Yakışıklı Değil Ki Sanırsın Gök Taşı!

515 17 3
                                    

Ece Boran*

Deniz abi - aslında yüzüne karşı abi demem neden böyle söyledim ben de bilmiyorum - beni evlerinden kendi evime götürürken arabadaki sessizlikten acayip sıkıldım ve konuşmaya başladım.

"Eee, sen ne yapıyorsun Deniz?"

Sorduğum soruya "Araba kullanıyorum Ece.?" diye soru sorar adına ve alay eder gibi cevap verdi.

Gözlerimi devirdim ve yalandan bir kahkaha attım.

"Hahah çok komiksin yaa, tıp okuma bence komedyen ol sen."

Biz Denizle baya iyi arkadaşız. Çok kafa dengiyiz filan yani.. Hatta bence Derin bazen bizi kıskanıyor.

"Yaa Allah aşkına Ece, tek derdin bu mu şu an?"

Ona yan yan baktım. Benimle dalga geçen oydu bir de kalkıp bana laf söylüyor! Hay Yarabbel Alemin!

"Off Deniz, şu an seni çekemeyeceğim. Araba çok sessiz diye bir konuşma açayım dedim ama sen saçmalamaya başladın. Bunun için susuyorum. Sen de dene bunu güzel bir şey."

Deniz'e adeta trip atıp kafamı cama çevirince gülmeye başladı.

Lan oğlum iyisin hoşsun da ne diye gülüyon şimdi!

" Komik bir şey mi var? "

Sertçe sorduğum sorudan sonra dudaklarını birbirine bastırıp gülüşünü bastırmaya çalıştı.

****

Yolda saçma sapan şeyler konuşarak on beş dakika sonra evime varabildiğimizde Deniz'e teşekkür ettim ve arabadan indim.

Arabasıyla gözden kaybolunca evine girmek için arkamı dönmüştüm ki karşımda kimi görsem beğenirsiniz?

SANCAR ERDOĞAN!

Bu çocuğun benim evimin önünde ne işi var diye düşünüyordum ki orada durup dikilmenin bir faydası olmadığını anladım ve ona yaklaştım.

"Merhaba." dedi soğuk bir şekilde.

Ben de "Merhaba." dedim ama benim ses tonum da çekingenlik vardı. "Bir şey mi diyeceksin?"

Olumlu anlamda kafasını salladı.

"Seninle Şey hakkında konuşmak istiyorum..." dedi ve sustu.

Hay Allah! Acaba ne hakkında konuşacak ki?

"Ney hakkında?" dedim.

"Ben senin ayağını kırdım ya geçen hafta." Kafamı salladım. "Senden şey yapacaktım."

Ya ne yapacaktın oğlum?! Şey yapacaktım diyip duruyorsun! Aklıma fesat fesat şeyler geliyor. Tövbe tövbe!

Tabii ki bunları yüzüne demedim.

"Ne yapacaktın?" diye sordum onun yerine.

Kararsızlıkla saçlarını karıştırdı. - ve Allah belamı versin, böyle çok tatlıydı lan! - Sanki biraz çekiniyor gibiydi.

"Şey yapacaktım işte.. Şey dileyecektim."

NE!?
SANCAR BENDEN ÖZÜR DİLEYECEK LAN!
YUH ARTIK!
SANCAR ERDOĞAN BENDEN ÖZÜR DİLEYECEK!

Anlamamazlıktan geldim.
"Ne dileyecektin?"

Derin bir nefes aldı.

"Anladın işte. Ne soruyorsun bir daha!?"

"Yoo anlamadım. Söyle hadi.!" dedim ısrarla bilemezden gelerek.

"Off, Şey işte..." Sustu. Sonra fısıldayarak "Özür dilerim." dedi.

Yok canım.! Bu fırsat ayağıma r kez gelir.

"Ne dedin? Ben duymadım da."

Sancar çaresizlik içinde bana baktı.
"Özür dilerim." dedi sessizce.

Kafamı salladım.
"Hala duymuyorum."

Fazla üstüne gitmiş olmalıyım ki bağırmaya başladı.

"LAN LANET OLSUN! ÖZÜR DİLERİM! OLDU MU?! BİR ÖZÜR DİLEYELİM DEDİK KIRK YILDA BİR KARŞILAŞTIĞIM DURUMA BAK ARKADAŞ!"

Bir tık korkmuş olabilirim. Hem Sancar'dan hem de insanların özellikle annemin duymasından.

Konuşmaya hatta muhtemelen bağırmaya devam edecekken elimle ağzını kapattım.

" Sessiz ol. Tamam özrünü kabul ediyorum. İnsanları uyandıracaksın.!
Elimi çekeceğim ama lütfen bağırma tamam mı? "

Tepki vermedi. Sadece durdu. Neden tepki vermiyor lan bu!?

"Hey sana diyorum tamam mı?"

Kendine gelen Sancar kafasını salladı ve ben de elimi yavaşça çektim.

Hiçbir şey demedi. Ben de demedim. Sadece birbirimize baktık.
Ve ben içimden şöyle geçirdim: "Analar neler doğuruyor ya?"

Harbiden bir insan böyle yakışıklı olmayı nasıl becerebilir anlamadım ki! Ama çocuk sadece yakışıklı değil ki sanırsın gök taşı!

Orada beklemekten ayaklarımın ağrıdığını hissettiğimde samimi olmayan bir gülümseme yerleştirip yüzüme tam konuşacakken o konuştu.

"Şöyle samimiyet noksunu şekilde gülme, yüzüne yakışmıyor."

Allah Allah ya gülmeme de karışıyor.

Yüzümdeki gülümseme elveda bile dilemeden çekip giderken "Başka bir şey demeyeceksen evime girmek istiyorum. Ayaklarım ağrıdı da." dedim.

Olumsuz anlamda kafasını salladı.
"Yok, gidebilirsin. İyi geceler." dedi ve orayı terk etti.

AYI!
İnsan bir bekler evin içine girene kadar!
Katkısız orman ayısı!

Söylenerek eve girdiğimde aslında sebepsizce mutluydum.
İçimde Sancar ile başka zamanlarda da bir araya geleceğimize emin bir his vardı. Ve galiba ben bunun için mutluydum.

İyi geceler..

Neden o kadar zaman varken gece gece yazıyorum bilmiyorum. Galiba gece bana ilham veriyor.

Sancar, Ece'den özür diledi! Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Lütfen oylamadan ve yorum yapmadan geçmeyin canlarım..

Sizi seviyorum 🐼 🐼



BÜCÜRÜK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin