben senin her istediğini yapmak zorun-"derken telefonum çaldı.
Ece arıyordu.
Bulut kaçmasın diye kolunu tuttum ve telefonu açtım.
" Alo? Efendim Ece? "" Arkadaşına çarptım. Hastaneye gel!"
Kitabımı beğendiyseniz lütfen oylayın..
Sizi seviyorum ❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜCÜRÜK
ChickLitBaran üzerime yürümeye başladı. Ben de geriledim fakat sırtım kulübeye çarpınca durmak zorunda kaldım. Artık Baran ve kulübe arasında sıkışmış bulunmaktaydım. Ve her ne kadar kızgın olsa da lacivert gözleri çok güzeldi. Tamam! O son sözleri söylem...