Dizlerimin bağı çözülecek gibiydi. Baran resmen karşımda durmuş onun evine geldiğimi söylüyordu.
Ağabeyim "Siz tanışıyor musunuz Baran ile?" diye bir soru yöneltti bana.
Cevap veremedim. Sadece yavaşça başımı salladım. Fakat Baran konuşmaya başladı.
"Evet tanışıyoruz biz. Aynı okulda okuyoruz ya, okulda tanıştık. Gerçi o benim kim olduğumu biliyordu fakat ben onu tanımıyordum. Senin kardeşin olduğunu öğrendiğimde de şaşırmıştım."
Psikopat pislik yaaa.. Hadi söylesene kardeşinle yattım diye. Gerçi o olay öyle oldu mu olmadı mı hala bilmiyorum ki..
Acaba abim bunun bu psikopatlığını biliyor mu?
Abim" Aaaa sen de Derinlerin gittiği koleje gidiyordun değil mi? O zaman artık kardeşimi okulda sana emanet edeyim. Onunla ilgilenirsen memnun olurum Baran. "dedi.
İlk başta abimin dediğini idrak edemedim. Anladığımda ise büyük bir şok tüm vücudumu ele geçirdi.
Abim az önce beni psikomanyak birine mi emanet etmişti yoksa bana mı öyle geldi!?
Ay, bayılacağım galiba!Kafamı olumsuz anlamda şiddetle salladım.
"Ay ağabeyim hiç gerek yok bence. Ben kendime bakarım, gerçekten bakarım. Hem Baran'ın başına da yük olmayayım değil mi?"
Lütfen bu gerçek olmasın, lütfen!
Abim bir şey söyleyecekken telefonum çaldı.
Kurtarıcı meleğim Zehra arıyordu.Özür dileyerek masadan ayrıldım ve sessiz bir yere gittim.
" Zehra hayatımı kurtardın. İyi ki aradın be! "
Zehra çıkışımı anlayamadı.
" Sen iyi misin Derin? Bir problem mi var?"
"Kanka başıma neler geldi? Ben şu an neredeyim bilemezsin!"
"Ay çatlatmada anlat be!"
Bu gece yaşadığım her şeyi Zehra'ya anlattım.
"Yuh! Baran gerçekten iyi aile çocuğu mu yani?"dedi.
" Bilmiyorum Kanka. İyi aile mi yoksa kötü aile mi ama cemiyette adı olan bir aile olduğu kesin! "dedim.
" Sen oradan ayrılabilir misin? Hee zaman takıldığımız kafeye gidecektik Eceyle. Sen de oraya gelsen. "
Görebilecekmiş gibi hevesle kafamı salladım.
" Gelirim Kanka uçarak gelirim hem de. Burda göründüm işte bir saat. Neyse kapatayım şimdi. Orada görüşürüz. "
Telefonu kapatıp arkamı döndüğümde Baran'ı gördüm. Dikilmiş beni izliyordu.
Onu görmemiş gibi yanından geçip gidecektim ki kolumdan tuttu ve beni peşinden sürüklemeye başladı.
Evin içine girdik ve onu odası olduğunu düşündüğüm bir odaya girdik. Kolumu bıraktı.Sinirle ona döndüm. Bu yaptığı da neydi şimdi?
"Ne yapıyorsun yaa? Ben senin oyuncağın mıyım? Oradan oraya sürüklüyorsun?"
Sesim sert çıkmıştı. Bununla birlikte o kaşlarını çattı.
"Fazla öz güven göte vurur Bücürük!"
Söylediği sözler üzerine yüzümü buruşturdum. Böyle konuşmalar her zaman benim midemi bulandıran şeylerdi. Argo konuşmayı - en çok da küfürü - neden bu kadar severler anlamam hiç!
Baran üzerime yürümeye başladı. Geriledim. Durmuyordu lanet herif! Sonunda sırtım duvara çarptığında o da önümde Durdu ve kollarını iki yanıma koydu.
"Neden benden kaçıyorsun Bücürük?"
Sorusuna bir müddet cevap vermeden sadece ona baktım.
"Bücürük?" dedi soru sorar gibi.
Sor Bücürük. Ay ben ne dedim az önce? Ne Bücürüğü? Derin, benim adım Derin!
Sor Derin! Namusun elden gitti mi sor!"O gece... Sen... Ben... Yani.. Seninle beraber... Şey yaptık mı?"
"Ney yaptık mı?"
Çocuğa bak bi de benle dalga geçiyor ya!
"Şey işte.."
"Ney Bücürük?"
Alaylı sesine daha fazla tahammül edemedim.
"LANET OLSUN! BİRLİKTE OLDUK MU İŞTE!?"
Bağırarak söylediğim sözler üzerine birkaç saniye bir şey söylemedi.
Şok oldu herhalde. Galiba ben de kahvaltı da yürek yedim herhalde? Bu çocuğa böyle bağırdığıma göre kesin yürek yedim!
"Sen ve ben.." dedi ve sustu. "Sen ve benim aramızda hiçbir şey olmadı Bücürük!"
Yaşadığım rahatlıkla ağlamaya başladım. Hem de öyle böyle değil, hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.
Baran ne olduğunu anlamadı.
"B-Bücürük, iyi misin? Neden ağlıyorsun?"
Hıçkırıklarımın arasından "Yani biz hık.. biz birlikte olmadık mı hık.." diye konuştum.
"Şimdi de birlikte olmadığımız için mi ağlıyorsun. Seninle yatsam daha mı mutlu olurdun yani?"
Kafamı olumsuz anlamda salladım. Aynı zamanda duvara yaslı şekilde yere çöktüm. Tam Baran'nın ayaklarının dibine.
" Ben ne senaryolar yazdım hık.. Ne kadar hık.. Korktum biliyor musun hık.. "
O da yanıma oturdu.
" Tamam Bücürük ağlama. Sen de ne sulu göz çıktın. Mutsuzken ağlıyon, mutluyken ağlıyon.."
Sözleriyle gözümdeki yaşları silmeye çalıştım. O da durumumun farkına varmış olacak ki ayağa kalktı ve bana bir mendil verdi. Ben de mendille yüzümü sildim. Zaten makyaj az olan yüzümde şu an hiç makyaj kalmamıştı.
Öylece otururken Baran'nın elini kalkmam için bana uzatmasıyla küçük çaplı bir şok geçirdim.
Ben Baran'nın eline yaşadığım şokla öylece bakarken o bu durumdan sıkılmış olmalı ki "Bücürük elimi tutup kalkmayı düşünüyor musun artık!" dedi.
Kızmasın diye hemen elini tuttum ve ayağa kalktım. Kalktığım an elimi elinden ayırdım.
"Ben artık aşağıya ineyim. Annem merak etmiştir." dedim ve bana bir şey söylemesine izin vermeden odadan çıktım. Merdivenlerden inerken arkamdan seslendi.
"Ben sana gösterdiğim kadar kötü biri değilim Bücürük! Sadece duvarlarım var!"
▪️ Eeee, kitabı nasıl buluyorsunuz?
▪️ İmla konusunda bazı yanlışlarım olabiliyor. Çünkü ben profesyonel değilim. Ayrıca bölümleri telefondan yazıyorum.
▪️ Baran ile Derin'in geleceği sizce nasıl şekillenecek?
▪️ Maalesef kitabın bölümlerini hızlı şekilde size sunamıyorum çünkü gün içinde zamanım fazla olmuyor.
▪️ Kitabı beğendiyseniz lütfen olayı ve yorum yapın. Hatta takip ederseniz çok mutlu olurum..
▪️ Sizi seviyorum 🐼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜCÜRÜK
ChickLitBaran üzerime yürümeye başladı. Ben de geriledim fakat sırtım kulübeye çarpınca durmak zorunda kaldım. Artık Baran ve kulübe arasında sıkışmış bulunmaktaydım. Ve her ne kadar kızgın olsa da lacivert gözleri çok güzeldi. Tamam! O son sözleri söylem...